Herkesin ama herkesin memleketi devleti milleti aidiyeti var.

Kıbrıs Türklerinin yok.

Biz Kıbrıs Türküyüz dedikleri için yok.

Kıbrıs Türklerinin sorunu var. Kambur gibi yüklemiş uygar dünya sırtımıza sorunumuz olduğunu ve zevkle seyreyliyor.

Kısacık bir süreliğine memleketimiz olmuştu bizim de.

Kıbrıs adasında komşularımız olan Kıbrıs Elenleri ile çatışa çatışa,  tartışa tartışa fonksiyonel federatif denebilecek bir devlet inşa etmiştik, biz, onlar, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında 1959 yılında Zürih kentinde varılan mutabakatla.

Bu mutabakat ne yazık ki üç yıl bile dolmadan, Kıbrıs Cumhuriyetinin varoluş anlaşmalarının altında at nalı kadar imzası olan ve dahası ilk Cumhurbaşkanı da olan Başpiskopos Makarios’un, Türkler sayıca bizden az, anayasanın onlara tanıdığı – verdiği haklar ise çok fazla, ben bu anayasanın iki halkı kurumsal olarak eşitleyen maddelerini değiştirmek istiyorum duruşu ile, bu duruşa hem de ve hatta Yunanistan’ın  bile karşı çıkmasına ve sakın yapma, böylesi bir hareket Türkiye ile Yunanistan arasında çözümü zor sorunlara, krizlere hatta çatışma ve savaşa yol açabilir uyarılarına kulak tıkayarak kendi bildiğini, kendi megalo – ideasını uygulama hırsı sonucunda berhava olmuş ve Kıbrıs Türkleri o gün bu gündür dünya devletleri indinde memleketi, devleti ve milliyeti olmayan, kutsal saydıkları bütün değerleri sırtlarına kambur olarak yüklenen insanlar haline itilmiştir.

Bu bizi öldürmedi, kimliğimizden de vaz geçirmedi.

Boyun eğmedik ne papaza ne de onun arkasında saf tutan yedi düvele. Boyun eğmeyceğiz de.

Ama ey dünyalılar, hangi devletin kimlik kartını taşıyorsanız taşıyın.

Dünyalılar biliyor musunuz ki; Akdeniz’in doğusunda yer alan Kıbrıs adasında yaşayan insanların Elen olmayanlarının, futbol oynaması bile sizin uluslar arası olduğunu varsaydığınız ama aslında devletlerarası olan kuruluşlarınız tarafından yasaklanmıştır.

Evet Fransızlar, Almanlar, İspanyollar, Çekyalılar, İngilizler, Hindular, Ruslar, Japonlar, İtalyanlar, Afrikadakiler, Asyadakiler, Avrupadakiler hepiniz ama hepiniz Kıbrıs Türklerine bu kadar basit ve önemsiz olan bir olayda bile, YASAK KONDUĞUNU ve Kıbrıs Türklerinin,  sizin anlı şanlı insan hakları manzumelerinizden neşet eden devletlerarası örgütleriniz eliyle sizinle futbol oynayamayacaklarını YASAKLADIĞINIZI biliyor musunuz.

Bal gibi de biliyorsunuz.

Tadını çıkarın Kıbrıs Türklerini insan olarak kabul etmiyor oluşunuzun.

Siz,  yokuz sanıyorsunuz, öyle kabul ediyorsunuz diye biz yok olmadık. Olmayacağız da.

Şiirlerini okumasanız da edebiyat dünyasının en iyi şiirleri arasında sayılacak şiirler yazan şairlerimiz var, İngiliz, Fransız yazarları ile aşık atacak roman yazarlarımız. Ressamlarımız heykelcilerimiz.

Pöpülerdir ya sizin için de futbol, görmemekle bilmemekle çok şey kaybettiğiniz futbolcular da çıktı bizden. Biz Messi’inizi biliyor seyrediyoruz, Zihni’yi, Karayel’i Hilmi’yi bilmemekle görmemekle neler kaybettiğnizi sakın düşünmeyin.

Daha önemli bir kaybınız var.

İNSNLIĞINIZI KAYBETTİNİZ.

Ararsanız, bizde var. Veririz size de.

İnsanız biz çünkü