BÖLÜM-3

Adaya döndük halka; işte asker geliyor, merak etmeyin garantörlük var diye teminat verdik. Bu gün ben 86 yaşındayım hala ayaktaysam ve üretiyorsam niye, çünkü bir teminat verdik biz insanlarımıza… Artık garantörlük var, Türk askeri var hiçbir şey olmayacak merak etmeyin diye bu teminatı veren insanlar olarak, verdiğimiz teminatın ne hale geldiğini gören, bize güvenerek Şehit olan bunca insanın sorumluluğu var üzerimizde… Yeniden yıkılacak bir anlaşma yapılmaması için sağlam bir anlaşma yapılması için direniyoruz…

Dolayısıyla 1959 Şubatında artık biliyoruz, dediğim gibi Zürich anlaşmasını kabul etmişiz. Makarios 1956 yılında Seychelles adalarına sürülmüş, oradan da Yunanistan’a gitmiş ve sürgündedir! Ama o, bizden daha iyi biliyor! Çünkü devamlı olarak Yunanistan hükümetiyle temas halindedir. Sonra bizi Londra konferansına imzaya çağırdılar. İmza seremonisi yapılacak. Konferansı İngiliz Başbakanı açtı, sir dedi işte tebrik etti, anlaşma olmuştur dedi, güzel dedi. Makarios da gelmişti ve söz istedi! Dedi ki: ”Ben bazı maddeleri müzakere etmek istiyorum!” İngiliz cevaben: “Buraya imzaya geldiniz müzakereye gelmediniz.’’ Makarios ısrar etmeye devam ediyor, bunun üzerine Karamanlis, Yunanca:” Peder bilerek geldin buraya, imzaya geldin, nedir yaptığın? “Diye cevap veriyor. Makarios da cevaben diyor ki:” Müsaade edin de biraz pazarlık edeyim.’’ Bunun üzerine Yunanistan temsilcisi böyle devam edersen biz yokuz bunu bil diyor kendisine. Tüm bunlar tabii İngiliz’e tercüme ediliyor. O da diyor ki, ben kapatıyorum konferansı bu iş bitmiştir burada! Fatin Bey araya giriyor, diyor ki: “24 saat verelim kendisine düşünsün ve tekrar gelsin.’’ Böylelikle konferans 24 saat erteleniyor. Şimdi dışarı çıktığımızda, Fatin bey soruyor bunu diyor ki:” Nedir bunun yaptığı? Niye yaptı bunu? ”Ben de efendim dedim ilerde müzakere bile ettirmediler diyecek, bana zorla kabul ettirdiler diyecek, onun zeminini hazırlıyor! Hadi canım sende dedi. Deli o dedi! Ama benim dediğim oldu maalesef! Çünkü ertesi gün geldi; Makarios o gece Kıbrıs’tan özel uçakla belediye temsilcilerini, E.O.K.A temsilcilerini Londra’ya getirtti. Onlarla güya sabaha kadar müzakere ettikten sonra geldi ve kabul etmiş göründü! Ama adaya döner dönmez, 800 yıl sonra Kıbrıs Yunan idaresine kavuştu kavuşuyor gibi beyanatlar vermeye başladı! Milli hedefle değişmez, taktikler değişir diye haberler vermeye başladı. Bu arada Yunanistan’da Averof, parlamentoda enosis’i gömdüm dediği için muhalefet tarafından büyük eleştiriler aldı, adeta hücuma uğradı! Ancak onlara verdiği cevap da:” Beyler aklınızı başınıza alın ve düşünün! Enosis’e, İngiliz koloni idaresinden mi gidilir? Yoksa bağımsızlıktan mı? “

Böylece Kıbrıs Cumhuriyetini sonradan, Makarios’ un deyişiyle, Enosis’e sıçrama tahtası olarak kullandılar! Cumhuriyet Londra anlaşmasına göre 1959 da kurulacaktı. Ancak Makarios’ un diretmesi, çıkarttığı zorluklar nedeniyle 9 ay kadar uzadı ve 16. Ağustos. 1960 da kuruldu…

Türkiye’de 27 Mayıs 1960 ihtilali olur olmaz, Makarios bir beyanat vererek, anlaşmalar çökmüştür dedi! Çünkü taraflardan bir tanesi ihtilal yapmıştır ve hükümet düşmüştür, gerekçesini öne sürdü! Bunun üzerine biz derhal T.M.T liderinin ikazı ile o gece gidip Dr. Küçüğü uyandırdık ve Gürsel Paşaya acele bir telsiz çekildi, ikimizin imzasıyla: “Makarios, görüşmeleri fesih ettiğini yahut geçersiz olduğunu ilan etmiştir. Yapmak istediği, Türk Askerinin adaya gelmesini önlemek ve garanti anlaşmasından kurtulmaktır. İstirham ediyoruz, derhal yeni hükümetin anlaşmaları teyit ettiğini duyurunuz.’’ Dedik… Ertesi gün Türkiye’den gürleyen bir ses geldi. Yeni hükümet anlaşmalara sadıktır, anlaşmalar devam edecektir diye. Bunun üzerine devam ettik ama 8-9 ay gecikmeyle ilan edilmiş oldu Cumhuriyet… Cumhuriyet ilan edildiği gün, Makarios, az önce ifade ettiğim gibi 8 asır sonra Kıbrıs, Yunan olmuştur diye beyanat verdi… O gece bir kokteyl verilecek. Cumhuriyetin şerefine vali uğurlansın diye…

Ben Makarios ’a mektup yazıyorum, diyorum ki: “Bu beyanatın nedeniyle Türk Cemaati Meclisine seçilmişim ben… Bu meclisin başkanı olarak, ben bu akşam ki resepsiyonunuza katılmıyorum diye… İngilizler, Amerikalılar üzerime düştü! Nasıl yaparsın ilk geceden diye beni sıkıştırmak istediler! Ben de ilk geceden, Makarios nasıl yapar dedim? Yunan idaresi mi geldi Kıbrıs’a?