İyi pazarlar sevgili okurlar. Bu haftaki konularımız Tekke Bahçesinde yapılan kazılar sonucu kimliği belirlenen şehitler,  4 Aralık DÜnya Madenciler Günü, Türkiyede ve Dünyada yaşanan önemli maden kazaları, KIBTEK’te sürpriz uygulamalar, Döviz alış verişinde farklı  teknikler ve seçimlerde  partilerin başlattığı   karalama kampanyaları  yer alıyor. TBMM Deki Kıbrıs Görüşmeleri tutanaklarına gelecek hafta devam edeceğiz.
TEKKE BAHÇESİ KAZILARI
Geçtiğimiz hafta Öğretmenler günü nedeniyle Şht. Hüseyin Ruso öğretmenimizi anarken,  bu hafta ondan, başka bir nedenle bahsedeceğimiz hiç aklımıza gelmemişti. Kayıp şahıslar komitesinin çalışmaları ileledikçe ve Tekke Bahçesindeki mezarlar açıldıkça yeni bilgilere, başka kayıpların cesetlerine ulaşıyoruz. Bu kadar yıldır bu kayıpları veya cesetlerini arayıp dururken, onları bulunca sevinelim mi, üzülelim mi ona bile karar veremiyoruz. 
Tekke Bahçesindeki kazılarda cesedi bulunan Şht. Hüseyin Ruso, Kıbrıs Türkleri için bir efsaneydi. Onun şehit oluşuna üzülmeyen yoktu ve cesedini alamadığımız için, nerede olduğunu bilmediğimiz için hep üzülüyorduk. Son yapılan kazılar, onun içimizde, yanıbaşımızda, her zaman anma törenleri düzenlediğmiz Tekke Bahçesindeki mezarlardan birinde yattığını hiçbir zaman tahmin edemiyorduk.
Her nasılsa Hüseyin Rusonun ve birçok şehidimizin cesetleri getirilip oraya gömülmüş. Bu cesetlerin kim olduğunu, oraya gömülmeleri için talimat verenlerin bilmemesine imkan var mı? Diyelim ki gerçekten bilinmiyordu. O zaman, kimliği belirsiz cesetlerin kimliğini tespit etmek için niye bu kadar zaman beklendi. Kendi insanlarımızın kimliğini tespit etmek için, Kayıp Şahıslar Komitesinin çalışmalarını beklemek zorunda mıydık? Devlet olarak 10-15 cesedin kimliğini belirlemekten aciz miyiz? Bu kadar mı fakiriz. Hiç gereksiz yerlere, düğünlere, cenazelere çelenk göndermeye para buluyoruz da buna mı bulamıyoruz.  Yazıklar olsun.
Burada cesedi bulunan kişilerden Menteş Zorbanın da çok ilginç bir öyküsü var. Menteş Zorba, Aralık 1963’te Lefkoşa Genel Hastaesinde öldürülüp cesedi gönderilenler arasındaymış. Ailesi aylarca ondan haber alamayınca, babası Mustafa Zorba Ekim 1964’ te  onu aramak için Yeşilköyden yola çıkar ve o karanlık günlerde o da kaybolur. Mustafa Zorbanın cesedi, sanırım geçtiğimiz yıl veya bir önceki yıl, Kayıp Şahıslar Komitesinin çalışmaları sonucu bulunur. Ailesi, artık belirli bir mezarı olacak diye sevinirken, oğlu Menteş Zorbanın da cesedinin bulunması için dua eder.
İşte o ceset de meğer Tekke Bahçesindeymiş. Düşünün, Mustafa Zorba onun gömülmesinden 10 ay sonra oğlunu aramaya çıkıyor ve canından oluyor. Eğer oğlunun Tekke Bahçesinde gömülü olduğu kendisine söylenseydi, belki de Mustafa Zorba yaşamını yitirmeyecekti. Daha bakalım bu durumda olan kaç şehidimiz daha var ve biz onları ortaya çıkarmak için parmağımızı bile kımıldatmıyor, Kayıp Şahıslar Komitesini bekliyoruz.
Eğer bu durumu bilenler varsa ve Mustafa Zorba ve ailesinden gizlenmişse, lanet olsun. Onu yargıya götürmeyenlere ve bu seçimde, eğer bu konuların üzerine adam gibi eğilecek kişileri seçmezsek, hepimize yazıklar olsun. 
Tekke bahçesindeki şehitliği çoktandır ziyaret etmemiştim. Bu haberler üzerine  gidip bir baktım. Şehitlik balımlı ama kazılıp tekrar kapatılmış 30 civarında mezar var ve hepsinin üzerinde : “ Kimliklendirme amacıyla K.Ş.K. tarafından kazılmıştır” diye bir tabela çakılmış. Demek ki hala kimliği belirlenememiş epey  şehit daha vardır. Bunların kimliğini öğrenmek için çalışma başlatmamanın mantığını anlayamadım. Umarım yakında bu çalışmalar sonuçlanır.  Tüm şehitlerin ruhu şad olsun…
DÜNYA MADENCİLER GÜNÜ 
GÜNÜ- SANTA BARBARA:
Hagiographies’e göre  Barbara, Dioscorus  adlı bir zengin bir putperestin  kızıymış. Babası, onu dış dünyadan korumak için bir kulede kapalı tutuyormuş. . Barbara, burada gizlice hristiyan olmuş.  Babası bunu öğrendiği zaman kılıcını çekip kızını öldürmek istemiş. Ancak kızın duaları sonucu kulenin duvarında bir delik oluşmuş ve kız esrarengiz bir şekilde bu delikten dışarıya çekilmiş.Babası da onu takibe çıkmış. İki çoban da onları izliyormuş. Dioscorus,çobanlardan kızını yakalamalarını istemiş. Birinci çoban bu isteği reddetmiş. İkinci çoban, kızı yakalamak istemiş ama kendisi taş kesilmiş, sürüsü de çekirge sürüsüne dönüşmüş.
Barbara kaçarken İzmit yakınlarında bir maden ocağına girmiş. Roma imparatorluğu zamanında bu madende çalışanlar, diğer maden ocaklarında olduğu gibi, maden sahipleri tarafından insanlığa yakışmayan koşullarda çalıştırılmaktaymış.  Uzun çalışma süreleri, ağır ve tehlikeli yükler, karanlık, rutubetli ve tozlu ortam nedeniyle burada  çalışan madenciler yaralardan ve meslek hastalıklarından dolayı işkence çekerek ölüyorlarmış.
Barbara’nın, yaralı madencilerin yaralarını tedavi etmesi üzerine enfeksiyon riskinden arınan madenciler yaşama dönmeye başlar. Bunun üzerine madenciler onun bir azize olduğuna ve kendilerini koruduğuna inanırlar. Adını Santa  (Azize) Barbara koyarlar. Bu olay, İzmitteki madenden çıkar, hızla dünyanın her tarafına yayılır ve bir efsane haline gelir. Barbaranın İzmitteki maden ocağına geldiği tarih olan 4 Aralık günü tüm dünyada Dünya Madenciler Günü olarak kutlanmaya başlanır.  Kuzey Kıbrısta Dünya Madenciler Günü  son 15-20 seneden beridir kutlanmaktadır.
Çeşitli sempozyumlar, çalıştaylar düenlenmekte ve eğlenceler organize edilmektedir. Tüm dünyadaki ve Kuzey Kıbrıstaki madencilerin “Dünya Madenciler Gününü” kutlarım.
   TAŞOVA (Taş Ocakları Vakfı) tarafından 4 Aralık 2006 tarihinde   Dünya Madenciler Günü  kutlama töreni organize edilmişti. Soldaki resimde,  Maden, Metalürji ve Jeoloji Mühendisleri odası Başkanı Dr. Mehmet Necdet, madencilik sektörüne katkıları bulunan  ilk maden mühendisi Kıbrıslı Türk merhum Mehmet Öztürk’e, sağdaki resimde ise Taş Ocakları Birliği Başkanı Metin Uluğ, ilk Türk  taş ocağı işletmecisi sayın Zeki Saffet’e  plaket verirken görülüyor.

TÜRKİYEDE VE DÜNYADA 
ÖNEMLİ MADEN KAZALARI
TÜRKİYE
Tarih - Ter- Açıklama
7 Mart 1983 - Zonguldak    Armutçuk grizu faciası 103 ölü
7 Şubat 1990-Amasya Yeniçeltek kömür ocağı – Grizu patlaması
68 ölü
3 Mart 1992 - Zonguldak    Kozlu Taş kömüründe zincirleme patlamalar – 263 ölü
1995 Yozgat    Sorgun  Grizu patlaması – 38 ölü
23 Şubat 2010 Balıkesir    Odaköy Grizu faciası – 17 ölü
13 Mayıs 2014 Manisa    Soma kömür madeninde patlama – 301 ölü
28 Ekim 2014 Karaman    Ermenek – 18 ölü

DİĞER ÜLKELER
Tarih     Açıklama
26 Nisan 1942 
Çin Liaoning Benzihu  Madeninde gaz ve kömür tozu karışımının neden olduğu patlamada bin 549 kişi hayatını kaybetti. 
10 Mart 1906'   Fransa    Courrieres: kömür madeni –  1099 ölü
15 Aralık 1914 Japonya Mitsubişi Hojyo kömür madeni – 687 ölü
9 Mayıs 1960 Çin-  Şanzi    Laobaidong kömür madeni: metan gazı patlaması - 684 ölü 
9 Kasım 1963 Japonya Mitsui Miike – kömür tozu patlaması – 458 ölü
14 Ekim 1913 Birleşik Krallık    Senghenydd -  Gallerde kömür tozu 
6 Haziran 1972  Rodezya (Zimbabve)    Wankie kömür madeninde patlama yaşandı.  426 ölü
28 Mayıs 1965  Hindistan -Jharkhand eyaleti
27 Aralık- 1975  Hindistan 
Jharkhand eyaleti Dhanbad- Dhori kömür madeni - grizu patlaması  - 375 ölü 
Dhanbad -  Chasnala maden ocağı - Metan gazının alev alması – patlama - i su basması - 372 ölü
12 Aralık 1866 İngiltere Yorkshire Oaks – Grizu ve kömür tozu patlaması – 361 ölü
6 Aralık 1907 ABD Monongah Kömür ocağıı – patlama – 361 ölü
ELEKTRİK KURUMU 
PERSONELDEN TASARRUF 
ETMEYE DEVAM EDİYOR. BARİ 
ELEKTRİK UCUZLASA….
Bir süre önce fatura dağıtmaktan vaz geçen elektrik kurumu, şimdi de acil arıza durumlarında telefonlara cevap veren, vatandaşları bilgilendiren uygulamayı durdurdu. Bir arıza meydana geldiği zaman elektrik arızaya telefon ettiğinizde karşınızda artık görevli bir insan bulamıyorsunuz. Karşınıza bir band çıkıp size hangi tuşlara basacağınızı söylüyor. Hoşgeldin faslından sonra İngilizce devam etmek için 9 a basmanızı söylüyor. Basmazsanız, band tekrar devreye girip “elektrik kesintileri için 1 e basınız” diyor. 1 tuşuna basınca band tekrar devreye girip: “Bu haftaki planlı elektrik kesintileri için 1, arıza nedeniyle meydana gelen elektrik kesintileri için 2’ yi tuşlayınız” diyor. 2 ye basınca sorgulamanın biteceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. 2 tuşuna basınca band tekrar devreye girip: “İskele kazası için 1, Mağusa kazası için 2, Lefkoşa kazası için 3…..ü basınız” mesajını alıyorsunuz. 3 numaralı tuşu basınca da “Falan yerde elektrik arızası var, ekipler çalışıyor” mesajını alıyorsunuz. Yani kesintinin ne zaman bitebileceği konusunda bilgi almanız imkansız. 
Bu kadar tasarruftan sonra elektrik acaba ucuzlayacak mı, KIBTEK yönetimi halka karşı şeffaf, adil, yardımcı olacak mı? Bütün bunların cevabını bakalım ne zaman alacağız. KIBTEK çalışanlarına kolay gelsin diyoruz.
DÖVİZ TİCARETİ:
Diyelim ki elinizde biraz Amerikan doları var ve acilen Türk parasına ihtiyacınız oldu. Bir döviz bürosuna gidiyorsunuz ve 100 dolar verip 380 TL alıyorsunuz. Bunun 190 TL sini bir hafta içerisinde harcıyorsunuz ve bir yerden elinize para geçiyor, yani eliniz rahatlıyor. Dövizciye gidip 190 TL yi vererek, size verdiğim 100 doların yarısı olan 50 Amerikan dolarını geri verirmisiniz? Diye sorsanız, olumlu bir cevap alma şansınız nedir? TL nin dolar karşısında sürekli değer kaybetmesi sonucu muhtemelen şansınız sıfırdır. Hiçbir dövizci size dolar satarken bu garantiyi veremez. Acaba diğer ülkelerde de durum böyle mi? 
Birkaç ay öncesine kadar tüm dünyada aynı uygulamanın yapıldığını söyleyebilirdim ama bunun böyle olmadığını yaşayarak öğrendim. Eylül ayının başlarında Singapurdaki Uluslararası  İş Sağlığı ve Güvenliği kongresine katıldım. Uçuş, Katarda aktarmalıydı. Katar havaalanında 2 saat kadar bekleyecektik. Kıbrısta Singapur doları bulup alamadığım için KATAR havaalanında belki bulurum diye bir döviz bürosuna gittim ve Amerikan Doları vererek bir miktar Singapur Doları aldım.  Döviz bürosundaki görevli bize döviz satış fişini verirken: “Bu fişi kaybetmeyin. Eğer aldığınız Sİngapur Dolarlarının hepsini harcayamazsanız, dönüşte bu fişle beraber gelin, elinizde kalan singapur dolarlarını bu fişteki kurdan alırız” dedi. Hayret etmiştim. 

SEÇİM DALGALARI 
Adaylar YSK’ya bildirildi. Dedikodu fısıltıları açığa vurdu. Özel hayatlar karıştırılmaya başalndı. Mali durumu iyi olmayanlar, sevgililer… 
daha bakalım neler ortaya çıkacak…