En basit  cevab… Çünkü hepsi birlikler. Hepsi bölge Halkı için birlikte mücadele veriyorlar. Son Belediye meclisinde OY BİRLİĞİ ile alınan kararlar diğer Belediyelere de örnek teşkil etmeli.

Yeni gelişen bölgeler de, çağdaş projelere, düzgün alt yapıya, iyi, başarılı bir yönetime ihtiyaç vardır. Halka hizmet lafı-güzar ile hiç gerçekleşmeyen vaadlerle olmaz. Biz de ne derler ( İş bilenin, kılıç kuşananın).

Iki hafta önce kızım,oğlum  torunlar, onların evlatları, hep İngiltere’den Ada’ya geldiler. 14 kişi idik… İki kiralık araba ve benim arabamla Mağusa’ya teyzelerini ziyaret gittik. Bizim ailenin her yıl bir adeti olan tatil zamanı ülkemize gelir, sağ kalan aile fertlerimizi ziyaret ederiz. Holiday zamanı derler bizim çocuklar. Hep Kıbrısa gelmek, bu güzel ada’nın nefesini almak, sıcacık denizin de yüzmek, kumlara sarılıp yatmak ve inanın deniz taşı, midye kabukları toplamak onlar için inanılmaz bir zevktir. Ama en büyük zevki, onların sevinçlerini, koşuşmalarını görünce  biz yaşarız. Geçen hafta işte öyle bir gün dü. Teyzelerinin O her zaman ki sıcacık karşılamaları, samimiyeti, sevgisi, onları bağrına basıçları, hiç unutulmaz hatıralar arasında yerini çoktan aldı.

Portokal suyu, kahve ikramından sonra, fallar bakıldı. Kadınların bu fal merakı yok mu, hiç anladığım bir olay değil, ancak ne kadar ilgi ile kahve fincanın da çıkan resimleri yorumlarlar, sonra da ‘Haa çok doğru’ diye tasdklercesine daha da fincana yaklaşırlar, hakkaten hayret vericidir. Sonra merak la olabilecekleri, düşünürler… Hele bir de söylenenler oldu mu… Hiç onları tutan olmaz. Her zaman artık kahve falı için yarış ederler, nerde ise yalvarırlar… Zararsız bir eğlence. Seyretmesi bile ilginç, biz erkeklere göre biraz da gülümseten bir olay…

Inanılmaz yoğun bir araç  trafiği , yaşamın Mağusa’da artık ne kadar yoğunlaştığının habercisi idi. Bir zamanlar, O mahalleden tek tük geçen arabalar, şimdi ardı arkası kesilmeyen bir trafiğe dönüştü. İnsan gayri ihtiyari kendi kendine ‘Mağusa ne idi, ne oldu’diye sorar. Bir zamanlar surlar için de Rumlar tarafından haps edilmiş bir yaşam sürerken verilen mücadeleler acı hatıraları ile filim gibi gözünüzün önünden geçer.

HASAN BARBAÇOLLİ BELKİ DE HİÇ DUYMADIĞINIZ BİR İSİM… RUMLAR TARAFINDAN 1963 DE SAKARYADA Kİ EVİNE GİDERKEN VURULARAK ŞEHİT EDİLDİ. MAĞUSA ANITINDA YERDE YATARKEN  GÖRÜNEN HEYKELİ ONUN ANISINI YAŞATIRKEN, ÇOCUKLAR DAYILARININ  BU VATAN İÇİN ŞEHİT OLAN BİR KAHRAMAN OLDUĞUNU BİLİRLER.

Hasan’ın hanımı Ayşe o günler de 9 aylık gebe idi. Hazan koydu öksüz kızını adını… Binbir mücadelerle büyüttü yetimini. Öğretmen oldu hazan evlendi çocuk çoluk sahibi oldu. Annesi hiç evlenmedi. Hep O menhus gününün acısını hayatı boyunca yaşadı. Bizler de yaşadık. ALLAH KİMSELERE ÖYLE ACILAR BİR DAHA YAŞATMASIN…

Mağusanın O artık alışılagelmiş yoğun trafiğinden, yavaşça çıkmaya başladık. Daü kampüsüne doğru ilerlerken, yollarda gelişi, güzel park edilmiş arabaların ne kadar gidiş, gelişlerini zorladığını gördük. Bir kez dah şahit olduk ki KKTC de plansızlık, denetimsizlik, trafik de laubalilik, kimseyi takmama alışkanlığı ön sırada seyrediyor.  1974 ler de ki Mağusa yok artık… Yerinde mega bir Kent var… ancak sorunları şehir planlama ve alt yapı eksikliği, kifayetsiz inşaat denetimi nedenleri ile keşmekeş hale gelmiş… Bir zamanlar ( İngiliz Devrin de) Belediyeler de İnşaat Encümenliği vardı. A-Z ye bütün inşaatların iznini veren ve sürekli kontrolünü yapan merci idi. Belediye den bitmiştir onayını alan, inşaat  Tapu dan derhal koçanını alırdı… Peki şimdi… 8 yıldır koçan alamayan insanlarımız var, üstüne üstlük, yıllardır bir daire yi 3-5 kişiye satanlar olduğu gibi, sözde sitelerde hala koçanlarını alamayan insanlarımız yok mu, yabancılar yok mu? Hala maalesef meclisimiz bu sorunları çözeceğine boş koltuklara konuşmaya alışmış Millet Vekilleri ile sözde Halka hizmet veriyorlar.

TC yardım heyeti tarafından projelendirilmiş Yeni yapılan çift şerit yoldan İskele’ye doğru ilerlerken, hayretler içinde kalmamak elde değil. Ben bu bölgelerin eski halini çok iyi bilen birisiyim. Çok güzel projelendirilmiş, siteler binalar her tarafı süslüyor. Insan hakkaten gurur duyuyor. Halkımızın yaşam tarzının bu kadar değişmesi, çağdaş bir hayatını içinde yaşaması gurur verici değil mi?

Iskele sahillerine geldik LONG BEACH (Uzun Sahil) … İskele’ye dönen ilk yolun kavşağında ki sahil benim çocuklarımın en çok sevdiği sahildi. 50 yıldan fazladır hep O sahile giderdik. Geçen gün de oraya gittik. Sarı kumların, denizle öpüştüğü yerdir orası çocuklar için öylesine ideal öylesine temiz ki İskele belediyesine böylesini bir sahili bizlere bahşetiği için alenen teşekkür ederim. Tam bir Belediyecilik örneği. Sahil de 3 tane Belediye’ye ait Büfe var… Kahve, Çay ve soğuk içecek satıyorlar… Daha da önemlisi oraları HALKIN PLAJI…. Kimse arkanızdan sizden plaja indiniz diye para sızdırmak için koşmuyor. Kurnaz çakalların olmadığı, İskelelilerin güler yüzleri ile hizmet verdiği bir alan. Insan  gayri ihtiyarı, keşke her yer böyle olsa, böylesine Halkına hizmet verse diye düşünürsünüz.

Büfe de oturduk, çocuklar, torunlar hepsi denize girdi.Neşelerine diyecek yoktu. Araçlarımızı park ettiğimiz alan dahil güzel kullanışlı bir projenin ürünü idi buraları. Herkese canı gönülden tavsiye ederim. Gidiniz ve hayatın tadını çıkarınız.

Iskelenin güzellikleri bununla da bitmez, kasaba ya ve Lefkoşa’ya  doğru hareket ederseniz geldiğiniz ilk çember de ki Restoran da yemek yemenizi tavsiye ederim. Kebabları, servisi ve en önemlisi fiyatları makul. Gönül arzu eder ki onlar da zam furyasına kapılmasınlar ve rekabet güçlerini kaybetmesinler. Tabii ki İskele yalnız Babutsa’sı ile meşhur bir kent değil di. Eski İskelenin Kebabçıları da meşhurdu.

BU GÜNLER DE İSKELE ÇAĞDAŞ YAŞANABİLECEK BİR KENT HALİNE SÜRATLE DÖNÜŞÜYOR. BUNUN NEDENİ HALKININ AZMİ BİRLİK VE BERABERLİĞİDİR. EKSİKLİLLERİ VAR MI? TABİİ Kİ VAR. EN ÖNEMLİSİ BİR TAM TEŞEKKÜLLÜ HASTAHANE ve  EKONOMİK AKTİVİTEYİ ARTIRACAK BİR ÜNÜVERSİTE KAMPUSU…

YAKIN DOĞU ÜNÜVERSİTESİNİN BU BÖLGEDE BİR KAMPUS AÇMASI ve HASTAHANE HİZMETLERİNİ BU ALANA DA TAŞIMASI BU BÖLGENİN HEM ÇAĞDAŞ YAŞAM TARZINA, HEM DE EKONOMİK KALKINMASINA , İŞSİZLİĞİN AZALMASINA ÇOK BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAĞINA İNANANLARDAN BİRİYİM. BENİM GİBİ İSKELE BELEDİYESİ MECLİS ÜYELERİ DE AYNİ İNANÇ DA… BÖYLESİNE DİNAMİK HALKI İÇİN MÜCADELE VEREN BİR BELEDİYENİN PROJELERİNİN  TÜRKİYE CUMHURİYETİ YARDIM HEYETİ TARAFINDAN DESTEKLENMESİ O BÖLGENİN ÇOK DAHA SÜRATLE KALKINMASINA YARDIMCI OLACAKTIR. YENİ KENTLERE, YENİ YAŞAM ALANLARINA HARCANAN PARA, HİÇ DE BOŞA HARCANAN PARA DEĞİLDİR. HALKIN REFAH ve YAŞAMINI KOLAYLAŞTIRIR.

Ancak şunu da yazmadan geçemiyeceğim. Bilhassa Uluslar arası hizmet veren özel hastahanelermiz den son zamanlarda Hemşirelerin lakayıt ve laubali davranışlarından dolayı şikayetler geliyor. Bu gibi şikayetler ne özel hastahanelere, ne de Devlet hastahanelerine yakışan bir tavır değildir. Çok yıpratıcı ve itibar kaybettiren bir oluşumdur. Maalesef  buralar da cep telefonu hastalığı sirayet etmiş… Bilhassa özel hatahnelede tedavi gören vatandaşlarımız veya yabancılar, paralarının karşılığın da özel ilgi ister. Devlet hizmetlerinde de ayni alakyı görmek onların en temel hakkıdır. Sağlık da laubalilik olmaz, olamaz…

Hoşça Kalın esen kalın, sağlıklı kalın.