Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Almanya’da uzun süredir iktidarda bulunan CDU’ya siyasi anlamda yakınlığıyla bilinen Konrad Adenauer Vakfı tarafından İtalya’da Milano yakınlarında düzenlenen uluslararası toplantıya katıldı. 
Doğu Akdeniz bölgesindeki doğal gaz aramalarıyla ilgili olarak toplantıda konuşan Özersay, daha sonra TAK’a yaptığı açıklamada ‘farklı platformlarda uluslararası alanda Kıbrıs Türk halkının haklarını dikkate alan yaklaşımların gelişebilmesi için görüşlerimizi ortaya koyuyoruz. Doğal gaz konusunda karar verici konumda olan ya da karar vericileri etkileyebilecek olan isimlerle görüş alış-verişinde bulunarak dış politikamızı herkesin anlamasını sağlamaya çalışıyoruz. Aktif bir diplomasi ile pozisyonumuzu, argümanlarımızı ve haklarımızı yurt dışında imkan olan her platformda savunuyoruz. Bunu sadece Kıbrıs’ta BM, bazı büyükelçiler ve diğer diplomatlarla yapacağımız görüşmelerle başaramayız, sürekli olarak uluslararası alanda aktif olmak Dışişleri Bakanlığı olarak hedeflerimizi başarmak açısından önemlidir’. dedi.

“KARŞILIKLI BAĞIMLILIK YARATACAK BİR İŞBİRLİĞİ MODELİ ÇÖZÜMÜN ANAHTARIDIR”
Varacağı son noktaya takılmadan, bu konuda teorik tartışmalar içinde boğulup zaman kaybetmeden iki taraf arasında işbirliği modellerinin hayata geçirilmesi gerektiğini savunan Özersay “bu bölgede kalıcı istikrar ancak yaşayabilir ve adil bir çözümle ya da kapsamlı çözüm olmadan da taraflar arasında gelişecek geçici düzenlemelere gelişecek bir karşılıklı bağımlılık ile mümkündür. Bu bölgede, Kıbrıs sorunu çözülmeden de ticaret, ekonomi, turizm, ulaştırma, enerji ve benzeri alanlarda işbirliğini hayata geçirmek ilgili bütün aktörler arasında bir karşılıklı bağımlılık ortaya çıkaracaktır. Kalıcı istikrar bu türden ilişkilerde yatır.” ifadesini kulandı.
“Biz bu adada maalesef 50 yıldır sadece teorik ve soyut bir geleceği konuşmaktan, buna zaman ve enerji harcamaktan bugünü yaşayamıyoruz, günü kaçırıyoruz. Bana göre sıkıntı tam da buradadır. Aşağıdan yukarıya doğru somut adımlar ve işbirliği üzerine kurulacak olan bir ilişki kaçınılmazdır.” diyen Özersay, bunun üzerinde artık çok daha ciddi şekilde düşünmeye başlanması gerektiğini vurguladı. 
Özersay sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Bu şekilde gelişecek ilişkiler yıllar içerisinde bizi ne düzeyde bir ortaklığa götürecek onu bugünden kestirmek mümkün olmadığı gibi buna gerek de yoktur. Bugün federasyon mu olsun, iki devletli mi olsun yoksa konfederasyon mu olsun tartışmalarının içinde boğulmak istemiyorsak bahsettiğim şekilde işbirliği yapmaya başlayıp bu ilişkiyi doğal seyrine bırakmak gerekir. Bu günün sonunda artan güvenle federal bir ortaklıkla da sonuçlanabilir.”

“DOĞAL GAZ KONUSU TURNUSOL KAĞIDI OLACAK”
Özersay ayrıca Kıbrıs Rum siyasi liderliğinin yönetimi Kıbrıs Türkü ile paylaşmaya yanaşmadığının artık her açıdan görüldüğünü kaydetti. “Aslında bunu 2004 referandumlarıyla birlikte televizyona çıkıp göz yaşları dökerek Kıbrıslı Rumlara hayır oyu kullanmaları aksi halde devletin ellerinden gideceği uyarısında bulunan Papadopulos’tan bu yana net şekilde görüyoruz.” diyen Özersay, “Crans Montana’da Kıbrıs Rum liderliğinin ortaya koyduğu yaklaşımlarda da, kısa süre önce Kıbrıslı Rum lider Anastasşades’in siyasi eşitliğe dönük açıklamalarına bakarak da görmek mümkün. Öte yandan doğal gaz konusunda Kıbrıs Rum liderliğinin sergileyeceği tutum, yönetime ilaveten zenginliği paylaşmaya istekli olup olmadıklarını hepimize gösterecek olan bir turnusol kağıdı olacak. Aslında bugüne değin bu konuyu bir ‘egemenlik meselesi’ olarak tanımlayarak bizimle konuşmaktan kaçınmaları ve tek yanlı adımlarla ilerlemeleri paylaşmak istemediklerinin en somut göstergeleridir.” şeklinde konuştu. 

“KRİTİK EŞİK GELİP ÇATTI”
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay ayrıca, “doğu Akdeniz doğal gazı konusunda kritik eşik gelip çattı. Madem ki doğal gaz şirketleri böyle bir risk alıyorlar o zaman bunun sorumluluğunu da üstlenmeleri gerekecek.” uyarısında da bulundu. 
Özersay açıklaması şöyle sürdürdü: “Kıbrıs sorununun çözüm sürecine endeksli olmayan bir doğal gaz işbirliği modeli için birbirini tanımayan, Kıbrıs Rum tarafının yaklaşımları nedeniyle birbiriyle her şeyi konuşurken doğal gaz konusunu konuşamayan taraflar arasında doğal gaz şirketleri aracı olmak ya da uygun bir diyalog platformu sunmak durumundadırlar. Bu kaynaklar madem ki ortak kaynaklardır ve biz Kıbrıslı Türklere de aittir, o halde bizim katılımımız ve nihayetinde de rızamız olmaksızın bu kaynakların uluslararası piyasalara çıkması söz konusu olamaz. Uluslararası petrol şirketleri bu kaynakların dünya piyasasına aktarılması öncesinde Kıbrıs Türk tarafı ile Kıbrıs Rum liderliğinin oturup anlaşmasını zorlamazsa, bu doğrultuda şartlı bir yaklaşım ortaya koymazsa herkesin başı ağrır. Şirketlerin alacakları risk de ciddi anlamda büyür.” 

“STATÜKONUN SAĞLADIĞI GÖRECELİ İSTİKRAR KİMSEYİ ALDATMASIN”
Kıbrıs adasında ve etrafında var olan statükonun sağladığı göreceli istikrarın kimseyi aldatmaması gerektiğine de dikkat çeken Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay “evet bugünkü statüko göreceli olarak bir istikrar sağlıyor ve bazı uluslararası aktörler de bu sebeple statükonun değişmesi için çaba harcamıyor ancak kimse bunun rehavetine kapılmamalıdır. Statükonun sağladığı göreceli istikrar kimseyi aldatmamalıdır. Kalıcı istikrar ancak ve ancak karşılıklı bağımlılık yaratacak ilişki biçimleriyle mümkündür.” dedi.
TAK

Editör: Mehmet Kasimoglu