Evelemeye gevelemeye, lâfı dolandırarak uzatmaya hiç gerek yok.
Vaz geçmek demektir, Türkiye’ye bağlanalım demek.
KKTC den vaz geçtim demektir
Sonsuza kadar yaşatacağız eyy aziz KKTC seni demenin bayraktarlığını sancaktarlığını yapanlar söylüyorsa bunu, anlamlıyız ki kendi nefesleri bitti, bitmek üzere.
Ayni cümleleri, Türkiye’ye bağlı özerk bir devlet olalım diyenlar için de kurmak şart.
YAK, GG, ÇTSB, MTG, BÜY ve diğer futbol külüplerimizin tümü özerk külüplerdir. Kıbrıs Türk Futbol Federasyonuna bağlı özerk külüplerdir.
Siyasete meraklı orta okul öğrencileri de bilir ki, özerklik ile özgürlük arasında özerklik aleyhine bir ilişki vardır. Özerk demek özgürlüğün kısıtlanması demektir.
Misal : YAK ve KK  özerk külüplerdir ve bunlar, kendi bünyelerinde bulunan futbolcular arasından 11 kişilik takımı sahaya sürmekte özgürdürler, özerk olmalarının sağladığı özgürlük buraya kadardır. Oynayacakları sahanın hangi saha olduğu, hakemlerin kimler olacağı konusunda yetki tamamen bağlı oldukları ferderasyonun kararına kalmıştır.
Özetin özeti, özerk olalım demek de KKTC den vaz geçelim demektir ve Türkiye’ye bağlanalım ya da Türkiye’ye bağlı özerk olalım diyenlerin, tırnak içinde yazıyorum  ‘KKTC yi sonsuza kadar yaşatacağız’ diyenler arasından çıkmış olması hazindir ve komiktir ve bir bilgisizliğin ürünüdür.
1960 Kıbrıs Cumhuriyetinde yaşıyor iken özerk yönetim istemenin bir mantığı olabilirdi belki ve fakat o devlet ortaklığa dayalı olduğu için ve siyasal eşitliği içerdiği için istenmedi.
İstenmedi  çünkü KC, adı konmamış fonksiyonel federasyona üzerine bina edilen bir devletti, adı federal olmasa da yönetim biçemi açısından şimdi peşinde koştuğumuz siyasal eşitliği tam anlamıyla içeren bir yönetime ve anayasaya yaslanıyordu, teminatı da anayasasının amir hükmü ile Kıbrıs türkü olan ve VETO hakkı da bulunan Cumhur Başkan Muavinliği makamıydı.
Çok ihtimal vermiyorum ama (ve çok az olan olasılığı da Bay Anastasiedes berhava etmeye devam ediyor her ağzını açtığında ) olası iki toplumlu iki bölgeli siyasal eşitliğe ve garantörlerin garantisinin devamı ile bulunabilecek ( mi ) bir Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, her bir federal devlet merkezi hükümete / devlete bağlı özerkliğe sahip olacaktır.
Bu nasıl bir işkence yarrabim. 1955 ten beridir içinde yaşadığımız en can alıcı sorunumuzun en temel kavramlarını bir ingilize, almana, ispanyola ugandalıya da değil, Kıbrıs türklerine hem de yaşı 50 yi geçmiş, yıllardır siyasette ahkâm keserek defalarca seçilmiş, en tepe makamlara kurulmuş oturan, bakıp durduğu için de bakan sıfatı ile itibar, caka sahibi olanlara anlatmaya çalışmak.
Üzülerek ama açıkça yazıyorum ki, hükümetlerimiz, özellikle bu günkü hükümetimiz, Kıbrıs türklerini kendi devletlerinden soğutmak ve halkı canından bezdirmek için akıl almaz ölçüde canla başla uğraşıyor ve giderek de bunu başarıyor.