İyi pazarlar değerli okurlar. Bu hafta aşure kazanına malzeme atanların başında Başbakan sayın Hüseyin Özgürgün, CTP genel başkanı sayın Tufan Erhürman bulunuyorç Bunların dışında aşure kazanındaki malzemeler eklenenlerin başında Türkiye ile ABD arasındaki vize krizi, ABD nin UNESCO’dan çekilmesi, KKTC okullarındaki su kirliliği  VE kktc MECLİSİNİN ÇÖPE ATILAN AVİZELERİ bulunuyor. Her zaman olduğu gibi 1958 – 1959 döneminde Türkiyede Büyük Millet Meclisinde Kıbrısla ilgili görüşmelerin tutanağından alınmış konuşmalar bulunuyor. 
Değerli bir insanımızı yitirmiş olmamız ise tüm adayı üzüntüye boğdu.
KKTC’ YE HÜKÜMET 
DAYANMIYOR...PARLAMENTO
MİYADINI DOLDURDU. OCAKTA 
ERKEN SEÇİM
Bu erken seçimden çok baskın seçim oluyor.  Seçim yasakalrını uygulamak için fırsat bile kalmadı. Eğer 7 ocakta erken seçim kararı onaylanırsa, seçim yasakalrı için geriye doğru gün saydığımız taktirde, gerçekleşmiş olan bazı olaylar seçim yasağına girip iptal mi edilecek. Örneğin geçtiğimiz hafta sayın Başbakanın dağıttığı kırsal kesim arsaları geri mi alınacak?
Yahut ta yarın birisi seçim anket sonuçlarını açıklarsa, ceza verilmesi mi gerekecek?
Vatandaşların  siyasilere duyduğu güvensizlik o kadar büyümüş ki, meclisin 7 ocak için erken seçim kararı alabileceğine  hele seçim yasası değiştirilerek 7 ocakta erken seçim olacağına inanmıyor.. Sosyal medya benzeri mesajlarla dolu
HARİD FEDAİ ‘Yİ KAYBETTİK
Harid Fedai yaşama gözlerini yumdu. Tüm basın, Harid Fedainin vefatına geniş yer verdi.  Gazetelerin bazıları Harid Fedai için  şunları yazdı:
KIBRIS: BRTK televizyonunun kurucu müdürü, KIBRIS Gazetesi yazarlarından, araştırmacı-yazar ve edebiyatçı Harid Fedai 87 yaşında yaşama veda  etti.
YENİ AKİT  :Harid Fedai 12 Ekim 1930 tarihinde KKTC'nin Lefke şehrine doğdu. Lefkoşa Türk Lisesi'nde eğitim gördü. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nden mezun oldu. 
YENİDÜZEN: BRTK televizyonunun kurucu müdürü, araştırmacı-yazar ve edebiyatçı Harid Fedai 87 yaşında hayatını kaybetti. 
HAVADİS : Harid Fedai yaşamını yitirdi. Araştırmacı yazar Harid Fedai 87 yaşında vefat etti. Fedai BRT televizyonunun kurucu müdürlüğünü yapmıştı .
Harid Fedai’ye Allahtan rahmet diler, ailesine, sevenlerine ve KKTC halkına başsağlığı dilerim
PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR: 
ABD, UNESCO’dan AYRILDI
UNESCO (Birleşmiş Milletler'in eğitim, bilim ve kültür örgütü),  FİLİSTİN ŞEHRİ EL HALİL’i, Dünya Miras listesine alınca kıyamet koptu.Israil ile birlikte UNESCO bütçesinin %22 sini karşılayan ABD; UNESCO'dan çekilme kararı aldı.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın 31 Aralık itibarıyla üyelikten resmen ayrılmayı BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'ya bildirdiği belirtildi. ABD'nin UNESCO üyeliğinden ayrılma kararında İsrail'e karşı tutunduğu tavrın etkili olduğu belirtildi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu da ülkesinin Amerika Birleşik Devletleri'yle birlikte UNESCO'dan çekilmesi için hazırlık yapılmasını istedi.
UNESCO'DAN AÇIKLAMA
ABD'nin üyelikten ayrılma kararı sonrası UNESCO'dan açıklama yapıldı.  UNESCO Genel Direktör Irına Bokova, "ABD'nin UNESCO üyeliğinden ayrılma kararından büyük üzüntü duyduk" dedi. Bokova, ABD'nin üyelikten ayrılma kararının BM ailesindeki "çoğulculuk" adına bir kayıp olduğu ifade edildi. 
ABD ÜYELİKTEN NİÇİN AYRILIYOR?
BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'nun Filistin'i tam üye olarak kabul etmesinin ardından ABD ile ilişkileri gerilmiş. ABD, UNESCO'ya yıllık katkı payı olan 80 milyon doları ödemediği için oy hakkını kaybetmişti.  
TÜRKİYE İLE ABD ARASINDAKİ
GERGİNLİK, VİZE KRİZİ NEDENİYLE 
DORUĞA TIRMANDI
Uzun zamandır Türkiye ile ABD arasında yaşanmakta olan gerginlik , ABD’ nin TC pasaportlarına vize vermemeye başlamasıyla ciddi bir krize dönüştü.
Uzun zamandan beri mevcut gerginlik daha önce krize dönüşmemişti. Çünkü taraflardan biri işi ağırdan alıyor, karşı tarafın söylemlerine karşı tepki koyup işi daha fazla büyütmek istemiyordu.
Gel gör ki, şu anda iki tarafta da gerginlik kültürünü devlet politikası olarak kabul eden anlayış sahibi kişiler var. ABD’ nin yeni başkanı Tramp, Kuzey Kore ve İrana karşı takındığı tavrı, Türkiyeye karşı da uygulamaya başladı. TC  pasaportlarının vize başvurularını bile kabul etmemeye başladı. 
Türkiye, akabinde resti çekti. “Sana ihtiyacım yok” anlayışıyla ABD vatandaşlarına vize vermemeye başladı.
Filler birbiriyle kapışırken, arada karıncalar eziliyormuş. Olanlar hastalara, bilim adamlarına, sporculara, iş insanlarına ve öğrencilere darbe vurmaya başladı. Bakalım inatçı liderler, bu uygulamanın her iki tarafa ve müttefiklik anlayışına zarar verdiğini ne zaman anlayacak?
OKULLARDA PANİK
okullardaki suyun tahlil edilmesi sonucu 40 okuldaki suda koli basili bulununca paanik başladı. Bazı kişiler Sağlık bakanını , bazıları Eğitim Bakanını,, kimileri Türkiyeden gelen suyu suçladı. Bunların hepsi haklı olabilir. Ancak ilk sırada, okul müdürleri tutulmalıydı. Gelen suyun kirli olmasının suçlusu birçok kişi olabilir. Ama çocukların kirli su içmesinde birinci sorumlu okul müdürleridir. 
Okul yöneticileri okuladki suyu tahlil ettirmeli, kirli çıkarsa depoları temizlemel, tankerle temiz su getirip öğrencilerin temiz su içmelerini sağlamalıdır.
KKTC MECLİSİNİN AVİZELERİ ÇÖPE 
ATILDI: DEMİRBAŞ ENVANTERİ VE 
ZİMMET GELENEĞİ YOK MU?
Geçtiğimiz günlerde KKTC meclis binası önemli bir tdilattan geçirildi ve yapılan tadilat bir şov havası içinde halka tanıtıldı. Sonra bir de duyduk ki, tadilat sırasında KKTC meclisindeki antika avizeler kaybolmuş.
Meclis binasında da böyle şeyler olur mu? Eğer meclis binasında oluyorsa, başka yerlerde bakalım neler oluyor. Zaten hergün yeni bir yolsuzluk haberi ortaya atılıyor.
Akabinde, kaybolan avizelerin çöpte bulunduğu açıklandı.Neyse ki bulundu diye rahat bir nefes aldık ama, bu bile olayın vahametini azaltmıyor. Devlet malı, kimseye zimemtli değil mi? Demirbaş envanterinde yok mu? Meclisimizdeki avizelere bile sahip çıkamıyormuyuz? Anlayamadık gitti.
TÜRKİYE’DE 1958 -59  DÖNEMİNDE   
BMM’DE KIBRIS GÖRÜŞMELERİ 
(DEVAM) 
İsmet İnönü' nün görüşü (Geçen haftadan devam):
Garanti anlaşmasının şimdi söyleyeceğim maddesine dikkatinizi çekeceğim. Üçüncü maddede deniliyorki, işbu anlaşma hükümlerinin ihlali halinde teminatçı devletler lüzumlu tedbirleri almak üzere kendi aralarında istişare ederler. Müşterek veya birlikte tesbit edilmiş bir hareketin ifasının gayrımümkün olması halinde, garanti eden üç devletten her biri eski nizamı iade etmek için harekette serbest bırakılıyor.
Şimdi, bu maddeyi, anayasaya aykırı olarak bir taksim tezini takibedeceklerin kullanmasına imkân olup olmadığını düşünelim. Kanun dışı böyle birteşebbüste İngiltere ve Yunanistanın tarafsız kalarak Türkiyeli serbest bırakacakları tasavvur olunamaz. Zaten Kıbrıs adasında iktidarda bulunan halkın çokluğu aleyhine bir taksim tezinin tatbik olunabilmesi, artık maddeten tasavvuru mümkün olmayan bir harekettir. ,.
Bu suretle, Garanti andlaşnıasında, taksim tezinin hukukan olduğu gibi, fiilen de tatbik edilmesine hakikaten imkan bırakılmamıştır.
Bizim, bir taraftan müstakil Kıbrıs cumhuriyeti anlaşmasını yapıp, onun altında, Kıbrısın taksimini fiilen düşünmüş olmamıza ihtimal yoktur. Burada, taksim tezini  bertaraf eden ikinci bir kayıt vardır. Kıbrıs nayasası ihlal olunursa ve diğer müttefikler alâkadar olmayarak yalnız Türkiye kuvvetini kullanırsa, bu halde dahi Türkiyenin hakkı, müdahale ile münhasıran eski nizamı, yani bağımsızlığı yeniden tesise çalıştırmaktan ibarettir.
İhlâli ve bunu tamir için müdahale fedakârlığını öne sürerek taksim tezi kendiliğinden avdet etmiştir, iddiasına düşmemeyi Türkiye başından taahhüd etmektedir. Bu taahhüdü hilâfına hareket etmesine hukuken olduğu kadar, maddeten de imkân yoktur.
Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye ve Yunanistan arasında İttifak andlaşması, Kıbrısın  istiklaline ve bütünlüğüne karşı doğrudan doğruya veya dolayısıyle vukubulan tecavüzleri defetmek içindir. Tecavüzün doğrudan doğruya veya dolayısıyle olan şekli üzerinde Türkiye ile Yunanistan mutabık olurlarsa müşterek müdafaa kolaylıkla işler. Mutabık olmazlarsa, meselenin, ya iki devletten birinin hareketi ile yahut Türkiye ile Yunanistan arasında ihtilâf şeklinde Dörtlü anlaşma hükümleri içinde mütalâa edilmesine mecburiyet hasılolur.
Müşterek karargâhla kurulan, askeri kuvvetler, devletler arasında ihtilâf olmadığı hallerde işleyebilecek bir kuvvet mahiyetindedir. Bu müşterek karargâhın devletler arasında ihtilâf olduğu zaman, meselâ taksim uğrunda Türkiye lehine olmak ihtimali yoktur.
Buraya kadar verdiğim izahattan anlaşılmaktadırki taksim tezi hukukan olduğu kadar, fiilen de bertaraf edilmiştir. Şimdi ENOS1S, yani adanın Yunanistan’a iltihakı keydiyetini nasıl  bertaraf edildiğini tetkik edeceğiz. 
Anayasanın 21 ve 22. maddeleri, taksim tezinde olduğu gibi bir yabancı devletle birleşmenin de mümkün olmıyacağını kabul etmektedir.Dörtlü anlaşmada, taksim tezi ve birleşme tezi, Kıbrıs Cumhuriyeti ve teminatçı devletler tarafından müsavi derecede reddolunmaktadır. Dörtlü andlaşmanın 3 ncü maddesi bir ihlal halinde müeyyide tatbikini düşünmektedir. Maddenin Enosis ihtimalinde ne dereceye kadar tesirli bir surette tatbik olunacağı yakından/tetkik olunmaya değer.
GELECEK  HAFTA :
Gelecek hafta yine güncel konular ve Türkiye BMM’de Kıbrıs görüşmelerinin tutanaklarını açıklamaya devam edeceğiz. Bunun yanında, okurlara bir kişiyi tanıtmaya çalışacağız. 
İngilterede yaşayan II. Kuşak Kıbrıslı Türklerden saygıdeğer bir kadın. Adı: Ayşe Ahmet. 
Londrada gatyet iyi tanınave çok sevilen birisi. Kıbrısta da epey akrabası ve tanıdığı var. 
Onu tanımanızı istedik. Neden mi? Gelecek hafta hepiniz öğreneceksiniz ve tanıdığınız için memnun olacaksınız. Şundan emin lun, sizinle tanıştıtılmaya değer birisi.