“BU OLAYIN KIBRIS’TA SEÇİM ODAKLI ÇİFT YÖNLÜ KAMPLAŞMA TAKTİKLERİNE VESİLE EDİLMESİ BENİ KAHREDİYOR”

Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serdar Denktaş, hassasiyetlerin en yüksek olduğu böyle bir zamanda herkesin her zamankinden daha dikkatli olması gerektiğini kaydetti.
Denktaş, “Türkiye vatandaşları Barış Pınarı Harekatı’na kilitlendi.Bu olayın Kıbrıs’ta seçim odaklı çift yönlü kamplaşma taktiklerine vesile edilmesi beni kahrediyor” dedi.

Serdar Denktaş sosyal medya paylaşımında şunları kaydetti:
 “Gelişmeleri açıklamaları okuyor ve kahroluyorum.Savaşı, yaşamış olan kimse istemez. Elbette diplomatik yolların izlenmesi ile savaş engellenebilir. Unutulmaması gereken uzun süreden beridir sürdürülen diplomatik girişimlerin sonuç vermemesi ve ortaya çıkan güvenlik ihtiyacı bir operasyonu gerek kılmıştır ki 5’nci gününe giren bir operasyon başlatıldı. Cephe gerisinden konuşmak kolay. Cephede elinde silah canı burnunda savaşan genç insanların Allah yardımcısı olsun. 1974 Barış Harekatı öncesinde diplomasiye başvurulmamış mıydı? Hem de 11 yıl boyunca. Diplomatik girişimler devam ederken öldürülen insanımızın kanı kan değil miydi? Üstelik dünyanın 'legal' kabul ettiği Rum işgalindeki ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ hükümetinin bilgi ve talimatları doğrultusunda. Yunanistan'ın adayı işgal girişimi sonrasında bile diplomasi işletilmedi mi? İşletildi. Ve eğer Barış Harekatı başlatılmasaydı akacak olan kan sadece bizim kanımız olmayacak mıydı? Evet savaşa karşıyız. Yine de vatan tehdit altında olsa, suçsuz insanların katli devam etse, buna son vermek için tüm diplomatik yollar denenmişse ve yine de olayların sonu gelmiyorsa savaşmak zorunda kalmaz mı ülkeler? Türkiye bir kez daha böyle bir durumla karşı karşıya kalmasın diye ve ülke güvenliğini sağlayabilmek adına bir harekat başlatmış durumda. Tüm millet Mehmetçiğe dua ederken, bu savaşın olabilecek en kısa zamanda en az zayiatla sona ermesini dilerken, Türkiye vatandaşları bu olaya kilitlenmişken, Kıbrıs'ta bizlerin tamamen seçim odaklı çift yönlü kamplaşma taktiklerine bu olayı vesile etmesi beni kahrediyor. Keşke savaşa hiç gerek olmasa. Ne var ki; Güven içinde yaşayabilmek, özgür yaşayabilmek, hiç suçu olmayan sivillerin katlini engellemek bazen diplomasi ile mümkün olmuyor. Hassasiyetlerin en yüksek olduğu böyle bir zamanda hepimizin her zamankinden daha fazla dikkatli olması, hem insan olarak hem de görev ve sorumluluk üstlenmiş kişiler olarak bize düşen görevdir. Gelinen tartışma ortamı hem halk olarak bize fayda sağlamaz hem de biz özgür yaşayalım diye evlatlarını kaybetmiş insanlara büyük ayıptır.”

Editör: Mehmet Kasimoglu