Nice protokoller gördük,

Biz ihya olamadan, süreleri bitti!

Hiç protokoller olmadan, nice oluk oluk akan finans kaynakları işittik:

Ne üretim kapasitemize faydaları oldu,

Ne de ihale şartnamelerine dört dörtlük uyan yatırımlara…

Yarım yamalak!

Ama nice çulsuzlar tanıdık,

Üç beş yılda süper lüks hayatlar kazandılar.

İki eliyle, tek gözünü bile çıkaramayanlara tanıklık ettik;

Nice maaşlarla en üst baremlerden emekliliklerini kutladılar…

“Hayırlısı olsun!”

Olsun da…

Adaletsizliği çok yaşadı bu ülke,

Çok kez yara aldı bu halkın vicdanı!

Demokraside…

Tüm yaraların arasında bir tanesi var ki; kapanmıyor…

Kemir kemir kemiriyor içimizi, oyuyor resmen, yarınımızı.

Halkın devletine emniyeti yok!

Siyasetçiye hiç itimadı yok!

Halkın kendine de emniyeti yok!

E sendikacıya da yok…

Komşuya?

Komşuya da yok!

Dilimiz sütten yana yana yanmış!

Kiminin bahtına, kerpiç yığma iki oda bir ev düşmüş, 1974’te.

Kiminin beton arme, dört artı bir, bahçeli.

Kiminin evladı sınava bile girmemiş.

Kiminin evladı sınavda derece ile, işe girememiş!

Sınava giremeyen, işte “O” iki eliyle bir gözünü dürtemeyen olmuş.

Diğeri, Londra’da, Sydney’de… Hayat kavgası vermiş.

Yok.

Güven yok.

Hiçbir şeye güven kalmamış.

Geniş ailelerin halklarından, sesler çatır çatır yükseliyor.

Yahu,

Nice sevgi pıtırcığı ilişkiler gördül.

Samimiyetsiz, sadakatsiz… Güvensiz! Bir yastıkta tamama eremedi.

Nice hükümetler, ermek istemişler…

Planlar, programlar, projeler, imzalar. Beyanatlar!

Erememişler, erememişiz!

İmzalarına ihanet, kendi kurallarına yeterince sahip çıkmamışlar.

Balık leş gibi! Başı, kıçı leş…

İşte GÜVENSİZLİK!

Alın size GÜVENSİZLİK.

“İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü – 2021” tam anlamıyla uyulması durumunda, satır aralarını henüz görmedik, satır başları kısa vadede önemli rahatlamaları yaşatacak maddeler içeriyor.

“2021 İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü” tek bir şey içermiyor.

GÜVEN!

Ankara, açıkça Lefkoşa’ya eskisi “kadar” GÜVENMİYOR.

Net!

Diplomasi ile anlatmaya çalışıyor, protokol ile sündüre sündüre ima etmeyi tercih ediyor:

Size GÜVENMİYORUM diyor.

İki kardeş ülkenin, bir birine olan tarihi ve kültürel dayanakları yanında, iki debletin GÜVEN içerisinde ilişki kurması esas olmalıydı. Olamadı!

Ankara, Lefkoşa’nın demokrasisine, demografisine müdahale etmekten geri durmalıdır.

Lefkoşa, verdiği sözlerin, attığı imzaların arkasında olmalıdır.

Bu kadar basit.

Lefkoşa “ergenlikten” kurtulmalıdır.

Siyasal disiplinsizliğine son vermeliyiz.

İki devlet arasındaki, gerçek anlamda GÜVEN, yeniden tesis edilmelidir.