İnsanları  toplu olarak yaşamaya başladıkları zamanlardan itibaren ikiye ayırmak olası. İyiler ve kötüler.

Bunlar birbirlerini bulurlar. Kötüler kötülerle el ele vererek tuzaklar kurarlar öncelikle iyilere ve sonra da hareket eden her şeye, bazen hareket etmek de şart değildir kötünün kötülük etmesi için.

Misal ; seçim sandıkları ister tenekeden, ister tahtadan isterse plastikten yapılsın kötünün kötülüğü sandığı da utandırır sandıklığından.

Kağıt meselâ iyiler elinde, hartuçtan tutun da gazete, dergi, kitap olmaya kadar güzel bir serüvenin malzemesi iken, kötüler eliyle,   Lidya’lıların tahayyül edemeyeceği kadar kötü yollara  sürüklenir para adı altında.

İyiler için ev kavramı, içinde eş, ve evlâtlarla güzel mutlu bir hayat yaşanacak bir yuva iken, kötüler elinde  tarlayı, bahçeyi, hatta anıların yaşandığı evi arsa haline getirip konut  inşa edilip satılsın alınsın diye kötücül kullanımın örneği olur.

Sabah, iyiler için yeni ve umutlu bir günün başlangıç saatleridir ve fakat kötüler için sabah yeni açıkgözlüklerin, yeni kumpasların, yeni kötülüklerin plânlanmaya başlandığı saatlerdir her Allahın günü.

Öğle yemeğinde bile helâl bir sokum girmez giremez kötünün ağzına, o, onlar yeyici kuvvetleridir çünkü her şeyin, yerler hayatı tabiatı, günü yarını ve kusarlar kötülüğü.

Kötülükle beslenir kötü olmayı seçen.

Evet iyi ya da kötü olmak kişinin kendi seçimidir, hiçbir insan anne rahminden iyi ya da kötü olarak doğmaz. İyi olmayı seçme insanın elindedir tıpkı kötü olmayı seçmek gibi.

Daha bebekken başlayan bir süreçtir bu, kişi kendi seçimleri ile nasıl olacağını seçme olanağına sahiptir.

Kendini oldurma sürecidir bunun diğer adı ve kişi, ya iyiyi seçerek kendini insan olarak oldurur ya da kötülüğü, açgözlülüğü, açıkgözlüğü, kıskançlığı, benciliği ve bencilliği, kurnazlığı seçerek kötü olur.

Kötülüğün ve kötülerin kazandığı,  hep kazandığı kabul ediliyor olsa da işin aslı iyilerin ve iyiliğin kazandığı, kazanacağıdır çünkü iyilerin kazanmak diye bir derdi yoktur, onlar iyiliği seçtikleri için kaybetmeme diye bir derdin neferleridirler.

İşte son örnek.

Kötü ve onun kötülerden oluşan güruhu sandığı çalmıştır.

Ve iyiler buna gülmüştür.

Gülmek, zalimin kötünün yüzüne baka baka gülmek, gülebilmek en büyük kazançtır.

Ağız dolusu gülen, gülebilen bir kötü gördünüz mü hiç