Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın 309 milyon 764 bin 900 TL’lik 2019 bütçesi, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu'nun bu sabaha sarkan toplantısında oy çokluğuyla kabul edildi.
 
OĞUZ
 Bütçenin ele alınması sırasında ilk konuşmayı yapan UBP Milletvekili Dursun Oğuz, teşvik sisteminin, üreticinin beklediğinin gerisinde bir sistem olduğunu kaydetti.
 Tarımcılık, hayvancılık ve seracılıkla uğraşan sektörlere teşvik verilmesi gerektiğini dile getiren Oğuz, üreticinin beklediği teşviklerin hala daha verilmemesini eleştirdi ve açıklama istedi.
 Üretici için önemli olan kuraklık ödeneğinin ikinci taksidinin henüz yapılmadığını söyleyen Oğuz, kuraklık parasının ne zaman ödeneceği tarihini vermesini istedi.
 Narenciyede üreticinin hakkının tüccara bırakıldığını söyleyen Oğuz, Cypfruvex’in denge amaçlı kurulduğuna işaret etti.
 Dursun Oğuz, hükümetin üreticiye ve üretime sahip çıkması gerektiğini belirterek, üreticinin döktüğü sütlerin sorumlusunun Tarım Bakanı olduğunu savundu. Bunların parasının bakanlık tarafından ödenmesi gerektiğini belirten Oğuz, küçükbaş hayvancının ödemesinin de daha yapılmadığını söyledi. Oğuz, küçükbaş hayvancının teşvikini istediğini belirtti.
 Hal Yasası’nın ne aşamada olduğunun açıklanması gerektiğini söyleyen Oğuz, Tarım Bakanlığı’nın ne kadar uzmanla çalıştığını ve süresinin daha ne kadar olduğunu sordu.
 Seracılıkla ilgili de teşviklerin artırılması gerektiğine dikkat çeken Oğuz, ormanları korumakla ilgili çalışmalarının da ne olduğunu sordu.
 
ARIKLI
 
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, Genel Tarım Sigorta Fonu ile Toprak Ürünleri Kurumu’nun yeniden yapılandırılması gibi bir dizi işten ve konudan bahsedildiğini fakat sonucun ne olduğunun ileriki tarihlerde ortaya çıkacağını kaydetti.
 Hayvancılık konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu kaydeden Arıklı, hayvan sağlığı konusunda özellikle aşıların çok pahalı olduğunu söyleyerek, teşviklerin amaç dışı kullanıldığını veya yerine ulaşmadığını söyledi.
 Balıkçılığın geliştirilmesi gerektiğini ancak bu konunun hükümet tarafından çok hafife alındığını savunan Arıklı, arıcılığın da doğru düzgün ele alınmamasını eleştirdi.
 Tarım Master Planı’nın ne durumda olduğunu soran Arıklı, mesleği çiftçilik olan kişilerin tespit edilmesi gerektiğini dile getirdi. Çiftçilik yapmayan birçok kişinin kuraklık parası almasını da eleştiren Arıklı, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
 Su projesinin tamamlanmamasını da eleştiren Arıklı, gelen suyun hangi bölgelere gideceğini ve atık suların nasıl işletmeye kazandırılacağı konularında bilgi istedi.
 Ellerindeki orman arazilerinin ne kadar olduğunun açıklanmasını da isteyen Arıklı, can suyu verilmemesi halinde fidelerin yetişmesinin mümkün olmayacağını kaydetti.
 Orman Dairesi’nde çok ciddi personel eksikliği olduğunu dile getiren Arıklı, Orman Yasası’nın da acilen değişmesi gerektiğini belirtti.
 Arıklı, yangın söndürme ekibinin nasıl oluştuğunun da anlatılmasını istedi.
 
ANGOLEMLİ
 
TDP Milletvekili Hüseyin Angolemli,yasama görevini yapmak için söz aldığını dile getirerek, halkın temel gıda maddelerini alması gerektiğini bunun da uygun fiyatla olması gerektiğini kaydetti.
 Hiçbir hükümetin çiftçi tanımını yapacak kadar cesur olamadığını savunan Angolemli, üreticilerin sigortalı olması gerektiğini belirtti.
 Çiftçi ve hayvancının da sigortalı olması gerektiğini söyleyen Angolemli, doğrudan gelir ve mazot desteğini alan hayvancının çok az olduğunu, bunun da doğru olmadığını kaydetti.
 Çiftçi ve hayvancının da kamu görevlisi gibi ödemelerini beklediğini dile getiren Angolemli, hayvancının ve çiftçinin de yaşamını idame ettirmek için gelir desteğini alarak, borçlarını ödemeyi beklediğini belirtti.
 Angolemli, Toprak Ürünleri Kurumu’nun bir aylık arpayı bulundurması gerektiğini ancak bunu yapmadığı için birçok sıkıntı yaşandığını kaydetti.
 Toprak Ürünleri Kurumu’nun özerk bir yapıya kavuşması gerektiğini vurgulayan Angolemli, her gelen siyasiyle kurumun elden ele değişmemesi gerektiğini belirtti. Cypfruveks’in de özerk yapıya kavuşturulması gerektiğini kaydeden Angolemli, Tarım Bakanı’nın bu konuda kalıcı çözüm bulması gerektiğini söyledi.
 Asgari ücretli çalışanların resmen isyan yaşadığını dile getiren Angolemli, çarşıda dövizin yükselmesiyle fiyatların yükseldiğini ancak döviz düşmesine rağmen fiyatların düşmediğini belirtti.
 
SENNAROĞLU
 
UBP Milletvekili Önder Sennraoğlu, kuraklığın hayvancı, çiftçi ve narenciyeciyi de etkilediğini dile getirdi.
 Tarım yapmanın çok pahalı bir iş olduğunu söyleyen Sennaroğlu, Avrupa’da ucuz gıda üretilsin diye vergisiz akaryakıt desteği verildiğini dile getirerek, hükümetin bu tür girişimlerde bulunması gerektiğini kaydetti.
 4’lü koalisyon hükümetinin tarım sektörünü gözden çıkardığını savunan Sennaroğlu, bu hükümetin tarihe geçeceğini söyledi.
 Tarım sektöründe büyük hasar olduğunu kaydeden Sennaroğlu, köylünün perişan olduğunu hayvancıların mandıralarını kapatmaya başladığını belirtti.
 Bütçenin hükümetin aynası olduğunu söyleyen Sennaroğlu, bu aynaya bakıldığında, tarım sektörünün karanlıkta olduğunun görüldüğünü kaydetti.
 Patates fiyatlarını eleştiren Sennaroğlu, çiftçiye kuraklık parasının ödenmemesinin hükümet yetkililerini rahatsız edip, etmediğini sordu ve herkese para bulunurken çiftçiye neden para bulunmadığının açıklanmasını istedi.
 Hükümetin bir yıldır görev başında olmasına rağmen ülkede kıtlık ve yokluk baş gösterdiğini söyleyen Sennaroğlu, bakanlığın herhangi bir öngörüsünün de olmadığını kaydetti.
 
ÇAVUŞOĞLU
 
UBP Milletvekili Nazım Çavuşoğlu, renkli mazot konusunun çok konuşulduğunu fakat ülkede bunun denetiminin yapılamayacağından dolayı uygulamaya geçilemediğini söyledi.
 Patatesin fiyatının yükselmesinin bir önceki hükümetten kaynaklandığı yönündeki söylemleri de eleştiren Çavuşoğlu, bu ülkede patatesin ithal edilmesi için teşvik verdiklerini kaydetti.
 Patatesin uygun yerden ithal edilebileceğini dile getiren Çavuşoğlu, hükümetin burada amatörce davrandığını ileri sürerek, patates ithalinin işin ehlileri tarafından yapması gerektiğini belirtti.
 Bakanlığı ne yaptığını gerçekten çok merak ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, hiç kimse bir bakan bu kadar anlayışlı davranmadığını dile getirerek, Bakanın hale daha hata yapmaya devam ettiğini kaydetti.
 Tarım Bakanlığı bütçesinin artmadığını görmenin kendilerini strese soktuğunu söyleyen Çavuşoğlu, bütçedeki rakamın yukarıya çıkmaması halinde 2019 yılına giremeyeceklerini savundu.
 Ülkeyi patatessiz ve arpasız bırakan bir bakanın normalde istifa etmesi gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, bu kadar kıtlıkla geçirilen bu sürenin hiç kimseye bu kadar tolerans sağlanmadığının da bilinmesini istedi.
 Çavuşoğlu, hükümet programı ve bütçesinde geçmiş yıllarda uygulanan projelerin olamamasını eleştirdi.
 İnsanların alım gücünün düştüğünü ve beslenebilme noktasında sıkıntılar yaşadığını gözlemlediğini dile getiren Çavuşoğlu, artık bazı ürünlerin satın alınmasının zorlaştığın dile getirerek, hükümet programında yazılan her şeyin tersi olduğunu savundu.
 Toprak Ürünleri Kurumu’nu ancak siyasetçilerin batırabileceğini söyleyen Çavuşoğlu, kurumun ciddi bir gelir getirdiğini kaydetti.
 Kooperatifleşme anlamında da kamuoyunun faydasına yansımış herhangi bir adım atılmadığını dile getiren Çavuşoğlu, bundan sonra hükümet programı yazma nasibinde bulunulduğunda yapılabilecek işlerin yazılmasını tavsiye etti.
 Bakanlık tarafından taş ocakları ile ilgili de birçok vaatte bulunulduğunu dile getiren Çavuşoğlu, su konusuyla ilgili Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisleri Odası’nın çalışmasının hangi seviyeye geldiğinin ve göletlerin durumunun anlatılmasını istedi.
 Mantar toplama programından başka bir toplantı yapılmadığını savunan Çavuşoğlu, hükümetçiliğin lafta değil icraatlarla olması gerektiğini kaydetti.
 Çavuşoğlu ayrıca, 2019 yılının üretim ve üretici için hayırlı olmayacağını bildiğini söyledi.
 
ÇALUDA
 
UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, narenciye bahçelerinin bugün 30 bin dönüme düşmesinin üzücü olduğunu kaydetti.
 Bu konuda yanlış bir yönetim olduğunu söyleyen Çaluda, narenciyecilerin tedirgin olduklarını belirtti.
 Tüccarların hükümetin zayıflığından faydalanarak üreticiye geçen seneki fiyatları teklif etmelerinin kabul edilebilir olmadığını dile getiren Çaluda, narenciyeyle uğraşan üreticilerin perişan olduğunu kaydetti.
 Su kuyusu izinlerinin parti ayrımı olmadan verilmesi gerektiğine değinin Çaluda, tarım ile uğraşan, üretim yapan kişilere bu izinlerin verilmesini istedi.
 
TÖRE
 
UBP Milletvekili Zorlu Töre, en büyük sıkıntıların tarımda yaşandığını dile getirerek, yerli üretimin yok olmasına izin verilmemesini istedi.
 Yerli üretimin korunması gerektiğini dile getiren Töre, ülke olarak Avrupa’daki ülkelerle rekabet edecek durumda olunmadığını söyledi.
 Hükümetin arpa ithalini beceremediğini savunan Töre, patatesin fiyatının da kabul edilemez olduğunu kaydetti.
 Tarım Bakanlığı’nın zeytin yağı ithaline neden izin verdiğini açıklamasını isteyen Töre, serbest piyasa, pazar ekonomisi diyerek Yeşil Hat Tüzüğü ile patatesin gönderilmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
 Tarımda özel sigortacılığın geliştirilmesi gerektiğini de söyleyen Töre, Gemikonağı ve Yedidalga bölgesinde dolu yağışından meydana gelen zararların hala karşılanmadığını kaydetti.
 
TATAR
 
UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, Tarım Bakanlığı bütçesini hazırlayanların hata yaptığını savunarak, tarımın gözden çıkarıldığı bütçenin dengeli olmadığını belirtti.
 Kıbrıs Türkü’nün üretimden koparıldığını söyleyen Tatar, toprağın ve iklimin tarıma uygun olduğunu kaydetti. Tatar, Türkiye’den gelen suyla tarım faaliyetlerinin artırılması gerekirken azalmasının düşündürücü oluğunu söyledi.
 Tüm ürünlerin serbest piyasaya bırakılmamasını söyleyen Tatar, tarım sektörünü koruyarak ülke ekonomisine katkı sağlanmasını teşvik etmek gerektiğini belirtti.
 Tarıma ve tarımsal faaliyetlere daha fazla önem verilmesi gerektiğini dile getiren Tatar, Tarım bakanlığının yalnız bırakıldığını hissettiğini kaydetti.
 Yerli üretimin önemine dikkat çeken Tatar, hükümetin vatandaşa 20 TL’ye vatandaşa patates yedirdiğini söyleyerek, doğru zamanda doğru tedbirlerle vatandaşı ve üreticiyi korumak gerektiğini belirtti.
 Tarımın yüzde 6-7’lerden yüzde 4’lere düştüğünü söyleyen Tatar, tarımın korunması gerektiğini, bütçe çalışmalarında hata yapılarak tarımın bütçesinin yeterli olmadığını kaydetti.
 Ersin Tatar, çiftçilerin sorunlarına da değinerek, çiftçilerin muazzam kayıp yaşadığını söyledi ve Çiftçiler Birliği’nin taleplerini içeren yazıyı kürsüden okudu.
 
ŞAHALİ
 
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Erkut Şahali de eleştirileri yanıtladığı konuşmasında, tarımın, çatısı olmayan sanayi işine benzediğini söyleyerek, her ne kadar öngörü görülse de koşulların tam ayarlanamayabileceğini kaydetti.
 Ülkenin 2018 yılında sadece dövizde yükselişle sorun yaşamadığını, Türkiye’den gelen kaynağın da aktarılmadığını anlatan Şahali, bu koşulların tamamını bir arada düşünerek değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi.
 Tarım Master Planı’nın revize edilmesi gerektiğini dile getiren Şahali, narenciyenin kaderine terk edilmediğini, tam tersine narenciyenin geliştirilmesi için çalıştay yapıldığını kaydetti.
 Şahali, naranciye üreticilerinin her yıl karşılaşılan sorunlarla karşılaşmaması için gerekli düzenlemelerin yapıldığını dile getirdi.
 21 çiftlikte rastlanan alfa toksinin gerekli müdahaleler yapıldığını söyleyen Şahali, işlenmiş ham maddelerin bir tanesinde kabul edilebilir değerlerin yarısı kadar alfa toksin bulaşıklığın söz konusu olduğunu ve satışa engel olmadığının tespit edildiğini söyledi.
 Alfa toksin konusunun tolerans edilecek bir konu olmadığını, bunun sağlık konusu olduğunu dile getiren Şahali, bu konudaki tedbirin hayvancının kendi sorumluluğunda olduğunu vurguladı.
 Arpanın, satılması gereken miktarın altında satıldığını dile getiren Şahali, ülkeye çok farklı kaynaklardan yemin girişiyle birlikte arpa fiyatının da düştüğünü kaydetti.
 Arpa olmadığına ilişkin yaygaradan dolayı çok fazla arpa talebinden dolayı kurumun hırpalandığını dile getiren Şahali, panik nedeniyle bu sorunun yaşandığını söyledi.
 Şahali ayrıca, hibe arpanın tedarikinde de bir takım sıkıntı yaşandığını fakat hayati bir sıkıntının olmadığını ve hayvan başı desteğin tedarik edildiğini belirtti. 
 Hayvan sayısının afaki değerlendirme olduğuna karşın bu tür söylemlerin ülkedeki sahip olan hayvan varlığını bilmemekten kaynaklandığını söyleyen Şahali, hayvanların Veteriner Dairesi tarafından kayıt sistemiyle kontrol altında olunduğunu kaydetti.
 TÜK’te çalışanlarla ilgili sorunun da mevsimlik statüsünde çalışan 14 personelin onay işlemi yapılmadan geçici kadroya alınmasının hukuka aykırı olmasından kaynaklandığını dile getiren Şahali, kendilerinin yarattığı bir huzursuzluk olmadığını belirtti.
 Yangın, korumayla ilgili insansız yangın koruma sisteminin kurulduğunu ve istihdam edilecek personelin de sağlık değerlendirmelerinin yapıldığını söyleyen Şahali, Devlet Üretme Çiftliği’nin tohumluk bir materyal hazırladığını kaydetti.
 Genel Tarım Sigortası Fonu’nun hayvan hastalıklarıyla mücadele programına yönlendirildiğini dile getiren Şahali, arıcılığın da desteklendiğinin bilinmesi gerektiğini belirtti.
 Suyun, hem tarım, hem de içme suyu olarak tüm şebekelere ulaşacak şekilde projelendirildiğini dile getiren Şahali, KKTC’ye ait görevlerin nasıl yürütüleceğinin de iki bakan arasında yapılan protokolle belirlendiğini kaydetti.
 Tarımın, özellikle 4’lü koalisyon hükümet programında önemli bir yere ait olduğunu dile getiren Şahali, bazı dönemlerin sancılı olabileceğini ama tarımın gözden çıkarıldı gibi söylemleri kabul etmediğini belirtti.
 Üreticinin ürün kaybından gördüğü zarardan dolayı ürün kooperatifleriyle süreci yönlendirmeye çalışmalarının doğru olmadığını dile getiren Şahali, bunun da iyi niyetten kaynaklandığını söyledi.
 Şahali ayrıca, kuraklık paralarının yeni yıldan önce ödenmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
 Erkut Şahali’nin konuşmasının ardından 309 milyon 764 bin 900 TL tutarındaki Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı bütçesi oy çokluğuyla onaylandı.
 Bütçe çalışmalarına bugün saat 12.00’de başlanacak.
TAK

Editör: Mehmet Kasimoglu