Yanılmıyorsam İsveç İç İşleri Bakanı söylemişiti, 1960 yılları başında. ‘ Biz işçi istedik, Türkiye bize insan yolladı’

Sadece kapitalizmin normal sonucu deyip geçemeyiz bu traji komik durumu.

Evet,  traji komiktir bunu söyleyen İsveç’li bakanın bunu söylerkenki hali.

Kapitalizmin tüzel kişiliği içinde boğulmayabilirdi. Boğulmayı seçmişti ki son anda öksürerek içindeki tuzlu suyu dışarı püskürtme yoluna gitti..

Bunu söyledikten hemen sonra siyasetten istifa edip dünya turuna çıkmış  ya da çiçek veya zerzevat yetiştirmeye başlamış olsaydı kişisel vicdanı onu yönlendirdi diyebilirdik belki ama hayır,  siyasete bütün hızı ile devam etti çünkü yabancıydı artık insanlığa, sahip olduğunu sandığı her şey aslında ona sahipti. Mesleğinin siyasetin makamının sustalı maymunuydu.

Bu gün itibarı ile diyebilirim ki,  insanlık en başından beri kapitalizmin merhalelerini yaşadı, bir dönem Karl Marx, bu gidişatın tekerine çomak sokmaya çalışmış  ve o tekeri durdurabilecek verileri ortaya koymuş olsa da,  ne yazıktır ki Marx’ı marxsistler hiç anlamazken, kapitalizm tüzel kişiliği Marx’ı çok iyi anlayarak, Marx sonrası kapitalizmi inşa etmeye başladı.

Ne mi yaptı diye soracaksanız ‘ zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri olmayanlara’ asla kaybetmek istemeyecekleri şeyler sundu. Kol saatinden, çakmaktan tutun da orta halli bir otomobil, sosyal konut adı altında içinde buz dolabı,  gaz ocağı da olan konutlar ve asıl önemli olarak da iş sosyal sigorta ve benzerleri.

Kim, hangi işçi işinden olmak ister ki, hele de ‘ burjuva ya da patron’ kavramlarını Türkçeye çevirmekle çok matah bir iş yaptığını sanan Marxistler,  bir de baktılar ki kurtarmaya uğraştıkları işçilere,  ‘karınlarını doyuran işi- işleri veren  işverenlere karşı’ işçileri örgütlemek gibi absürd bir durum yaratmışlar. Büyük çok büyük yanlış oldu burjuva-patron-kapitalist kavramı yerine ‘ işveren’ kavramını ikame etmek. Bu İşveren ikamesinden sonra daha da zor oldu işçilere asıl iş ve değer yaratan gücün onlarda olduğunu anlatmak.

Vaaz veren sözüm ona marxistler ve iş veren işverenler.

İşçi vaazı mı seçecekti yoksa işi mi.

Halimize ve haline bakın dünyanın ne olduğunu görürsünüz.

AKP den tutun da, Demokratlara Cumhuriyetçilere, Hristiyan Demokratlara, UBP ye kadar dünyanın her devletinde kapitalizme emperyalizme hizmet eden partiler, işçilerin oyları ile ordalar.

Dünyanın her yerinde işçiden yana olduğunu iddia eden partiler en az oyu ve desteği işçilerden alıyor.

Yoksa İsveçli Bakan yanılmış mıydı.

Yoksa, nerdeyse hiç birimiz insan değil de üretim ve tüketim eşyaları mıyız.