İyi pazarlar değerli okurlar. Bu hafta kazan doldu taştı. Kenarından, kıyıısndan birkaç kepçe alıp sizinle payllaşmak istedik. Siz de kazana bişeyler katmak istiyorsanız, bize yazın. Hepinize iyi bir hafta diliyorum
KARPAZA HASTANE YAPILIYOR.
Dipkarpazda hastalanan insanların zamanında hastaneye yetiştirilmesi mümkün olmayınca, hükümet , hastaneyi hastaların ayağına götürmeye karar verdi. Hastanenin en kısa sürede yapılması için harekete geçildi. Hastane, II. Basamak hastanesi olarak hizmet verecek, 72 yatak olacak.
Bu verilere göre hastane  yaklaşık olarak Cengiz Topel Hastanesi büyüklüğünde olacak. Buraya kadar her şey güzel ancak aklımıza takılan bazı şeyler oldu:
Cengiz Topel Hastanesi ne olacak?
Güzelyurt Hastanesi , Burhan Nalbantoğlu Hastanesi ne olacak?
Akçiçek Hastanesi, Gazimağusa hastanesi ne oalcak?
KKTC sağlık sistemi ne olacak. Halk, ne zaman düzenli bir sağlık hizmeti alabilecek?
Bir EKO’yu bir senede çekemiyorsak, hastane sayısını arttırmak yeterli mi?
Kamuda çalışan doktor – Serbest çalışan hekimler tartışması, II. İş yasağı devam ederken,  sağlık sistemi nasıl düzelecek.
Üç günlük çocukların hastanelerde ölmesini nasıl önleyeceğiz? 30 yıl prim ödedikten sonra doğru dürüst muayene olamayan, ilaç paraları ödenmeyen emeklilerin durumu ne olacak?
Birileri bu konularla ilgilense iyi olacak.
EĞİTİM SİSTEMİ DE ALLEM – GALLEM: Bugünlerde sağlık yanında eğitim de gündemimizde yer buluyor. Çanakkaleye götürülen   öğrenci grubunun  programı tartışma konusu olurken, Atatürk Öğretmen Akademisinin Lefke Avrupa üniversitesi ile yaptığı  protokol, Öğretmen sendikalarının tepkisine yol açtı. Bazı akademisyenler ve Atatürk Öğretmen Kolejinden mezun olup öğretmenlikten emekliye ayrılmış olan bazı öğretmenler ise, bu protokolün yararlı olduğunu ve AÖA’de  reform yapılmasının şart olduğunu ileri sürdü
Eğitimde bir başka tepki, Asım İdris’ten geldi. İdris,  lise ders kitaplarının Türkiyeden getirtilmesi  nedeniyle önümüzdeki yıllarda laik ve Atatürkçü müfredatın yerini dine dayalı eğitimin alacağını savundu.
 
SPORDA BAŞARI : Kıbrıslı atlet Yiğitcan Hekimoğlu Türkiye Milli takımıyla Dünya Atletizm şampiyonasında  4 x 100 Bayrak yarışına katıldı. Takım finale kaldı. Ülkemiz açısından çok büyük bir başarıya imza atmış olan Yiğitcan Hekimoğlu’nu kutlar, başarılarının devamını dileriz. Yarıştan sonra TV kanallarında birçok programına katılmış olan Hekimoğlu, önümüzdeki dönemde yapıalcak olan Avrupa Şampiyonasında madalya şansı olan en önemli  aday olduğunu söyledi. 
MAHKUMLARIN İADESİ
Değirmenlik – Girne dağyolunda  trafik kazası yaparak 3 kişinin ölümüne sebep olan TIR şofürü, mahkeme tarafından kesilen yaklaşık 7 yıl hapislik  cezasına çarptırıldı. Bu cezayı Türkiyede çekmesi için Bakanlar kurulu onay verince kazada ölenlerin aileleri ve birçok sivil toplum örgütü ayağa kalktı. Nedeni ise, suçlunun cezasını Türkiyede çekmesi halinde, Türkiye yasalarına göre,  cezada önemli bir miktarda indirim yapılacağı ve 2 yılda hapisten çıkacağı idi. Bu kadar baskı gelince hükümet daha önce aldığı kararı iptal etti ve mahkumu Türkiyeye vermekten vaz geçti.
Birçok vatandaş, “ Bu iade kararı da nereden çıktı, şimdiye kadar böyle bir uygulama yokken, neden böyle bir karar alındı” derken, basın olayın peşini bırakmadı. Bazı gazetelerde şimdiye kadar yapılmış olan iadelerle ilgili oalrak yazılar yayınlandı. Bu araştırmalara göre  yirmi küsur yılda 251 mahkum, buradaki mahkemelerin verdiği cezaları Türkiyede çekmek üzere Türkiyeye iade edildi.
Aslında bence “İade” kelimesi hatalıdır. Çünkü bu mahkumlar buraya mahkum olarak gelmiş değillerdi. Buraya gezmeye veya iş yapmaya geldikten sonra burada herhangi bir nedenle mahkemelik olup mahkum edilmiş kişilerdir. 
                               
KOOPERATİFÇİLİKTE YAŞANANLAR:
Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankasında son günlerde yaşananlar, koopratifçiliğin yeniden gündeme oturmasına yol açtı. Hazır kooperatifçilikten söz açılmışken, konuyla ilgili bir deneyimimizi okurlarla paylaştıktan sonra günümüzde yaşananlara da bir değinelim.
Hatırladığım kadarıyla 1990 ların sonlarıydı. O günlerde de bugün olduğu gibi  tüm kesimler izolasyonlardan, ambargolardan  şikayetçiydi. O dönemlerde işlerim nedeniyle sık sık yurtdışına çıkıyor ve yabancı ülkelerdeki havaalanlarında satılan yerel ürünleri gördükçe “Bizde de neden böyle yapılmıyor” diye hayıflanıyordum. Birkaç yurtdışı gezisinden sonra dayanamadım, bu işe hevesli iş adamlarıyla konuşmaya karar verdim.
Olay sandığımdan hızlı gelişti. İş adamları, Ercan hava alanında bir stand kurularak burada  yerli ürünlerin (Sesta, ceviz macunu, nakışlar, hellim, v.s.)  satılması çalışmalarını büyük bir heyecanla desteklediler. Bu destekten güç alarak,  “Gümrüksüz Satış Kooperatifi” adıyla bir kooperatif kurmak için  Kooperatif İşleri dairesine başvurduk. Uzun bir süre cevap gelmeyince işimizi elden takip etmek için Kooperatifler Mukayyitliğine gittik. Daire müdürü bizi kabul etti ve akıl verdi: “Yahu sizin hedefiniz ne, bütün kooperatifler zorda, hepsi bir bir batıyor; siz yeni kooperatif mi kurmak istiyorsunuz. Başıma iş mi açacaksınız?” . Bu muamele karşısında  başımızdan aşağıya buzlu su dökülmüş gibi olduk. Verecek cevap bulamadık, donduk kaldık, kooperatifçilikten de vazgeçtik.
Bugün yaşadığımız olaylara gelince, çeşitli tartışmalar sonucu yönetim kurulu başkanı sayın Hasan Tosunoğlu istifa etmiş. İstifa  sözcüğü bana 30 sene kadar kooperatifte  önce yaşanmış başka bir olayı hatırlattı. 
Takvimler 1980 lerde idi. Siyasi ortamın iyice karışık olduğu bir dönemdi. Hükümetle kooperatif yöneticim kurulu üyeleri anlaşamıyordu. Kooperatif Genel Müdürü ise hükümet yanlısıydı. İş o safhaya gelmişti ki, Banka Yönetim Kurulu, Kooperatif Genel  
Genel Müdrünü görevden almak zorunda kaldı.Müdürün görevinin sona ermesi için  Yönetim kurulu kararının kendisine tebliğ edilmesi ve kendisinşn de tebligatı aldığına dair imza atması gerekiyordu.  Kooperatif Genel Müdürü, işini kaybetmemek için ofisi terk etti. Tebligatı yapacak oaln odacı bir türlü kendisini bulamıyordu. Rivayet o şekildedir ki, bir hafta sonu genel müdür futbol maçına gidiyor. Görev düşkünü odacı bunu öğreniyor. Hemen stadyuma gidip tebligatı yapmak istiyor. Ama genel müdürle karşılaşınca karşılaşacağı sürprizden haberi yoktu. Karşılaştıkları zaman yönetim kurulunun görevden alma yazısını genel müdüre uzatınca genel müdür gülmüş. “Artık çok geç” demiş. “Bakanlar Kurulu Kooperatif Yönetim Kurulunu görevden aldı. Onların aldığı karar artık geçerli değildir.” Bu şekilde müdür işte kalıyor, onu işten atanlar ise görevden alınıyordu.
TÜRKİYE’DE BMM’DE KIBRIS GÖRÜŞMELERİ (GEÇEN HAFTADAN DEVAM)
Makarios. bağımsızlık fikrini ortaya atıyor
1958 yılında Kıbrısta yoğun tedhiş faaliyetinin sebebiyet verdiği cemaatlararası çarpışmalar öylesine gelişmelere yol açmıştıki, fiili bir taksim hareketine doğru yönelme oluyordu. Rum çoğunluğundaki köylerde sıkışmış, tedhiş hareketlerinin baskısı karşısında kalmış Türkler, kendilerinin çoğunluk oldukları bölgelere doğru kaymaya başlamışlardı.
Bilhassa bu gelişmelerdir ki, Makarios ile Yunanistanı,  geçici bazı tavizler ileri sürerek, kendileri için muvakkat olacağını bildikleri bir hal çaresine süratle ulaşmaya sevketmiştir.
ingiliz   Dışişleri   bakanlığı,   eylül   ayı   içinde açıklıyordu ki, Makarios, Kıbrısın bağımsız bir devlet haline getirilmesi hususunda teklif ileri sürmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti; (McMillan Planı ) nı reddettiğini ilân ettikten üç ay sonra, bu plânın bir ekimde tatbik mevkiine
konmasına riza gösteriyor, Lefkoşa' daki konsolosunun bu plâna göre (Temsilci ) olduğunu ilân ediyordu. 
Bu arada Birleşik Amerikalın ve İngilterelin de iştirakleri ile gizli müzakereler devam etmekteydi.
Nihayet, BMM. nin (taksim planı) nı nihai hal çaresi olarak ittifakla kabulünden altı ay geçmeden, bu plânın da terkedilmiş olduğu anlaşılmıştı. 1958' in Aralık ayında Yunan dış bakanı Averof, Türkiyenin taksim fikrinden vazgeçmiş olduğunu ilân ediyor, Türkiye dışişleri bakanlığı bunu tekzip edemiyordu. Artık gizli müzakereler, Makarios tarafından ortaya atılan (Bağımsız devlet ) fikri etrafında cereyan ediyordu. Devrin Dışişleri Rakam Zorlu, 24 aralık 1958 de yaptığı resmi açıklamada diyordu ki;
" Kati netice elde edilinceye kadar McMillan plânı tatbik mevkiinde bulunmakta ve biz bunun tatbikatını desteklemekteyiz"
DEVAMI HAFTAYA