Her insan dünyayı değiştirme değiştirebilme potansiyeline sahiptir. Sahiptir çünkü kendini değiştirme geliştirme olanağı,  bilgisi becerisi yüreği ve aklı sayesinde kendisindedir.

Kendini geliştirmeye, alışkanlıklarını ve bilgisini görgüsünü yeni öğrendikleri ve öğrenecekleri ile  kendisini değiştirmeye uğraşmayan ve dün, öte günkü bilgisi ile yarını kurmaya çalışmak aslında kişinin değişimden, gelişimden korktuğunun ve her gün ile her bildiğini düzen böylece- öylece sürsün diye kullanma tembelliğine yan gelip yattığının göstergesidir.

Maymun ayakta durmaya başlayınca dünyasının değiştiğini ve kendisinin de değişmesi gerektiğini anlamıştır da, aynı örneği emekleyen çocukla yürümeye başlayan çocuğun dünyasının ne kadar değiştiğini bu değişme ile birlikte çocuğun kendini de değiştirerek geliştiğini görmekten kaçınır ya da önemsemeyiz.

Var sayalım ki 1976 ya da 77 yılında Girne’de yurtta kalan bir öğrenciydiniz ve o yıllarda öğrendikleriniz var, buna ek olarak da size söylenenler ve sizin söyledikleriniz de var.

1976-77 Girne’si gerek doğal, gerek normal ve gerekse Girne’liler eliyle her gün değişerek 2020 Girne’si olmuşken,  sizin 1977 yılında bildikleriniz ve söyledikleriniz 2020 de sizin ağzınızdan tekrarlanıyorsa anlamanız gereken iki şık var önünüzde. Birinci şık sizin bir tape recorder olduğunuz, ikinci ihtimal de fosilleşmiş olmanızdır.

Hal böyleyken kendinizi ilerici ilerlemeci vs vs addetmeniz kendinizi aldatma kolaycılığı ile yan gelmiş kalmış olmanıza delâlet eder başka bir şeye değil.

Bekâr iken algıladığınız dünya ve sürdüğünüz yaşam ile sevgiliniz olunca, evlenince sürdürdüğünüz yaşam aynı ise, eğer öyleyse galiba insan değil eşyasınız, eşyalar çünkü değişmez sadece eskir çürür.

Okuduğumuz her okul, her kitap, her dergi gazete ve hatta satır bizde bir değişime gelişime neden olmayacaksa okumak abes bir boş zaman konumuna girer ki ;  bu durumda manken yarışmalarında,  boş zamanlarınızda ne yaparsınız sorusu ve bu boş soruya kitap okurum bomboş lâkırdısını cevap diye yapıştıranlar gibi olunur.

Yaşadığınız her gün size yeni şeyler katmıyorsa yaşanmadan geçirilen boş bir zaman olur o da.

Kendini her yeni gün ve yeni bilgi ile geliştirmeyen insanlar bir araya gelir de örgütlenirse sadece örülmüş güdülmeye hazır tüzel kitle olurlar ki eyvah.

Verilen ve alınan her bir reyin bir nedeni ve sonucu olmalı.

1977 de inançla söylediğiniz sözleri kendinize olan inancınızla söylüyordunuz, aradan yıllar geçti kendinize olan inancınızı kaybetmiş olmalısınız ki artık inanan biri oldunuz çok eskiden söylediklerine inanan biri,  bir   Musevinin Hahama, bir Müslümanın İmama, bir Ortodoksun Papaza inanması kadar ve gibidir imanınız.

İnancınıza ne oldu sizin, kendinize aklınıza yüreğinize olan inancınız