Doymak diye bir şey var.
Memleket toprağına kumarhane açmaya doyamayanlar da var.
Kumarhane açılsın diye arazi, yer, tarla bahçe arsa tahsis etmelere, kiralamalara doyamadınız mı.
Kumarcılar bile doydu, yer tahsis edenler kiralayanlar doyamıyor bir türlü.
Hayır, ben otel izni verdim diyerek bahane icat etmeyin.
Doluluk oranları yerlerde sürünen oteller niye yenileri için müracaat etsinler.
Yok eğer, siz turizm dendiğinde kumardan kumarhaneden başka bir şey anlamıyorsanız bu sizin anlayış ve ufuk, vizyon kıtlığınız.
Milyon yıllık fosillerin çıplak gözle bile görülebildiği, yüzde bir milyon arkeolojik alan olan yerleri kumarhanelere peşkeş çekmeseydiniz de, benim daha 1978 yılında çıplak gözle gördüğüm CÜCE FİL, hem de büsbütün, hiçbir kemiği eksik olmayan, görebilseydiniz, Kervansaray bölgesinin doğusundaki kayalık alanı müthiş bir turizm potansiyeli olarak değerlendirebilirdiniz.
Karaoğlanoğlu köyünde bir (1) kilometre kare içinde üç (3) kumarhane izni verdiniz ve üçü de faaliyette yetmedi mi. Yine ve yeniden Karaoğlanoğlu köyünün son kalan kamu arazilerini de mi kumara, kumarcılara kumarhanelere peşkeş çekeceksiniz.
Laf ile peynir gemisi yürütmeye çalışıyorsunuz, sanırım bir süre önce CRUİSE gemileri Girne’ye demirleyecek derken, beyninizin karanlık bölümünde kumarhane tilkileri, zararlıları, kurtları dolaşıyordu.
Şimdi sorum şu beyler.
Karaoğlanoğlu köyünde bir kilometre karede yer alan kumarhanelerin Karaoğlanoğlu köyüne katkısı ne, KKTC’ye ne kadar vergi veriyorlar ve yerli / KKTC vatandaşlarını istihdam etme oranları ne.
Arkeolojik turizme, sanat kültür turizmine doğru harekete geçmeyi düşünüyor musunuz.
Cambaz Ali ne güzel heykeller yapıyordu, kendi kendini eğitmiş nahif bir heykeltraş olarak ve yeri de tam Kervansaray’a dönen köşedeydi,onun sanatını, heykellerini turizmin kapsamı içine almak hiç mi aklınıza gelmedi.
Nasıl gelsin ki.
Tek noktaya, kumarhanelere bakmaktan aklınız uçtu.
Karaoğlanoğlu köyü yeni kumarhane için balıkçı barınağını yedirmeyecektir.
İlle de yemek isteyen varsa boğazında kalacaktır
