Atın iradesi koşmaktır yarışmak değil.

At koşar ya da durur, yürür, kişner bütün bunlar onun iradesidir ve kendini ifade etme biçimleri.

Ya insanın iradesi nedir.

Önemli bir yanılgısıdır insanlığın iradesini ve kendini ifade etme biçimini siyasaya angaje etmek.

Seçime katılır ve şu kadar oy, en çok oy alır da hükümet kurma olanağını ele geçirir. İlk sözü şu olur ‘‘ben / biz halkın iradesini temsil ediyoruz’’ yanlıştır, külliyen yanlıştır ya da aldatmacadır hem kendini hem de el alemi.

Halkın iradesi hangi konuda nedir ve zaten top yekün halkın iradesi diye bir şey olabilir mi.

İrade çok kişisel bir şeydir ve devredilmez, devredilemez, halk hangi konuda ne düşünüyor diye bir konu aslında var olabilemez, Ali her hangi bir konuda şu ya da bu şekilde düşünürken Veli’nin düşüncesi de bu ya da şu şekilde olabilir.

İş seçimler boyutuna indirgenirse, her bir seçmen, sunulan seçenekler arasından her hangi birini seçer ve bu seçim asla ve katiyen kendi iradesini seçilene, seçilenlere / partilere devrettiği anlamına gelmez, eğer o anlama gelirse, getirilirse, işlerin içinden asla ve katiyen çıkılmaz. Seçimlerde seçilenler, kişiler ve partiler, insanları değil ama fakat gündelik işleri yönetmek için seçilirler ve seçildikleri makamlar da memurluk makamıdır, ne ki bu seçimli memurluk sıradan bir memurluk değil, seçenlerin ve seçilenlerin zan ve kabul ettikleri gibi EN SORUMSUZ MEMURLUK DEĞİL, tam tersine EN SORUMLU MEMURLUKTUR. Boşuna değildir seçilenler için ‘‘servant’’- hizmetkâr kavramının kullanılıyor olması.

Hava hoş ve havaları batsın Türkiye ve KKTC’de de seçilenler bu hizmetkâr kavramını kendileri için kullansalar da, bu güne kadar hizmetkâr gibi davrandıkları hiç görülmemiş olup padişah-kral gibi davranmak vaz geçilmez / vaz geçemedikleri halleri arasındadır.

Boşuna değildir, sık sık halk iradesini temsil ediyoruz hatta halk iradesi biziz / benim diye höykürmeleri.

Boşuna değildir ve fakat her hangi bir kralın padişahın halk irdesinin temsilcisi olduğu tarihte vaki değidir