İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu, bir taraftan Gazimağusa surları üzerine bayrak dikilmesi ve benzeri konularla toplumun ayrıştırıldığını, diğer taraftan ise halka hizmet adı altında yapılan işlerle Kıbrıs Türk toplumunun “yok oluş projesinin” hayata geçmeye başladığını iddia etti.
Yağcıoğlu yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde gerek meslek odaları olarak aldıkları duyumlar gerekse basından takip ettikleri kadarıyla Lefkoşa’ya yapılması planlanan 500 yataklı hastane ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı projelerinin ülke gündeminde olduğunu belirtti.
Ülkede toplumsal fayda odaklı yapılacak yatırımlara karşı olmadıklarını ifade eden Yağcıoğlu, “Hükümet ve cumhurbaşkanlığı makamlarının takındığı tutum ve kendilerince yaptıkları hizmet şeklini bilerek veya bilmeyerek uzun vadede Kıbrıs Türk toplumunu yok edecek projenin hayata geçmesi olarak görmekteyiz” iddiasında bulundu.
Yakın geçmişe bakıldığında benzer şekilde proje ve ihalelerin ülke yasa ve usullerine aykırı veya mesleki denetimden geçmemiş projelerle imal edilmiş iki yapı bulunduğunu savunan Yağcıoğlu, şöyle devam etti:
“Proje sorumluları belli olmayan, kimin yapıp, KKTC makamlarınca kimin teslim aldığı ortada olmayan ve tabir yerindeyse çarpık bir şekilde açılan Pandemi Hastanesi ile yıllardır benzer sorunlar nedeniyle açılamayan hapishane projesi. Hal böyle iken benzer usul ve/veya usulsüzlükle yapılacak olan yapıların topluma hizmetmiş gibi sunulması da büyük bir yanılgıdır.”
Gürkan Yağcıoğlu, defalarca sorgulayıp, cevap alamadıkları, “Kıbrıs Türk’ü içerisinde bu projeleri yapacak onca insan varken projeler neden dışarıdan getiriliyor?” sorusunun da artık cevaplanması gerektiğini kaydetti.
Aksi durumda, ülkeyi yönetenlerin bu toplumun meslek insanlarıyla ne alıp  veremediğinin sorgulanmasının elzem olduğunu ifade eden Yağcıoğlu, şunları ileri sürdü:
“Söz konusu olan finanse etmekse; bugün bizi tanımıyor dediğimiz Avrupa Birliği (AB) KKTC’de finanse veya hibe edeceği her projeye yerel yasa ve yönetmeliklere uymak şartı koymakta, aksi halde yerel mevzuatlara uymayan hiçbir projeyi finanse etmemektedir. Kısacası AB bizlere ve yasalarımıza, bağımsız devlet olduğumuzu savunan hükümetimizden ve KKTC’yi tanıyan tek ülke olduğunu iddia ettiğimiz TC’den daha çok saygı göstermektedir.”
Pandemi Hastanesi açılış törenine Kıbrıs Türk tabiplerinin alınmadığını hatırlatan Yağcıoğlu, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın söylediğini savunduğu, “Buradaki mühendis ve mimarlar yapamadı. Ben de sayın cumhurbaşkanımı aradım” söyleminden sonra görüşme gerçekleştirdiği meslek örgütlerine bundan sonraki süreçle ilgili verdiği sözlere ne kadar sadık kalacağı konusunda takipçi olacaklarını bildirdi.
Yağcıoğlu, bazı basın organlarında yer aldığını iddia ettiği “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın Cumhurbaşkanı Tatar’a hediye olduğu” şeklindeki  haberlerle ilgili ise şunları kaydetti:
“Bunun gerçek olup olmadığını bilmemekle beraber, ‘Devlet makamlarındaki hiç kimse hediye kabul etmez, edemez’ hatırlatmasını yapmakta fayda görmekteyiz. Buna rağmen kabul edecekse, birbirinden farklı siyasi görüşlere sahip geçmiş hiçbir cumhurbaşkanımıza yapılmayan jestin hangi hizmetin ve neyin karşılığı olduğunu topluma açıklamalıdır.”

Editör: Mehmet Kasimoglu