‘‘Özü baştan sona kadar dış müdahale olan Kıbrıs sorununu didik didik ederken, sorunun iç yanının MÜMKÜN OLANLA ARZULANAN ARASINDAKİ KARŞITLIK OLDUĞUNU NOT ETTİK.’’ Dmitris Hristofyas / Sessizleştirilen Tarih /sayfa 369.

Sessizleştirilen Tarih kitabı öyle taa 1950’lerde yazılan bir kitap değildir. 2016 yılında yayımlanmıştır ve hayatını yalana vakfetmiş bir siyaset esnafının çaylaklık yıllarını değil, Cumhurbaşkanlığı ve ‘ Kıbrıs sorunun çözümü için tam beş yıl süre ile müzakerecilik yaptıktan sonraki kanaatlerini / hatıratını / görüşlerini yansıtmaktadır.

Yalancı diyorum, evet su katılmadık bir yalancı ve yalancılığının boyutu tırnak içine aldığım üç satırda da sırıtmaktadır.

Arzulanan ile mümkün olan arasındaki karşıtlık Bay Hristofyas’ın not ettiği değil,  bizzat Makarios tarafından 1960’larda dikte ettirilen ve Elen halkına miras olarak bırakılan bir stratejidir.

Bu straateji meşhur  ‘‘AKRİTAS’’ planında da yer almakta olup Makarios sonrası Elen’lerin Cumhurbaşkanı olarak seçtikleri bütün siyasetçiler tarafından da harfiyen uygulanmaktadır.

Nedir mümkün olan.

Mümkün olan tek şey müzakerelerin sürmesi ve Türk’lerin hep müzakere masasında eli kolu bağlı bekletilmesidir.

Elen komşularımız bu stratejilerinde bu güne kadar belki de kendilerinin de hayal bile edemedikleri bir başarının sahibi olduklarına inanmaktadırlar.

Hal aslında onların sandıkları gibi olmayıp neredeyse tam tersi bir sonuca varmıştır.

1960 yılında mümkün olanı kabul ederek,  arzu ettiği ENOSİS için bir zemin kazanıldığına kazanılacağına inanan Başpiskopos Makarios, sadece üç yıl sonra ‘‘ARZU ETTİĞİNE / ETTİKLERİNE’’ ulaşabileceği / ulaşabilecekleri varsayımı ile ‘‘ MÜMKÜN OLANI / KIBRIS ORTAKLIK CUMHURİYETİNİ’’ ortadan kaldırıp, arzu edilene doğru taaruza geçmiş ve fakat hırstan ve kibirden gözleri döndüğü için, bu ENOSİS kalkışmasının Türkler açısından ‘‘MÜMKÜN OLANIN’’ Kıbrıs Cumhuriyeti olmadığını bir kez daha ve şüphe edilmeyecek şekilde  ortaya koymuştur.

Kıbrıs sorununda Türklerin alicenaplığı ve uzlaşmaya açık zihniyeti bu kesin kanaate rağmen, yine de sürmüş ve varılması muhtemel her uzlaşıya evet denmiş karşılığında da hep Elenlerin OXİ’si ile yüzleşilmiştir.

Umalım ki,  53 yıl süren federasyon görüşmelerinde mümkün olan tek çözüm federasyondur deme konusunda bilgiçlik  taslayan şımarık bir tavır içinde olan Türk siyaset esnafları,  Makarios ve diğerlerinden sonra Bay Hristofyas’ın da mirasi ve vasiyeti olan ‘‘MÜMKÜN OLAN’’ zihniyetinin Elen komşularımız için ne manaya geldiğini Sessizleştirilen Tarih kitabını okuyarak anlamaya çalışınlar.