Hürriyet hayatın içinden doğmuş bir kavramdır, özgürlük icat edilmiştir.

Binlerce yıl yaşanmışlıkların içinden sıyrılıp gelen hürriyet kavramı kendi kimyası kadar insan olmak için didinen insanın da kimyasıyla uyum içindedir.

İnsan hürriyete, hürriyet de insana yakışır.

Ve lâkin özgürlük kavramı apansız ve dernek binalarında, lisan labaratuarlarında icat edildiği için dolduramıyor kendi meramını, o kadar dolduramıyor ki hem serbest anlamında ve hem de hürriyet anlamında kullanılmaya çalışılıyor.

İfade hürriyetini kullandığı için hapse mahkum edilenin elinden serbestiyetini alabilirsiniz ve fakat hürriyetini almanız olası değildir.

Hürriyet kavramını konuşurken, yazarken kullanacaksak dokuz düşünüp bir konuşmalı, yazmalıyız.

Kuşlar gibi ve kadar serbest olan insanın hürriyet ile bir derdi olmayabilir.

Olmayabilir, çünkü kuşlar menzilleri içindeki dallardan bir dal beğenip ona konup,  ondan kalkabilirler bu onların serbestiyetleridir ve bu serbestiyet, kuşların yaşamında hürriyet kavramı diye bir dert sahibi olmalarını ya da olmamalarını gerektirmez. Gerektirmez onlar kuştur çünkü ve hürriyet doğal bir eylem değil, insanın geliştirdiği ve eylediği bir şeydir. Şüphesizdir ki hürriyet her insan için var ya da önemli değildir.

Hatta o kadar önemsizdir ki,  insanların bir kısmı hürriyet yerine ikame ederek, seyahat özgürlüğüm, cinsel özgürlüğüm, mülk edinme özgürlüğüm, alma satma özgürlüğüm diyebiliyor.

Oysa, hürriyet alınıp satılamadığı gibi ve kadar fiziksel bir iklim değil, onu yaratan geliştiren, hakkını veren, verebilen insan için olmazsa olmaz kimyasal bir özelliktir.

Cinsel serbestiyete kimse itiraz edebilemez ve fakat kimin kimle nasıl sevişeceği, sadece kimin tercihine, sevgisine, şehvetine bağlı olmasından mütevvelit bir serbestiyettir ki, doğal olan cinsellikle doğal olmayan hürriyetin birlikte seslendiriliyor olması, uçak bileti alacak kadar paran varsa kelimenin gerçek anlamı ile seyahat serbestisine sahip olduğunuzu ve fakat hürriyet kavramı ile cepteki paranın her hangi bir ilişkisi olmadığı için, seyahat ile hürriyet arasında ilişki kurmaya çalışmanın emperyal bir kültür bombardumanının etkisi altında, debelene debelene kavramın içinin boşaltıldığının kanıtıdır.

Din konusunda da insanlar tam bir serbestiyete sahiptir amma dini özgürlük olmaz, olabilemez, çünkü serbestçe taptığınız din sizi hür bırakmaz bırakamaz.

Din hürriyeti kısıtlayıcı bir serbestiyettir.

Ve hiçbir  mahkumiyei insanın hürriyetini elinden alamaz.

Kıbrıs Türkleri olarak hepimiz 1963 – 1967 yılları arasında serbestiyetleri ellerinden zorla alınmış ve fakat hürriyetlerine asla ve katiyen dokundurmamış insanlardık.

Şimdi mi.

Hürriyetin kıymetini bilen ve hak eden her bir kişi hürdür, hürriyeti fiziksel olarak yaşamak isteyenler ise özgürdür kuşlar gibi ve kadar. O daldan bu dala