Halleri vardır insanın. Türlü çeşitli, öfkeli, dingin, sevinçli üzgün diye başlayıp sıralayabilirsiniz.

En güzel hali kendi halidir.

Kendi hali her hali içinde barındırdığı gibi en masum günahsız, suçsuz halidir de.

Yaratıcılığı da işte o halinde doruğa çıkar kişinin, kişilerin, insanın insanlığın.

Kendi hali hakkında düşünün insanın.

Piyano başında kendi hali ile piyanosu ile hemhal olunca insan,  yarattı en ölümsüz bestelerini.

Ve Karacaoğlan kendi hali ile insanlığın halleri üzre düşünürken ölümsüz şiirler aktı Karacaoğlan pınarından Türkçe denizine.

Ne kadar kendi halinde bir yazarken Yaşar Kemal, Anadolu destanlarını, türkülerini, masallarını, deyişlerini derlemek için Anadoluyu, Torosları, Çukurovayı gezerken arada yazıverdiği İnce Memed romanını, o kadar kendi halindeki müzisyenlerin işidir, adına caz denen müziğin yaratılması..

Bir düşünün, örneğin Safranbolu evleri kendi halindeki Safranbolu’luların kendiliğinden yaratıcılığından başka nedir ki.

Ancak ve yalnız kendi halindeki insanlar ‘ bütün aynaları kırdım / ben güzelim artık’ ve ‘ben aşık olduğumda / ellerimi ayaklarıma göre sallamayı unutmuştum’ diye şiirler yazabilir.

Şairlik yani ancak ve yalnız insanın kendi halindeliği ile olası tıpkı diğer bütün sanat dallarında olduğu gibi.

Picasso kendi hali ile Picasso olmuştur ve onun kendi halini kübizm diye kategorize ederek kübik hale girip resim yapanların haline ne denir bilmem ve fakat Picasso resmine bakıp bende yapabilirim diyen bir tegaüt generali de biliriz sanırım.

1963 mücahitliği Kıbrıs Türk Halkının kendi haliydi, tıpkı Zihni ve Orhan’ın Kaplanspor ile Mertspor takımlarındaki halleri ile Türkiye birinci ligi ( şimdiki adı ile süperlig) takımlarından PTTye gitmeleri kendi halleri olduğu kadar. Metin Oktay’ın, Lefter Küçük Andonyadis ve Beşiktaştaki Şenol Birol ve Birol Pekel’in kendi halleri büyük futbolculuktu, Şenol ve Birol kendi hallerini terk edip de rekor para ile Fenerbahçe’ye transfer olunca ne oldular derseniz, insanın zengin haline geçtiler kendi hallerinden ve evrilemediler efsane olmaya devrildiler paraya.

1963 mücahitliği aynı zaman ve mekânda,  103 köyden göç ettirilen binlerce göçmene, göçmen evleri inşa etmekti imece ruhuyla  ve her kasabamızda yoktan yonga misali hastaneler kurmaktı, sigara fabrikasından, düğün salonundan, Bayrak radyosuydu, Canbulat radyosuydu, her kasabada  radyoydu, okulların sergili, tiyatrolu, labaratuarlı eğitim sürdürmesiydi de mücahit öğretmenler ve öğrenciler ile.

İnsan kendi halinde kalmalı. Kendi gözü ile bakmalı görmeli, kendi kulağı yüreği ile duyup, kendi dili ile söylemeli.

Kendi yurdunu, kendi hali ile sevmeli, mamur etmeli insan.

Başka diller ile sen türküsü söylenmez, kakafoni olur.

Gör duy konuş kendi yüreğinden kendi sesinle

  • Zihni ve Orhan ; 1963 yılından sonra her türlü ambargo ve kuşatma altında yaşamak zorunda bırakılan Kıbrıs Türk halkının, Lefkoşa enklavında oluşturulan mücahit bölükleri arasında düzenlenen futbol ligindeki  Kaplanspor , Kahramanspor,Mertspor gibi takımlarda oynayan futbolculardan ikisi