1-Elektrik kesintilerinden. Devlet ödemez, Torpilli kesimler ödemez, vatandaş ödetirilir…
2-Hastahanelerde kuyruklar oluşturmaktan. İlaç yok, Doktor yok, Hemşire yok, Cihaz yok… Olanlar da canı gönülden çalışıyor. Meclis bu kadar yıldır sağlık sorunlarına bir çözüm bulamadı. Bu fedakar hastahane çalışanlarının özverilerinin arkasına saklanarak, hiç sorun yokmuş gibi davranan Meclis den usandı.
3-Doktorların ve çalışanların  hak ettikleri maaşları alamadıkları, ancak hiçbir iş yapmadan Müşavir ordusunun maaş almalarından usandı. Halbuki bu yetenekli insan gücünden neden faydalanılmıyor?
4-Et fiyatlarının artı her tüketim maddelerinin sürekli  artışından usandı. Kasaplar okka ile alıp, kilo ile satarken. İnek etini, dana diye 42 TL kilosunu satarken, Hükümetin suskunluğundan usandı.
Thedore Yoho ( Siyaseti meslek edinen siyasilerden usandıklarını söylüyor) tabii anlayana…
5-Her hafta eylem, her hafta Grev artık bıtkınlık getirdi. Ekonomiye verilen zararların faturasının yine pahalılıkla garibana çıkmasından usandı.
6-Kiraların artışından, dövize endeksli olmasından usandı.
7-Uçak biletlerinin ( Sky High) fiyatlarının azami yükşelişinden usandı… Ancak Hükümet çare üreteceğine her zaman ki gibi ( Yat da gulle geçer) taktiği ile hareket etmekden usanmadı.
8-Her hafta açılış törenlerinde kurdele kesen vekillerden. Vekil olmasına rağmen Meclise gitmeyenlerinden, gidenlerin de birbiri ile kavgalarından usandı.
9-Trafik de meydana gelen ölümlü kaza haberlerinden usandı. Hükümet önlem almaktan aciz diye usandı.
10-Anastasiades’in saçmalıklarından usandı… Hala Rum ve Yunan tarafının Türkleri bu Ada’da tahakkümleri altına almak istemesini anlamayan kaldımı? Usandık artık… Çözüm istemeyen taraf Rumlar ve Yunanlılardır. Neden mi ? Bir  daha yazalım.
BARIŞ VE ÇÖZÜM PARAMETRELERİ NE İDİ ?
İki kesimli, iki toplumlu ( Bazılarına göre iki devletcik veya devlet), Siyasi eşitlik, Dönüşümlü Başkanlık ve Uluslar arasında tanınmışlık…
 Peki Anastasiades bu güne kadar neyi Kabul etti ? Bileniniz varsa Lütfen açıklasın. Hani win to win temelin de bir müzakere süreci olacaktı? Neyi verdik, neyi aldık… Görünen O ki biz hep verdik ama Rumlar hiçbirşey vermedi, üstüne üstlük daha da istiyorlar…
İKI KESİMLİLİK.
Mal mülk konusunda bize öngörülen %33.5 mal varlığımızdan %28… Biz %29 a her ne hikmetse razı olmuşuz… Karşılığında ne aldık ? Hiiiç…
İKİ TOPLUMLULUK.
Tamamıyle sulandırılmış. Bize kalması ön görülen topraklar da en az 60 000  Rum, bazı kaynaklara göre 100 000 Rum 1974 önce ki Topraklarına yerleştirilecek… Böyle bir saçma öneri  masa da Kabul görse bile Kıbrıs Türklerinin çok büyük bir çoğunluğunun Kabul etmesi gayri mümkündür. İki nedeni var. Birincisi 60000-100000 Türk nereye yerleştirilecek? İkincisi 43 yıldır  bu topraklara 1975 Viyana antlaşması gereği, BM nezdinde bu topraklara göç eden insanlar, O antlaşmaya güvenerek inanılmaz yatırımlar yapmışlardır. İş alanları açmışlardır. Girne,Mağusa, İskele, Lefkoşa ve Güzelyurt ayni mi kalmıştır? 1974 de Girne’de yaşayan bir Rum şimdi Girne’yi tanımaz. Ya Mağusa’yı veya İskele’yi hiç tanımaz.
İki Devlet esası.
Var mı böyle birşey? Adamlar, Devlet biziz siz bize tabi olacaksınız diyor. Iki Devletlik esası yok.
Hangi iki Devlet? Adamlar bizi Devlet olarak Kabul etmiyorlar ki… Hani bir zamanlar malum parti yöneticileri (state) kelimesinin eyalet değil, devletcik olduğunu savunuyorlardı ya, şimdi nerdeler. Adamlar Kuzeyi Türk eyaleti olarak bile Kabul etmiyorlar. Ettik diyen varsa buyursun söylesin…
SİYASİ EŞİTLİK.
Nerde? Nerde eşit olarak Kabul edilmişiz. Onlar hükmeden imtiyazlı zümre, biz onlara göre cahil, köle . Onların insafına bırakılmış bir toplum. Neden mi. İzah edeyim. Sayın Anastasiades’in son söylemlerinden , güya BM ye ÇÖZÜM için öneri vermiş de bunlar olmaz ise Cenevre’ye gitmem diyor. Ne imiş onlar … Türk askeri ve yerleşikler Ada’dan gidecek, garantiler kalkacak. Başka, mal, mülk konusunda benim istediklerim olmaz ise yine gitmem diyor… Haa sahi bir de şunu söylüyor. Şayet ben bu iki konu da tatmin olursam O zaman Cenevre’ye giderim… Ancak orda Türklerin her istediğini de verecek değilim…
DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK.
Hiç de kabul etmek taraftarı değiller. Bir Rum Cumhurbaşkanı olacak ama, bir Türk asla olamayacak. İşte Rum mentalitesinin eşitlik anlayışı…
BİZİM CUMHURBAŞKANIMIZ, DEMOKRATİK TEAMÜLLERE UYGUN OLARAK SEÇTİĞİMİZ SAYIN MUSTAFA  AKINCI’DIR. Anastasiades ne kadar demokratik teamüllere uygun olarak kendi toplumu tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ise, Sayın Mustafa Akıncı’da o kadar Cumhurbaşkanı olmaya layık biridir. Anastasiades her ne kadar da, ben Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanıyım dese de, biz Türklerin seçtiği bir Cumhurbaşkanı değildir. Hakiki gerçek bu… Bir çözüm ortaya gün gele konsa bile, dönüşümlü Cumhurbaşakanlığı olmayan bir çözüm, siyasi eşitliği asla sağlamış olmaz, olamaz.
ULUSLAR ARASI TANINMIŞLIK.
Rum ve Türk eşit şekilde Uluslar arası platformlarda temsil edilmedik sürece tanınmışlığın bir anlamı veya etkisi yoktur. Ne de yer altı kaynakların da etkin bir söz hakkımız olur. Zaten gaspçı Rum yönetimi nasıl ala vera dalaveralarla Kıbrıs Cumhuriyeti ünvanını gasp etti ise ayni yöntemlerle yer altı kaynaklarını da gasp etmek çabası içinde…
İŞTE EN FAZLA USANDIĞIMIZ KONULARDAN BİRİ DE RUM SİYASİLERİN TÜRK DÜŞMANLIĞI İLE YOĞRULMUŞ ZİHNİYETLERİ ve ADİL, İNSANİ BİR ÇÖZÜM KARŞITI OLUŞLARIDIR…
Ingilizlerin bir Ata sözü var ( They have to grow up). Lütfen artık büyüsünler, eski démodé kafalarla Kıbrıs’da çözüm olmaz… Yunanistan batmak üzere, kendileri inanılmaz bir borç batağı içinde, hala bol keseden harcama yapıyorlar, nasıl bu büyük ekonomi krizden kurtulacaklarını düşüneceklerine, yine bildik Türk düşmanlığı ile beceriksizliklerini kamufule etmeye çalışıyorlar. Halbuki Türkiye dostluk ilişkilerini geliştirseler, Türk yunan dengesinin bozulmaması için gayret gösterseler, içinde bulundukları ekonomik krizden rahatlıkla çıkarlar.
GÜVENLİK VE GARANTİLER.
1960 ANDLAŞMALARI NEZDİNDE BİZİM GÜVENLİĞİMİZ TÜRKİYE TARAFINDAN GARANTİ EDİLMİŞTİR. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TARAFINDAN DEĞİL. ONLARIN GARANTİSİNİN 1963-1974 ARASINDA NE KADAR ETKİLİ OLDUĞUNU GÖRDÜK ve YAŞADIK. YÜZLERCE İNSANIMIZ, YOLLARDAN EVLERİNDEN ALINARAK BM BARIŞ GÜCÜNÜN GÖZLERİ ÖNÜNDE ESİR KAMPLARINA GÖTÜRÜLDÜ. YÜZLERCESİ HUNHARCA ŞEHİT EDİLDİ, CİNAYETE KURBAN GİTTİ.HALA KEMİKLERİNİ TOPLUYORUZ… BİZİM İÇİN TÜRKİYENİN GARANTİSİNDEN ve GÜVENCESİNDEN BAŞKA BİR GÜVENCE GEÇERLİ DEĞİLDİR.
ANCAK ŞUNU DA HATIRLATMADAN GEÇEMEYECEĞİM. TÜRKİYENİN AK DENİZ’DEKİ SAHİLLERİNİN GÜVENCESİDE BİZİM GÜVENCEMİZ KADAR ÖNEMLİ ve ZARURİDİR. TÜRKİYE MAZALLAH ANSTASİDES’İN SAÇMA ÖNERİLERİNİ KABUL EDERSE AK DENİZ’DE GÜVENLİ LİMANI veya SINIRI KALMAZ. BİZİM GÜVENCEMİZ TÜRKİYENİN GÜVENCESİDİR, TÜRKİYENİN GÜVENCESİ BİZİM GÜVENCEMİZDİR…
Sağlıcakla Kalın . Ne kadar usansak da Hükümet içraatlarından veya içraatsızlıklarından bu VATAN topraklarından asla vazgeçmeyiz.