İktidar bulaşığı ya da iktidara bulaşmak.

Çok az insanın kaçınabildiği bir karanlık.

Neredeyse her evde bir iktidar vardır. Yoktur diyerek kendinizi aldatmayın.

Eşinize karşı, değilse eğer çocuğunuza karşı iktidar oyunu oynamadığınızı mı söylüyorsunuz.

Öğretmen iktidardır sınıfta ve sınıf kaptanı da seçilirdi bir zamanlar şimdi sürüyor mu o aptal uygulama bilmem.

Örgütlenirsiniz ki bu da bir başka iktidar seçeneği değil mi her birinize. En büyük, en doğru, en enn haklı örgüt sizin örgüt.

Partilerden hiç söz etmesem de anlarsınız iktidarda olmanızın sizde uyandırdığı böbürlenmeden söz etmeye gerek bile olmadığını.

Her partimsi kapalı devre iktidar hastalığı değil mi.

Vay ki sendikal hareket iktidarı,  vay ki vay. Yıllarca yeni işyerinde örgütlenmeye çalışmadan, on yılda on yeni üye yazmadan ve hatta üye aidatlarını bile sendikal küçük kapalı iktidarcık olarak,  büyük devlet hükümet iktidarı eli ile tahsil etmek.

Bu memleket bizim sloganları ile 85 örgüt adına sekizbuçuk iktidar bireyi ile gün, günler, aylar yıllar geçirmek.

Elbette ki sıraları bozmayalım, dörderli sıralar halinde üç metre ara ile yürüyelim, talimatları ile elde megafon sloganı atmak, attırmak ama sakın ha dördüncü defa bağırmayın,  her slogan megafondan sonra üç defa tekrar edilecek iktidarcılığı,  ah ki ah ne zevktir ha.

Biz gelirsek iktidarcılığı da az buz değildir.

Otuz sene sanki  başka bir partideymiş gibi, otuz senelik iktidarın yeni, eskimiş yeni mikrofonları, klavyeleri ile biz gelirsek diye böbürlenmenin iktidarı.

Kitle,  kitle diyerek kitleyi avcunun içinde tuttuğunu sanarak ve kitle kavramı hakkında da hiç düşünmeden, kitle partisiyiz diyerek kitledesindeki !!! iktidarcığını diri tutmak isteyenler de başka bir iktidar alemi.

Belki bir gün anlamak için düşünmeye başlarsınız, yatay seyirlerde iktidar mevzu bahis bile değildir.

Siyasetin yatay ilişkiler ile seyrettiği devletlerde,  siyasi partiler gündelik işleri organize etmeye ve yarınlar için temeller atmaya yönelik çalışmaya özen gösterirler.

Bizde ise,  siyasal zihniyetler dikey anlayışla hareket ederek işlerin organizasyonuna değil, insanları / kitleleri yönetmeye taliptirler ve sağda ya da solda olmaları fark etmeksizin işçi sınıfından adaylara rastlanmaz listelerinde.