Olası mıdır denizi tuzundan arındırmak?

Arıtabilirsiniz de elde kalan şey deniz olmaz ki.

Sudur o.

Su, bardağa döküp içtiğimiz. Deniz ile bahçe sulayamazsınız, kurur ve fakat arıtıp tuzundan suyu, narenciye ağaçlarını bağı bahçeyi, bostanı sulamak mümkün.

Tuzundan arınmış deniz namümkündür.

Evladı bilmeden anayı tarif edemezsiniz, analık makamı evladın doğumu ile olası. Doğurana kadar kadın olanı anne makamına yücelten şey doğumdur ve insan, insanlık kavramı içerisinde iken anlamlanır.

Gece gün ile gün gece ile anlam bulurken, ova yoksa dağ olmayacağını anlamak çok mu zor?

Zor olmadan kolay ne ki.

Zordur hakka saygılı olmak ve kolay haksızlığın tarafında güç ile statü ile günü gün etmek, parayı pulu, yatı katı, hanı hamamı cukka etmek.

"Uluslararası hukukun içine girelim" diyorlar.

Devletlerin güçleri oranında haklı sayıldığına hukuk denebilir mi acaba?

Ben insanım ve benim insanlığım sizin uluslararası kuruluşlarınız ve resmi devletleriniz tarafından lütuf olarak kabul edilmeye mi bağlıdır?

İnsan tuzudur denizin ve siz Avrupa Birliği (AB) diye, askeri güç diye NATO diye, gayrı safi hasıla diye diye ayırıp tuzundan denizi havuzunuza su yaptığınız için dünyayı, insan kalacağım ben ve bilin ki; rezidanslarınızdaki steril suyla doldurduğunuz AB adlı havuzlarınıza tuzumdan sızdıracağım hayatın her anında kaçsın diye suni sahte refahınız.

Kıbrıs Eleni’ne "Sen Elen değilsin" derseniz Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşundan tam 47 yıl önce doğan Mihail Muskos, namı diğer Başpiskopos Makarios 1913 yılında, ada İngiliz sömürgesi iken doğdu diye İNCİLUZ olarak mı doğmuştu?

Denizi tuzundan ne kadar ayırabilirseniz o kadar olası komşumuz Elenleri ayırmak Elen olmaktan.

Ne kadar olası 1924 yılında doğan Rauf Denktaş’ı arındırmak Türk olmaktan, Denktaş İngiliz sömürge döneminde doğduğu için İngiliz mi doğdu dünyaya?

Ağacı köklerinden ayırırsanız ne kalır ki elinizde?

Ne demişti Koca Nazım ezber hafız ettiğiniz o şiirinde

"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

Ve bir orman gibi kardeşçesine.."

Evet insanlık ormanının Kıbrıs koruluğunda bir ağacız Kıbrıs Türkleri olarak tek ve hür ve insanlık ormanının kardeşliğine çağırıyoruz başta Kıbrıs koruluğunda bir başka tek ve hür ağaç olan Elen komşularımızı, yan yana ağaçlar olmak üzere bütün insanlık ormanı ağaçlarını.

Akıncı 1947'de Türk doğdu, Anastasiades 1946'da Elen.

Ve ikisi de İNCİLUZ değildir.

Kıbrıs Cumhuriyeti yoktu biz varken.