(Rahmetli Denktaş’ın anlatımıyla…)

                                                                   YAZI DİZİSİ:

SON BÖLÜM:

Bu güne kadar, Amerikan sefiri hala gelir ve bizi asla kabul etmeyeceğiz derse! Bangladeş, KKTC’yi ilan ettiğimizde bizi tanıdığında, gidip de o fakir ülkeye; tanımayı geri çekmezsen size yardım etmeyiz diyen insanlardan medet umuyoruz, Kıbrıs meselesini onlarla halledelim diye! Edemezsin çünkü Rum tarafı gözlerini açmış bunu önlemek için her şeyi yapıyor! Bütün bu zemini anlatmıyor muyuz? Anlatmaya başladığımda ben nam yaptım! Denktaş tarihte yaşıyor, geleceğe bakmıyor diye. Ben de diyorum ki: ‘ben tarihte, tarihi size söylüyorum.’ Yapılacak olan anlaşma, tekrarına imkân vermesin diye! Çünkü anlaşmayı yapacak olan insanlar yine aynı insanlar! Bunların bütün damarlarında ki kan, ‘Kıbrıs Yunandır, biz Yunanlıyız, Türk düşmanıyız diye akar!’ Ama katiyen onu kaile almak istemezler! Şimdi gidip de aferin, maşallah Rum’un yıktığı plana benzer iç, içe ortaklık için uğraşanlar, uğraştıklarını görmezler mi? Ve bunun yeniden bir yıkıma, yeniden bir kana sebep olacağını bilmezler mi? Bal gibi bilirler. Ama bu sefer Türkiye’nin garantörlüğü olmayacak! Kâğıt üzerinde olsa bile fiili askeri olmayacak, müdahale hakkı olmayacak ve canımıza okuyacaklar…

Devletimiz 27 yaşına gelmiştir. Kan vererek, Rum uzlaşma istemediği için bu devlet meydana gelmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde, devletini ortadan kaldırarak düşmanıyla anlaşma yapmış bir halk yoktur! Özellikle savaşı kaybetmemiş, kazanmış bir halk yoktur. Onun için bu şerefsizliği anlımıza yazmasınlar diyoruz… Kıbrıs Türk’ü teslim olmasın diyoruz... Türkiye çok sıkışık durumdaysa ve bizi verecekse başımız kıldan incedir! Ama Türkiye versin! Bize verdirtmesin! Biz 1878’de Türkiye’den ayrılmanın acısını yaşamış insanlarız… Bu acıyı bize bir daha yaşatmasın…

Ben Türk Askerinin başı öne eğik, Şehitlerin kemiklerini de torbalara koyup adadan ayrıldığını görmek istemem… Öleyim öyle bir günü görmeyeyim… Zannedersem bütün halkımız da bunu samimiyetle söyler…

Hiçbir sebep yoktur bizim devletimize sahip çıkmamamız için! Uzlaşmazlık değildir bu. Kalıcı bir uzlaşmanın temelidir. Bu temeli bozmamak lazımdır. Ama şimdi devam eden görüşmeler tek halk, tek egemenlik, tek devlet esası üzerinden devam eden görüşmelerin bütün hedefi garanti anlaşmasını ortadan kaldırmak ve bu temeli sökmektir. Bunu herkesin bilmesi lazımdır. Aman barış olsun, barış olsun diye kimse acele etmez. Tekrar ediyorum aceleyle devlet masaya yatırılmaz…’’ (2010-Rauf Raif Denktaş)

Can Liderim Rahmetli Denktaş’ın Kıbrıs meselesiyle ilgili tarihe not düştüğü gerçekler bunlardı. Bu gerçeklerin hilafına Kıbrıs adasının elimizden kayıp gitmesine neden olabilecek gerçeklerin çözüm adı altında masaya getirilmesi ne kadar kalıcı olabilir ki?

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

30 Temmuz 2019