SİYASİ ATIKLARA KARŞI HAZIRLIKLI OLUN
İyi pazarlar sevgili okurlar. Bildiğiniz gibi ülkede erken seçim gündeme geldiğinden beri en fazla konuşulan konu seçim oldu. Sürekli yeni anket sonuçları yayınlanıyor, hangi parti birinci, hangi parti barajı geçemeyecek, hangi aday kendi partisinden fazla oy alacak v.s. . seçim haberleri diğer basın yayın kuruluşları tarafından bol miktarda paylaşıldığından biz aşure kazanında bulunan diğer konulara bakalım. Seçimle ilgili olarak söyleyeceğimiz, seçimden sonra önemli miktarda siyasi atık oluşacağıdır. Yaşayanlar görecek.
TRAFİK KEŞMEKEŞİ
Haberlerin çoğu seçimlere ayrıldığı için bu haftaki sayfamızda trafik ve iş kazalarına önemli bir yer vererek nedenlerini yorumlamayı planlamıştık. Tam da bu aşamada kötü haberi aldık. Eski milletvekillerinden sayın Tahsin Mertekçiyi dün sabahın erken saatlerinde trafik kazsında kaybettik. Kendisine Tanrıdan rahmet, ailesine de sabırlar diliyorum.
Trafikte yaşanan iş kazalarına gelecek olursak. Bunları birkaç örnekle açıklamaya çalışacağım.
Trafik kazası dediğimiz birçok olay, aslında iş kazasıdır. Trafikte iş kazalarının azaltılması konusunda en önemli hususlardan biri, yüklerle insanların birlikte taşınmaması ve yüklerin vasıtaya iyice bağlanmış olması gerekmektedir. Burada gördüğümüz gibi, vasıtaya bir yük yerleştirilmiş ve bu yük vasıtaya iyice bağlanacağı yerde yükün devrilmemesi için vasıtaya 3 işçi bindirilmiştir. Bu şekilde, yükle insanlar birlikte taşınmak durumu doğmuştur. 
Vasıta bu vaziyette seyrederken, ani hareketlerde, çemberlerde, virajlarda yahıtbir kaza durumunda yük devrilfiği taktirde bu insanları bastıracaktır. Şoförün bunu bilmemesine olanak yoktur. Buna rağmen yine de bu şekilde taşımacılık yapmaktadır.
İkinci örneğimiz, kapalı van aracın, kapısı açık  ve ince bir sicimle bağlı vaziyette aracın hareket halinde olmasıdır. Kapalı van araç, neden  kapısıaçık vaziyette yol almaktadır?
Ya aracın içinde, araca sığmayan uzun bir yük vardır, ya da havasız kalmaması gereken bir insan veya hayvan bulunmaktadır. Bu aracın arka kapısından dışarıya bişey sarkmadığına göre,  muhtemelen araçta bir insan bulunmaktadır. Açık kapıdan bakılınca içerde bazı yükler bulunduğu görülmektedir. Yani yüklerle insanlar burada da birlikte taşınmaktadır. Burada belirttiğimiz aracınyannda bir de çöp arabası hareket halindedir.  topladığı çöpier, kapalı çöp ünitenin dışına taşmıştır. Bu çöpler, yanabilen kartonlardır.
Bu fotoğrafı çektikten biraz sonra, yanımızdan geçen bir kamyonun şoförü, elindeki boş sigara kutusunu, çöp arabasına, karton kutuların bulunduğu yere fırlattı. İçimden “Temiz adam, çevreye saygılı, yere çöp atmıyor” diye geçirdim ama biraz sonra, çöp arabasında şoförün yanında oturmakta olan kişi, elini uzatarak yere sigara izmaritini fırlatmaz mı? O zaman düşündüm: “Ya biraz önceki kamyon şoförü, boş sigara kutusu yerine kartonların arasına sönmemiş sigara izmaritini fırlatsaydı?  Çöp arbası trafikte giderken yanmaya başlayacaktı.
Çöp arabasına baktım, hangi belediyeye ait olduğu üzerinde yazılı değildi.
Yöneticiler trafikle ilgili radikal kararlar almazsa, kzalardan kurtulamayacağımız açıktır. Başka ülkelerin almakta olduğu radikal kararlara bir bakalım:
SİNGAPURDA  ÖZEL ARABA SATIN ALMAK YASAKLANACAK
Ülke arazisinin önemli bir bölümünün yol yapımında kullanıldığı ve yeni yol yapmak için başka arazi tahsis edilemeyeceği açıklandı. Bu nedenle, Şubat 2018 den geçerli olmak üzere, hükümetin trafikteki araç sayısını dondurma kararı aldı. Bu durumda, mevcut arabalardan biri kullanım dışı kalmadan, yeni bir araba alınması mümkün olmayacaktır.
Singapurun yüzölçümü  719.9 km2, nüfusu 5,607,300 ve kişi başına düşen milli gelir  
 55 000 dolar seviyesindedir. Ulaşım büyük oranda taksiler, tren ve otobüslerle sağlanmaktadır. 3350 km karayolu ve 30 000 civarında taksi vardır. Şahısların araba satın alması kısıtlanmıştır. 
TARİHTEN BİR YAPRAK
Bu hafta bir değişkilik olarak eski gazetelerden bir yazıyı alıp, yazıyı bugünü koşullara göre yorumlamak istedir. Bakalım ne olacak:
Bu yazı, BOZKURT gazetesinin ilk sayısısının (31 Ekim 1951)  üçüncü sayfasından alınmıştır. O tarihte, 50 yıl sonrası yani 2001 yılı için bazı varsayımlar öngörülmüştü. Şimdi 2017 de olduğumuza göre, geriye dönüp varsayımların ne kadar gerçekleştiğine bir göz atabiliri:
1. Açlık Yeryüzünden kalkacak: Kalkmadı. Hala daha milyonalrca insan açlık çekiyor, çocuklar açlıktan ölüyor. 50 yıl daha geçse bile, açlığın biteceğini sanmıyorum.
2.. Mesken buhranı denen skıntı, yeryüzünden kalkacak. Amerikada 20 milyon ev yapılacak. Bu problem de henüz çözülmüş değil. Özellikle ülkemizde, yapılan onca inşaata rağmen, binlerce insan dolaşıp kiralık ev arıyor. 
Bunun sebei, planlı kalkınma olmamasıdır. 10 bin öğrenciden, bilmem kaç milyon turitten bahsediyoruz ama onların barınacakları yeri kendi haline bırakmışız. Üstelik bir süre sonra biz de singapura dönebiliriz. Yani yol yapacak arazimiz bile kalmayabilir.
3. Yirmibir,nci asrın başında, Amerikada herkesin bir otomobili olacak. 
Amerikada bu gerçekleşti mi bilmiyorum ama, KKTC’de gerçekleşniş durumdadır. Resmi nüfus 290 000, kayıtlı araç 300 000.
4. 2000 yılında dünya nüfusu 3 milyarı bulacak. Maalesef bu tahmin kat kat aşılmış durumdaydı. 2000 yılında dünya nüfusu 5 milyar civarındaydı.
5. Ucuzluk başlayınca dünya refaha kavuşacak ve komünizm iflas edecek: Tahminin yapıldığı tairhlerde, kapitlis sistemdeki devletlerde en korkunç düşman, komünizm idi. Bu nedenle herhalde böyle bir tahmin yapılmıştı. Tahmine esas alınan durum gerçekleşmedi, yani ucuzluk başlamadı  ve herkes refaha kavuşmadı ama, komünizm iflas etti. SSCB  ve Yugoslavya dağıldı. 
6. Birçok hastalıklar mağlup edilecek ve insanların ömrü uzayacak. Birçok hastalıklar mağlup edildi  (Kıbrısta tüberküloz, trahom , çocuk felci v.s.) ama  ortaya başka hastalıkalr çıktı. Üstelik bu hastalıklar, insanoğlunun kendi eliyle (teknoljiyle paralel olarak örneğin kanser çeşitleri)  yaratıldı. İnsan ömrünün uzayacağı tahmini ise tutmuş durumdadır. 
7.  Dünyanın ne şekilde mahvolacağı belli olacak. Evet, dünyanın ne şekilde mahvolacağı belli olmuştur. İnsanoğlu, dünyayı kendi eliyle mahvedecektir. Görünen o. Küresel ısınma ve iklim değişikliği, biyoçeşitliliğin azalması bunun başlıca belirtileridir ve maalesef tam olarak ciddiye alınmamıştır.
70 YIL ÖNCEKİ FİYATLAR. 
  Çiçek lahanası: 1948 de kilosu 1 kuruştu. Yani 1 kıbrıs lirasına 200 kg çiçek lahanası almak mümkündü.
1 kıbrıs lirasını bugünkü kurla 5.5 TL kabul edelim.
Demek ki 5.5 TL ile 200 Kg çiçek lahanası alabilmemiz lazım.
Halbuki 4 ekim itibarıyla Lefkoşa Bandabuliyada 1 Kg çiçek lahanası 4 TL idi.
Çiçek lahanası 70 senede kaç kat  pahalılanmış. 
Acaba insanların geliri de aynıoranda artı mı? Kimbilir? Gelecek hafta bir araştıralım.