Onlar.
Babalarımız annelerimiz.
Sucuydu benim babam, annem de bevvap.
Bevvap nedir diye meraklanan olursa yaşı 60 geçmiş büyüklerine sorsun. 
O zamanki adı Viktorya olan Lefkoşa Türk Kız Lisesinde bevvaplık ederdi Huriye nenemle birlikte.
Her birimizin, yaşı 55-60 geçmiş her birimizin anne babalarının meslekleri vardı, kunduracı, marangoz, berber, terzi, kasap, yorgancı, tenekeci, dülger, makinist,  ve daha nice meslekler.Köylerde rençber, çoban.
Gün işler gün yerdi nerdeyse herkes.
Yoksulluk ve yoksunluk içindeydiler.
Onca yoksulluğun içinde tertemiz ideallerin insanlarıydı her biri.
İdeal da ne demek, hele de idealizm o da ne, dendiği zamanlardayız.
Bütün anne babaların ideali evlatlarını ayıpsız amansız büyütebilmekti, hele bir de evlat okur da liseyi bitirirse değmeyin anne babanın mutluluk ve huzuruna, ideallerini gerçekleştirmiş olurlardı.
Hayat sürüp giderken idealleri de gelişiyordu.
Kendileri dışında ve kendilerine rağmen gelişen olaylar anne babalarımızın idealleri arasına hürriyeti de katmıştı. Hür olmak, hür yaşamak ve evlatlarını hürriyet içre doğurup büyütmek en önde gelen idealleri olmuştu 1958- 1974 arası için.
Bazı idealler vardır ki kişinin ideali olmakla beraber o kadar çok kişinin ve yoğun ideali olur ki artık o insanın ideali olmakla yetinmez, toplumun hatta insan olmaklığın ideali haline gelir.
1955 ten başlayarak 1967 yılına kadar hürriyet  Kıbrıs türk halkının ideali olmuştu kendiliğinden. 1960 ile 63 yılları arasında denenen Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklık devleti bu idealin gerçekleşebilmesi fırsatını içeriyordu ve fakat devleti kendi mülkü olarak gören Kıbrıs rum halkı bu şansı berhava ediverdi.
Hürriyet, evet insan olmaklığın idealidir.
Ve yine evet, yoksulluğu dibine kadar yaşayan anne babalarımız onca yoksulluk varken tertemiz ideallerin idealistleriydiler.
Bir de güne bakın .
Bakın bakalım kaç tane idealist insan var dahası idealizm ahmaklık ve aptallıkla eş anlamlandırılmıyor mu.
İdealist bir kişi, beni sokmayan yılan kaç yıl yaşarsa yaşasın bana ne der mi.
Sizi, bizi, seni, beni sokmayan yıllanlarla kaynamıyor mu hayatımız.
İdealist olmak diye bir boyun borcu var hükümet üyelerinin ve koalisyon partileri ile parti üyeleri başta olmak üzere tüm oy vericilerin.