Son dönemde et fiyatları ciddi anlamda artış gösterdi.
Et fiyatları yalnızca artmakla kalmadı, fiyatlarda da büyük bir dengesizlik ortaya çıktı.
Aynı et bir yerde 90 TL iken başka bir yerde 130 TL ye kadar çıkabildi. 
Peki bu dengesizliğin ve bu artışın sebebi ne? Et fiyatları neden artıyor? Et neden bu kadar farklı fiyatlara satılabiliyor. 
Et sektörünün iki temel aktörü ile konuştuk. Kasaplar ve hayvan üreticileri. Kasaplara göre fiyatlardaki artışın temel nedeni artan nüfus ve buna karşılık azalan arz…
Yani nüfus artarken hayvan sayısı azalıyor.
Hayvan üreticileri ise aksini düşünüyor. Onlara göre fiyat artışlarındaki temel neden piyasadaki yapısal sorunlar yani kesimden sofraya gelene kadar pek çok aracının bulunması et fiyatlarını arttırıyor.
Denetimsizlik ise fiyatlardaki dengesizliğe neden oluyor. Hayvan üreticilerine göre otel ve restoran gibi büyük tüketicilerin canlı hayvan alamayışı ve kesimhanelerin mevcut durumu da fiyat artışlarında önemli bir etken. Peki bu sorunun çözümü ne? Fiyatlar nasıl düşecek?
Kasaplara göre çözüm ithal et, hayvan üreticilerine göre ise sübvansiyon.
Yani et fiyatları pahalı, vatandaş dertli ama kafalar karışık. Sizler için sorduk. Kasaplar ve hayvan üreticileri yanıtladı.

İsmail Kamkam (İ. Kamkam Et Pazarı):
Soru: Son zamanlarda et fiyatlarında ciddi atışlar oldu bunun sebebi nedir?
İsmail Kamkam:
Hayvan azlığından, hayvanları geç doğum yapması et fiyatlarında oynama yapılması sebeplerden birisidir. İkincisi yem fiyatlarının yüksek olması, işletmecilerin azalması buna bağlı olarak tüketici kısmının çoğalması diye bir sürü neden sayabiliriz. Bugün Kuzey Kıbrıs’ta bir buçuk milyonun üzerinde insan vardır. Nüfusa kayıtlı olarak yaşayan insanların dışında buraya gelen turist ve öğrenci sayıları da vardır. Tabi birde otellerin sayısı da her geçen gün artmaktadır. Tüm bunlarla tüketim fazla oluyor ve yetersiz üretim de vardır.

Mustafa Naimoğulları (Hayvan Üreticiler ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı):
Soru: Öncelikle sizi tanıyabilir miyim?
Mustafa Naimoğulları:
Veteriner hekimim. Yaklaşık 15 yıldır birlik başkanlığı yapıyorum. 30 yıldır da veteriner hekimliği yapıyorum. Yılardır Koop Süt, Sütek gibi kuruluşların yönetim kurullarında çalışıyorum. Yıllardır sektörün içerisindeyim. Biliyorsunuz ki özellikle sektörün içerisinde olmak çok da kolay değildir. Hayvancılık sektöründe olmak için hayvan sektörünü iyi bilmek gerekir. Özellikle bu sektörün daha iyiye gitmesi için uğraş veriyoruz.
Soru: Et fiyatları son zamanda fazlasıyla artış gösterdi. Ete fiyat vermek direk sizi ilgilendiriyor. Sizden kasaba giderken etin fiyatında fazla artış meydana geliyor. Sizce et fiyatlarının bu kadar artış göstermesinin sebebi nedir?
Mustafa Naimoğulları:
Esengül hanım bakınız, dünyanın her yerinde et fiyatlarını belirleyen unsurlar nelerdir? Bunu çok iyi bilmek gerekir.
Siz özellikle ne yapacağınıza doğru objeden bakmazsanız, günün sonunda hiçbir şekilde bu işleri kontrol edemezsiniz. Yani serbest piyasa koşulları bahane edilip ülkede et fiyatları bu şekilde dengesiz olursa, kontrolü elden bırakırsanız herkes şikayet eder. Hayvancı da şikayet eder, kasap da şikayet eder ve günün sonunda bir yere varamayız. Bu zamana kadar konuyla ilgili başaramadığımız birçok şey var.
Öncelikle bu ülkede girdi maliyetini bir türlü düşüremedik. Siz bu ülkede 2.5 veya 3 TL ye sütü üretirsiniz ama markette bu sütün fiyatı 7 TL’dir. Siz bu ülkede üretim yapıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz ki markette ürettiğiniz ürün üç katına satılıyor. Bu sefer de sorgulamaya başlıyorsunuz. “Nasıl oluyor da üç liraya satışa çıkan bir ürün markette bu kadar fazla fiyata satılıyor.” Burada maliyete neden olan unsurları iyi bilmek gerekiyor. Her şeyin bir maliyeti vardır.
Canlı hayvan fiyatları yıllarca sabit kalmasına rağmen, her zaman et fiyatlarında bir değişiklik olmuştur. Nedenini araştırdığınız zaman; kasap kendine göre bir neden buluyor. Kasap “ benim maliyetimi etkileyen birçok unsur var” diyor. Peki nedir maliyetin? “Poşet parası, içecek parası, elektrik parası derken hepsini alt alta koyarak bir fiyat belirliyor.” Hayvancıya baktığınız zaman; arpa fiyatları değişti, yem fiyatları değişti, maliyetler arttı ama canlı hayvan fiyatlarında bir değişiklik olmadı. 
Neden değiştiremedi? Çünkü bu hayvancının elinde olan bir şey değildir. Esas sıkıntı buradadır. Eğer hayvancının bu konuda müdahil olabileceği bir koşul olsa, o zaman ülkede bir denge sağlanabilir. Hayvancının elinde bir et tanzim yeri olsaydı veya elinde bir mezbaha olsaydı ve hayvancılık kooperatiflerinin üzerinden ülkedeki et fiyatlarının ücretlerini belirlemiş olsaydınız, biz şuan bunları konuşmamış olacaktık. Neden? Biz yıllardır bunun için bir uğraş veriyoruz. Bu konuda özellikle atıl durumda olan Lefkoşa Türk Belediyesi’nin mezbahasının faaliyete geçirilmesi için çok çaba sarf ettik. Bu konuyla ilgili belediye ile çalışabilir miyiz, kooperatiflerle çalışabilir miyiz diye çok uğraş verdik. Belediye bir türlü bu mezbahanın çalıştırılması için aktif bir görev sağlayamadı ve bizden bu konuyla ilgili para istedi. 6 milyona yakın bir para istedi. Daha sonra kendisi çalıştırayım diye uğraştı, belli bir süre çalıştırdı ama belli bir süre sonra ekonomik olarak mezbahayı çalıştıramadı. 

Zaten  mezbahanın konumu da çok yanlış bir yerde. Lefkoşa’nın içerisinde ve oraya ulaşım oldukça zor. Oraya giderken yolda iki tane mezbaha var. Bu mezbahanın oradan sökülüp başka bir yere kurulması gerekir. Lefkoşa merkezinin içerisinde, Hamitköy çevre yolu zaten bitmemiş ve ara emri alındığı için o yolu kullanamazsınız. Hayvanlarla yüklü araçlarla sanayinin içerisinden geçip mezbahaya ulaşmanız oldukça zor. Zaten mezbahanın yanına da bir okul yapıldı. O mezbahanın oradan sökülmesi lazım ve başka bir yere kurulması gerekir. 
Eğer mezbahaya sahip olup, o mezbahadan direk olarak otellere, restoranlara, marketlere ve kasaplara eti verebilmiş olsaydık. Biz bu ülkede et fiyatlarının her yerde dengede olmasını sağlardık. 
6 veya 7 çeşit canlı hayvan olmasına rağmen neden sadece iki çeşit et satışı yapılmaktadır. Bu da maliyeti arttırmaktadır. Eğer ki siz asgari ücretle çalışıyorsanız, maaşınız da düşükse sizin gidip eti 40 TL ye almanız gerekiyordu. 35-40 TL ye alabilirdiniz. Kasaba gittiğiniz zaman bütün etler de dana olduğu için 55-60 TL ye alıyorsunuz. Bu seferde ne eti olduğunu bilmiyorsunuz. Bu konuda bakanlık açıklama yaptı; bugünden itibaren mezbahada etlerin cinsine göre sınıflandırılıp ve bizim baskımızla mühürleme yapılacağını ortaya koydu. Tabi ki burda da soru işaretleri vardır. Bunu siz uygulasanız bile kasabın dükkanında nasıl kontrol edeceksiniz. Mezbahada eti kontrol edip mühürledikten sonra kasabın dükkanına gidip o ürünleri de kontrol edeceksiniz.

Özellikle her yıl kuzu ile dana aralık ve ocak aylarında bir, iki TL değişebilir. Hem maliyetlerin yükselmesinden dolayı  hem de turfanda olduğu için, o dönemde biraz yağmur, çamur olduğu için kuzu yetiştirenler için biraz maliyetli olduğundan canlı hayvan fiyatı artabilir. Bir yandan canlı hayvanın kilosu bir, iki TL artarken, siz bir yandan da etin kilosunu 20-25 TL arttıramazsınız. Siz bugün 30-31 TL ye kuzu eti alabiliyorsanız, şuanda canlı hayvan fiyatlarını belirleyen zaten kasaplardır. Bir gün bir bakıyorsunuz bir kasap çıkıp bir açıklama yapıyor “ kuzunun kilosu 32 TL’dir.” Ertesi günde başka kasap bu açıklamaya inat “ kuzunun fiyatını 35 TL” yapıyor.  Kasaplar bunu yaparken hayvancıdan et alırken ona bunu sormuyorlar. Günün sonunda biz bu konuyla ilgili bakanlığa gittik. Kasaplar birliği de gelsin dedik. Bir protokol yapalım dedik. Canlı hayvan fiyatlarını sabitleyelim ama kasaplar da gelsin et fiyatlarının maksimum kaç olacağını bize söylesin ve onlarda bu protokole imza koysun, Tarım Bakanlığı da bu protokole imza koyacak ki bizde bu ülkede yem fiyatlarının artmayacağının, üretim maliyetlerinin artmayacağının garantisini alalım. Bir yandan maliyetler artarsa öte yandan kasap istediği fiyattan eti satarsa; hayvancı neden hayvanın fiyatını sabitlesin… Bu bir maliyettir. Her şeyin de bir maliyeti var. Nasıl ki kasap aldığı hayvandan maliyetini çıkartıyor hatta poşetine kadar hesaplıyorsa hayvancı da bunu yapabilmeli. 
Günün sonunda gelsinler bir protokol yapalım. Biz hayvan fiyatlarını sabitlemeye hazırız ardında siz de maliyelerin artmayacağının altına imzanızı koyacaksınız. Hiç kimse gelmedi. Çünkü herkes serbest piyasayı bahane ederek istediği fiyata bu eti satmaya devam ediyor. Bazı marketler de kapısının üzerine “biz pazartesiden itibaren canlı hayvan fiyatlarının artışından dolayı et satışını durduracağız” yazısı asmışlar. Ben de dedim ki “bu iş çok iyi oldu.” Zaten bu ülkede kaosu yaratan marketlerin kendisidir. Halkın Güney’e gitmesinin sebebi marketlerdir. Çünkü market kendisi canlı hayvan almıyor. Market etini kasaptan alıyor. Şimdi hayvancı dan 30 TL’ye kuzuyu alıyorsunuz. Bu eti alan aracı kasaba 65 TL’ye satıyor. Kasap 30 TL’ye olan etin üzerine yüzde otuz karını koyuyor. Oldu mu bu sefer de etin fiyatı 85 TL. Kasap markete de karını koyduktan sonra markete etini satıyor. Bu defa da market yüzde 20 karını ortaya koyuyor. Kuzunun fiyatı marketin reyonlarında 120 TL oluyor. 

Şimdi 60 TL’ye mal olan bir kuzu markete gidene kadar bu kadar el değiştirirse, bu kadar fiyat farkı olursa bu iş yürümez. Demek ki market bu kaosu yaratıyor. Market eti direk üreticiden almıyorsa, bu marketin et satması doğru bir olay değildir. O yüzden bizim bir mezbahamız olsaydı, hayvancılık kooperatifinde olsaydı ve bütün kesimler bunun altında olsaydı, siz et satışını oradan her noktaya yapardınız. 
Bu durum kasapların işine gelmez. Şimdi biz mezbaha sahibi olsak. Kasap istediği biçimde fiyatlarla oynayamayacak. Sadece mezbahaya sahip olmak yeterli değildir. Mezbahaya sahip olduktan sonra ikinci bir ayakta hayvancılık kooperatifi ve hayvancılar birliğinin, devletin kurumlarıyla birlikte et tanzim noktaları açması gerekiyor. Lefkoşa’ya, Mağusa’ya ve Girne’ye et tanzim noktaları açtığınız zaman bu dengeyi korursunuz. Bu ülkede halkın kazık yememesini, üreticinin de ayakları üzerinde durabilmesini sağlarsınız. Üretici de mağdur olmaz. 

Bugün fiyatların artmasının sebebi hayvancılar değildir. Üretici zaten canlı etin fiyatını arttırmadı. Olması gereken dünya standartlarında maksimum ne kadar maliyeti olursa olsun iki buçuk katın üzerinde satış yapmayacaksınız. Bir bakıyorsunuz ki  bu ülkede herkes kasap olmuş. Bir araba alıp dükkan açan kasap oluyor. Bu ülkede üç yüz tane kuzu kesen de kasap beş yüz tane kesen de kasap…
Geçen gün kasaplar birliği randevu istedi bizden. Bizde davet ettik birliğimize geldiler. Kasaplar Birliği ile burada görüştük ve kendilerine “bu ülkede kasap olacak kişilere nasıl yaptırımlarınız vardır” dedim. “Biz daha birlik olamadık” dediler. Siz bugün kimin kasap olabileceğini berberler gibi sertifikaya bağlayamazsanız veya bir üyelik belgesi vermezseniz, onun kasap olup olamayacağının altını çizmezseniz; bu ülkede her zaman hayvancı mağdurdur. Tüketici de mağdurdur.
Son 10-15 yıla baktığınız zaman toplasanız en az 20 milyon TL kasapların üzerinde batık para var. Hayvancının batık parası var. Hayvancının alamadığı paralar var. Çünkü hayvan fiyatı artmazdı, hayvan satılmazdı, efendim hayvancı sıkıntıdaydı ve hayvanını satmak isterdi. Sonra hayvancı mahkemeye düşer,  mahkemede yıllarca çözülmeyen alacak verecek olayı yaşanır ve hayvancı mağduriyet yaşar. Şuanda üretici sektörünün hiçbir garantisi yok. Kasabın ithal et gelsin kavgası esas şundan dolayıdır; hayvancıya peşin para vermezseniz hayvancı hayvanını kolay kolay vermez ancak size güveniyorsa verir. Kasaplar bir yandan et fiyatını arttırıp bir yandan da hayvancıyı mağdur etmek için uğraş veriyor. Tabi ki ahlaklı kasaplar da var. Yıllardır hayvancının yanında olan gerçek kasaplar da var. Ben hepsini bir kefeye koymuyorum. Birçok kasap var. Adı kasap olan ama vurgun vurup bu ülkeden kaçan birçok insan var. Tekrar edecek olursak sizin bir mezbahanız ve et tanzim yeriniz olsa hayvancıya bu konuda sahip çıkabilirdiniz. 
Artık halkın bu şekilde mağdur edilmemesi için uğraş vermemiz gerek. Halk Güney’e gidiyor diye herkes şikayet ediyor. Halkın Güney’e gitmesinin en büyük sebebi marketlerdir. Bu kadar yüksek bir fiyat olmaz. Bu ülkede bire aldığınız ürünü dört katına satıyorsunuz. Kasaplara sorduğunuz zaman benim maliyetlerim var diyorlar. Sizin maliyetiniz varda dört katına mı oluyor maliyetiniz. Güney Kıbrıs’ta etin fiyatı markette de aynı, kasap ta da yani etin fiyatı her yerde aynı. 

Tarım Bakanlığı’na; “gidin etin fiyat dengesizliğini kontrol edin” diye çağrıda bulunduk. Tarım Bakanlığı diyor ki “Ticaret Dairesi’ne Ekonomi Bakanlığı’na gidin bu işi onlar yapıyor”.     Böyle bir maskaralık olabilir mi ya… Siz Bakanlar Kurulu’nun bir üyesisiniz. Siz Bakanlar Kurulu’na her salı günü gidiyorsunuz. Orada Ekonomi Bakanlığı var, orada Sağlık Bakanlığı var ve oradaki diğer bakanlıklarla hep berabersiniz. Hükümetin bütün kuruluşları birbirine bağlıdır. Bu ülkedeki denetimleri yapsınlar. Bir yandan bir kasap 75 TL’ye satarken öteki kasap nasıl oluyor da 100 TL’ye satabiliyor. Ben burada Kasaplar Birliği’ne sorduğum zaman hepsi başka bir şey söylüyor. Çünkü o kasabı sanki (onların anlayışına göre) güneyden kaçak et getiriyormuş gibi gösteriyorlar. Halbuki güneydeki kuzu eti bizden pahalı. Güney’de etin fiyatı 9.5 Euro bu da bugün 65 TL civarındadır. Onlar gerçek fiyatından satışlarını yapıyorlar. Kuzuyu 30 TL den alıyorlar iki buçuk katı 75 TL. 17 TL koyunun kilosu iki buçuk katı 40-45 TL arası eder ve besi kıymasının fiyatı budur. Oğlak 28 TL ve 70 TL olması gerekir. Olması gereken fiyatlar budur. Gelsinler bunları belirleyelim.
Bu anormalliğin ortadan kaldırılması için bir yerlere müdahil olacağız. Serbest piyasa koşullarını boş veriniz bunların kontrol edilmesi gerekir. Bugün halkı kazıklayan, hayvancıyı mağdur eden, tüketiciyi mağdur eden kişilerin bir şekilde kamuoyuna deşifre edilmesi lazım. Bunların gerçekten tüketiciyi mağdur ettiğini ortaya koyup gerekirse bir ceza uygulanması gerekir. Ben bunları söylediğim zaman birçok kasabın ağrına gidiyor. Benim burada hem halkı hem de üreticiyi düşünmem lazım.
Hayvan sayısının azaldığını söylüyorlar ama hayvan sayısı bellidir. Geçen yıl 242 bin anaç koyun bu sene de 243 bin olarak belirlendi. 55 bindi büyükbaş havan sayısı 67 bine çıktı. Hayvan sayısının azalmadığı belli. Hayvan sayısı azalsaydı, biz yeterli hayvan çıkaramıyoruz demektir. Kayıtlara bakıldığı zaman canlı hayvan sayısı artıyor. Biz bu ülkede yeterli hayvanı veremiyorsak, yeterli hayvan yoksa ve bu ülkeye ithal et gelecekse hiçbir şekilde buna engel olmayız. Zaten şuanda nitelikli etin ülkeye gelişi serbesttir. Kimse olmayan bir şeyin engelini koyamaz.
Haber Ve Fotoğraf: Esengül Aykaç
VATAN ÖZEL

Editör: Mehmet Kasimoglu