Anastasiadis “Türkler benim vatandaşımdır” diyerek işi Kıbrıs pasaportlarına getirdi.  Daha da açık bir ifade ile konu, Kıbrıs kimliğine ve sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sözde meşruluğuna getiriliyor.  Anastasiadis esasında, Kıbrıs pasaportu ve Kıbrıs kimliği alan Kıbrıslı Türklere hakaret ediyor ve onların dünya kamuoyu önünde küçük düşürmeye çalışıyor. O davranışlarla, “İşte siz Türkler de benim vatandaşımsınız, siz ne diyorsunuz”a getiriyor işi.

            Elbette bir gün gelecektir, yıllarca Türklerin elinden alınan insan haklarının sorgulanması.  Bu sorgulamanın sonucunda altında kalacak olan boyun da tabii ki Anastasiadis ve Rumların fanatiklerininki olacak.

            1963 Aralığından beri “YARIM KIBRIS”la dünyada kendine yer edinmeye, kabul görme çabalarına rağmen bir türlü istediği noktaya gelemeyen Rumlar şimdi de yeni kozlarını ortaya koyuyorlar.

            Anastasiadis “Türkler benim vatandaşımdır” demekle vatandaşı olmaz ve olamaz.  Yıllarca yenen anayasal haklar bir tarafa, Türklerin de hakkıdır bu adada insan gibi yaşamak, her dünya bireyi gibi özgürce bir başka ülkeye seyahat etmek ve sıkıntısız gümrük işlemleri yapmak.

            Olaya öyle bakmak lazım.  Bugüne kadar kaç tane Türk “Kıbrıs Pasaportu” almışsa, o amaçla o seyahat belgesini almışlar ama Rumlara yama olmayarak, kendi Anavatanları ile, kendi davalarına dört elle sarılarak, Akdeniz’deki doğal gazı paylaşmaktan kaçınan Rumların haksız davranış biçimlerine tepki koyuyorlar.

            Şayet Anastadiadis bu tezlerinde haklıysa, “Geliniz benim Türk vatandaşlarım (!) sizinle Akdeniz’deki hakları paylaşalım” der.  Desin de görelim bakalım.

            Esasında Anastadiadis Cenevre görüşmeleri sonrasında bir prim elde etmeye çalışıyor.  Hatta gündem değiştirmeye çalışıyor.  Daha de önemlisi, Türkler arasına nifak sokmaya çalışıyor.

            Bugün sağcısı da, solcusu da tepkilerini koyuyorlar Rum liderin bu çirkin saldırı ve tezlerine.  Hatta tümü de, “Bu bir hakdır.  Kazanılmış hakkı, kendisi vermiş gibi göstererek bir senaryo düzüyor Anastadiadis” diyor.

            Gerçek o değil mi?

            Kabul etmek lazım...  Bugüne kadar kim Rum pasaportu almışsa, mutlaka seyahat kolaylığını elde etmek için almışlardır.  Kaldı ki pasaport almak için kimlik tazelenmesi veya kimliklerin güncelleştirilmesi de doğaldır.  Bütün bunlara kılıf hazırlayarak iç dinamiklerimizi yok etmek, kimsenin haddine değildir.

            O zaman bir başka soru soralım...

            Bugüne kadar Rumlar tarafından katledilen bütün Türklerin ceplerinde Kıbrıs kimliği yok muydu?  Vardı.  Şayet sicilden araştırırlarsa, bütün kayıplarımızın eski Kıbrıs pasaportuna ve eski kimlik kartına sahip olduklarını göreceklerdir.  O zaman Rumlar “kendi vatandaşım” dedikleri Türkleri neden öldürdüler?

            Şimdi Anastadiadis çıksın ve söylesin bakalım...

            “Biz, Kıbrıs  kimliği taşıyan Türkleri katlettik.  Biz insanlık suçu işledik, biz katiliz” desin bakalım.

            Pisi pisine ve sırf ENOSİS hayalleri için katledilen bu insanların hayatını nasıl geri verecekler?  Onlara da mı yeni Kıbrıs pasaportu çıkaracaklar, geri hayata dönmeleri için?

            Bütün bu saçmalıklarla zaman geçirmemize hiç gerek yok.  Niyet ortada.  Nikos Anastasiadis yeni bir gündem yaratmak için Türkleri içten vurma gayreti içine girerek, “Türkler benim vatandaşımdır” safsatasına sarılıyor.

            Bence bu sözlerden kimsenin kulağı terlemesin.  Bu gibi saçmalıklar ne ilk, ne de sondur.  Rumlar böyle yapa yapa buralara kadar geldi, YARIM KIBRIS’la.

            Anastadiadis’te o yürek var mı, AB’ye seslensin.

            “Biz Rumlar, bütün Kıbrıs’ın sahibi değil, yarım Kıbrıs’ın sahibiyiz.  Türklerin ellerinde bulundurdukları diğer YARIM KIBRIS’ı kendi bünyeme katmam mümkün değil.”

            Bütün bu konuşulanlardan bizim kulaklarımızın arkası terlemez.  Bizler, bildiğimiz ve inandığımız yolda yürümeye devam edeceğiz.

            Ersin Tatar’ın Cenevre’de ortaya koyduğu tezi ortadadır.

            “Yana yana iki eşit egemen devlet temelinde bir çözüm...”

            Haydi buyur pilava Sayın Anastadiadis.

            Kırık plak gibi “Türkler benim vatandaşımdır”