Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Avrupa Konseyi’nin son aldığı kararın Kıbrıs’ın bölünmüşlüğüne yeni bir çivi çakmaktan başka bir anlama gelmediğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, bu yanlıştan süratle dönülmesi gerektiğini söyledi.
Osman Örek’in anma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs’ta Kıbrıs Türklerinin haklarının teslim edilerek, Türkiye’nin meşru hak ve çıkarlarının da görmezden gelinmeden, bölgede huzur, barış ve istikrarın gelişmesine katkıda bulunulması temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Akıncı, aksi takdirde, bugüne kadar yaşananların bundan sonra maalesef daha da tedirginlik yaratacak boyutlarda devam edeceğini kaydetti.
Merhum Başbakan Osman Örek, ölümünün 19. yıldönümünde törenle anıldı.
Törene, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri adına GKK Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan, TC Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay adına Maslahatgüzar Ayşe Zeybek, bazı bakanlar, milletvekilleri, sivil toplum örgütü temsilcileri ile Örek’in ailesi katıldı. 
Örek için Lefkoşa Devlet Mezarlığı’ndaki kabri başında yapılan tören, saat 11.00’de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve ailesi tarafından çelenk sunulmasıyla başladı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesiyle devam eden törende, Örek’in kızı Yeşim Örek ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı birer konuşma yaptı.

ÖREK
Törende ilk konuşmayı yapan Yeşim Örek, 1999 yılında kaybettikleri babasını 19. ölüm yıldönümünde anmak için toplandıklarını belirterek, bu yıl annelerinin de aralarında olmadığını söyledi ve her ikisine de Allah’tan rahmet diledi.
İçinde bulunulan günlerde adanın etrafını saran ateş çemberine baktıkça, 1960 yılında büyük mücadeleler sonucu Kıbrıs Cumhuriyeti’nde elde edilen hakları düşündüğünü söyleyen Örek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk kabinesinde yer alan 3 Türk Bakanın ne denli önemli görevler üstlendiğini ve hayati konumda olduklarını anımsattı.
1963 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nı tek taraflı değiştirmek için Cumhurbaşkanı Makarious’un verdiği muhtıra ile 1960 antlaşmasını bozduğuna işaret eden Örek, sonrasında yaşanan olayları aktardı.
“O günlerde haklı sesimizi duymak istemeyenler, hala duymak istememektedirler” diyen Yeşim Örek, bugünlere gelinebilmesinde katkıları olan Dr. Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş, Osman Örek, Fazıl Plümer, Dr. Niyazi Manyera ve mücadelede yer alan herkese minnet ve şükranlarını sunarak, ölenlere Allah’tan rahmet diledi. 

AKINCI
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da, Osman Örek’i 19. Ölüm yıldönümünde bir kez daha saygı ve minnetle andığına işaret ederek, Örek’in 1960 Cumhuriyeti’nin savunma bakanı olduğunu ama onun sonrasında Kıbrıs Türk Federe Dönemi, geçici Kıbrıs Türk Yönetimi dönemlerinde de Dışişleri ve Savunma Bakanlığı görevlerini birlikte yürüttüğünü anımsattı.
Örek’in aynı zamanda engin hukuk bilgisi ve deneyimi ile de yeri geldikçe kendilerine ışık tutuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, kendisiyle Lefkoşa Belediye Başkanı olduğu dönemde sıkı bir diyaloğu olduğunu, o anlamda eski deneyim ve tecrübelerinden, yeri geldiğinde hukuk bilgisinden yararlandığını kaydetti.
1959 Londra Konferansı’na gidildiği süreçlerde ve daha sonra 1963 olayları sırasında ve sonrasında Osman Örek’i hep Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Raif Denktaş’la birlikte mücadelenin yoğun safhaları içinde gördüklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, yeri geldiğinde uzun süreler yurt dışında kalma zorunluluğunun hasıl olduğunu hatırlattı.
Öylesi bir dönemde, Örek’in ilk çocuğunu doğduktan 7 ay sonra görebildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:
“Osman Örek için toplumsal mücadele, Kıbrıs davasına adanmışlık o boyutlardaydı ki ilk evladını doğduktan 7 ay sonra kucağına alabilmişti. Böylesi bir değerli mücadele insanını tabi ki rahmetle ve saygıyla anacağız. Yapmış olduğu mücadelenin temeli, bu adada Kıbrıslı Türklerin de var olduğu, kurulan devlette ortaklık hakları bulunduğu, bunun kaybedilmemesi için var gücümüzle uğraşmamız gerekliliğidir.”
Cumhurbaşkanı Akıncı, Örek’in, böyle bir davanın varlığının anlaşılabilmesi için gerek Türkiye’de, gerekse dünyanın çeşitli ülkelerinde çok büyük uğraşlar verdiğini, diplomasi yeteneklerini, Kıbrıs Türk halkının yararına kullanmaya çalıştığını anlattı. 

“KIBRIS TÜRK İNSANI HAKLI OLMAYANI TALEP ETMEMİŞTİR, ETMEMEKTEDİR “
Günümüze gelindiğinde ise, Kıbrıslı Türklerin bu adadaki varoluş ve ortaklık haklarının peşinden koştuklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “gasp edilen ve gasp edilmekte direnilen haklarımızın peşinden koşuyoruz. Aynen geçmişte Osman Örek’in verdiği mücadelenin bir başka şekilde devamıdır. Kıbrıs Türk insanı haklı olmayanı talep etmemiştir, etmemektedir” dedi.
Kıbrıslı Türklerin hakkı olanı da elde etmek için var gücüyle uğraştığını ve uğraşmaya devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, geçmişte Rum Yönetimini değerlendirdiklerinde; Kıbrıslı Türklerle bu hakları teslim edip, onurlu bir uzlaşmaya gitmek yerine, Birleşmiş Milletler kapılarında dolaşarak, gerek Güvenlik Konseyi’nden, gerekse Genel Kurul’dan Kıbrıs Türkü’nün ve Türkiye’nin aleyhine karar çıkarmakla meşgul olduklarını söyledi.
Her böylesi karar sonrasında da, bir zafer elde edilmişçesine bunu kutladıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, bugün benzeri bir durumun AB nezdinde görüldüğünü belirtti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı şöyle devam etti:
“Bizimle hem bu topraklarda ve toprakları çevreleyen denizlerde bir ortaklaşmaya gitmek yerine, bu haklarımızı kabullenip, teslim etmenin anlayışını geliştirmek yerine, biz gidelim Avrupa Konseyi’nden Türkiye, Kıbrıs Türkü’nün aleyhine kararlar üretelim. Bununla Kıbrıs Türklerini ve Türkiye’yi köşeye sıkıştıralım. Son alınan kararın özü bu. Bunu da aynen Birleşmiş Milletler kararları sonrasında yaptıkları gibi bir zafer olarak görüp, ‘istediğimiz her şeyi aldık’ diyor Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’i destekleyen bugünkü gazetelerin başlıkları. Yani ‘Türkiye’yi sıkıştırdık, Türkiye aleyhine kınama kararları çıkardık, Kıbrıslı Türklerin haklarını da göz ardı ettirdik’.”
Bütün bunların, yapılan bütün haksız eylemlerinsonrasında ortaya çıkan sonucun, maalesef Kıbrıs’ın bölünmüşlüğüne yeni bir çivi çakmaktan başka bir anlama gelmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bu yanlıştan süratle dönülmesi gerektiğini söyledi.
Kıbrıs’ta Kıbrıs Türklerinin haklarının teslim edilerek, Türkiye’nin meşru hak ve çıkarlarının da görmezden gelinmeden, bölgede huzur, barış ve istikrarın gelişmesine katkıda bulunulması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Akıncı, aksi takdirde, bugüne kadar yaşananların bundan sonra maalesef daha da tedirginlik yaratacak boyutlarda devam edeceğini kaydetti.
Akıncı, konuşması sonunda Örek’in manevi huzurunda saygıyla eğilerek, verdiği emekler için ve Kıbrıs Türk halkının hakları ve özgürce var olabilmesi için  onunla birlikte mücadele edenlere rahmet dileyerek, minnetle andı.
Ayrıntılar VATAN'da

Editör: Mehmet Kasimoglu