İyi pazarlar değerli okurlar. Bu hafta Yine olaylar çok önemli ve çok farklı. Bu nedenle kazandan seçerek malzeme almak zorunda kaldık. Amaç, aşureyi Arap Çorbasına çevirmemek. Konulara bakınca bana hak vereceksiniz sanırım. Hepinize iyi bir hafta diler, tüm islam aleminin Kurban Bayramını şimdiden kutlarım
BİZE NE KADAR DOKTOR VE HASTANE LAZIM
Gıda maddeleri, sebzeler, meyveler, et ve et ürünleri denetlenmiyorsa daha çooook hastaneye ihtiyacımız olacak.
İthal yiyecek maddelerini bile denetleme yeteneğimiz yokken, uyuşturucu testi yapamaz durumda iken, et ithalatını  nasıl göze alıyoruz?
EN iyi bildiğimiz Avrupada inek eti diye at eti insanlara yedirilirken, yumurtalar bile zehirliyken...
Doktorlara ikinci iş yasaklandı. Yani yasa uygulandı ama tam gün diye diye saat 14 çıktı. 14 ten sonra fiyatlar özel kliniklerden de daha pahalı. 
İster istemez insanın aklına takılıyor.  Acaba gıdaların, elektrik santrallarının, trafik ve diğer sektörlerdeki denetimlerin yapılmaması,  doktorların işsiz kalmaması için mi? 
Trafikte karşılaştığım yanlış hareketleri ve uygulamaları fırsat buldukça fotoğraf çekerek ve bu fotoğrafları  okurlarla veya sosyal medyada paylaşmaktayım. Bugün evden çıkarken kendi kendime “Bugün fotoğraf çekmeyeceğim” diye söz verdim. Verdim ve uyguladım ama söz verdiğime de,  sözümü tuttuğuma da pişman oldum.
Genelde Cumartesi günleri Bandabuliyaya giderim. Anibal Restaurantın yanından ekmek kadayıfı yapan Minnoş fırının bulunduğu sokaktan surlar içine girmek istedim. Bu sokak, surlar içine girmek isteyenler içindir. Tek yoldur. Karşıdan vasıta gelmemesi gerekir. Yani sur dışına çıkmak isteyenler bu sokağı kullanmamalıdır.
Tam surların üzerinden geçip Ayluka kilsesine giden yola arabayla girmiştim ki, karşıdan lüx, beyaz, tank gibi bir cipin geldiğini gördüm. Sürmeye devam etsem, yolun dar bir yerinde karşılaşacağımız ve trafiği kilitleyeceğimiz aşikardı. Fotoğraf çekmeyeceğime dair kendi kendime söz vermiştim ya....Durdum, camı açıp gelmesini bekledim. Yaklaşınca, bişey söylemek istediğimi anlamış olmalı ki, durup camını açtı. Sürücü, genç bir kadındı. Ben:
⦁Bu yol tek yoldur, dedim. Cevap:
⦁Biliyorum amca
⦁Bildiğiniz halde , bile bile tek yola giriyorsunuz?
⦁Evet
⦁Bravo size, bir de söylüyorsunuz
⦁Evet dedi ve karşılık vermeme fırsat vermeden sürüp surlar dışına çıktı.
Yeteri kadar denetim yapılmadığını herkes sürekli dile getirir ama denetimsizliği fırsat bulup kuralalrı çiğnemekten de geri kalmayız. Kadın muhtemelen bu yolu sürekli olarak kullanıp tek yol kuralını ihlal ediyor. Bugün, fotoğraf çekmeme sözümden de yararlanmış oldu ama başka zaman karşıma çıkarsa o zaman fotoğrafı da yayınlanmış olacak. Buradan kendisini ikaz etmiş olayım.
Trafikteki kural tanımazlıkla ilgili olarak kendime verdiğim söz  nedeniyle mi, yoksa bugünkü istihkakım dolmamış olduğundan mı, birraz sonra başka bir kural ihlali daha karşıma çıkacaktı.
Bandabuliyadan alışverişimi tamamladıktan sonra, Belediyenin park yerindeki aracımı alıp  yola çıktım. Bandabuliyayı geçtikten sonra Bedestenin yanına geldim. Sol taraftaki köşede  eskiden Karabülüğün Kahve vardı. Arasta tarafından gelen yolun diğer köşesinde is rahmetlik Drifilci enverin çalıştırdığı dükkan vardı. Ben Bandabuliya tarafından Mısırlı Apartmanına doğru  arabayı sürüyorum. Bir de ne göreyim. Arasta tarafından gelen yoldan bir taksi gelmiyor mu?  Aslında burası yayalaştırılmış olan alandır ama nasıl olduysa gelmiş. Muhtemelen sabah erken olduğu içindir. Ama o yoldan Bandabuliyaya dönülmez. Mısırlızade apartmanına  ( Bir zamanlar Emirali’nin çalıştırdığı Dikomolular hanına)  doğru  dönüş yapması gerekiyor. Buna rağmen mersedes taxi hızla gelip üstüme doğru gelmeye çalışmaz mı? Artık dayanamadım. Taksi şoförlerinin bile tek yol kuralına uymaması kabul edilemezdi. Arabayı durdurdum, fotoğraf makinasını alıp çeker gibi yaptım. Öyle olunca taksi durdu, benim geçmemi bekledi. Arkamdan o da Mısırlızade apartmanına doğru döndü. Dikomolular  hanına gidinceye kadar arkamdan geldi, ondan sonra beni takipten vaz geçti. Muhtemelen ben gözden kaybolunca geri dönüp Bandabuliyaya doğru, yani girmemesi gereken yola girmişti.
İşte trafikte onbeş dakika içinde karşılaşabileceğiniz 2 tane kural ihlali. 
Trafikte kendi vatandaşlarımızın yarattığı karmaşa yetmezmiş gibi dışarıdan gelen turistler, öğrenciler, işçiler de bu kargaşanın üzerine düğüm üstüne düğüm atıyor. Geçen gün sosyal medyada karşılaştığım  bir ilanı da burada gündeme getirmeden edemedim:
“Türkiye, Pakistan , İran, Rusya, Moldova,Türkmenistan, Avrupa Birliği ve Amerika ehliyetlerinizi KKTC ehliyetine çeviriyoruz. “ İrandan, Türkmenistandan, Pakistandan alına ehliyetleri kullanan şoförler KKTC ehliyeti alınca ülkedeki trafiğin ne hale geleceğini düşünebiliyor musunuz?
GÜNEYDEKİLER VE KUZEYDEKİLER BİRBİRİNİ TAKLİT Mİ EDİYOR YOKSA KISKANÇLIKLARINDAN  MI YAPIYORLAR?
Arabaların denize düşmesini bile engelleyemediğimiz bir ülkede yaşıyoruz. Ama işin tuhaf tarafı, güneydekiler ve kuzeydekiler birbirleriyle anlaşamasalar bile, birinin yaptığını diğeri tekrarlıyor. Acaba “Onlar yaptı, biz neden yapmayalım” mantığı mı çalışıyor?
15 Temmuz 1974 : Kıbrıs Cumhuriyetinde darbe oldu. EOKA’cılar Cumhurbaşkanlığını ele geçirip yönetime el koydu
15 Kasım  2017 : Türkiyede Cumhurbaşkanına karşı darbe yapılmak istendi. Girişim başarısız oldu
14 Ağustos 2017 : Mağusa limanında park edilmiş bir araba denize  düştü.
Ağustos 2017: Limasol limanında bir araba denize düştü. 
Kemal Kırıkkale’ye ait LY 164 plakalı araç rıhtımda park halindeyken denize düşerek sulara gömüldü. Denize düşen aracın içerisinde birisi olmadığından can kaybı olmadı. Birkaç gün sonra da Limasol limanında benzer bir olay yaşandı.
DAYILAR VE KAHRAMANLAR
Eskiden arkası  (Torpili, dayısı) olanlar işe alınırdı. Artık devir değişti. Kahramanı olmayanların işe alınması zor. Teknoloji geliştikçe işe girme konusunda da yeni ihtiyaçlar belirdi, yeni teşekkür metodları icat edildi. Eskiden insanlar işe alındıkları zaman, eğer torpille işe girmişlerde, bunu söylemekten utanırdı, çekinirdi. Artık  çekinmek bir yana, alenen bağırmak makbule geçer oldu. Merkezi İhale Komisyonu Başkanlığına atanan Halil Talaykurt, sosyal medyada atamayı gerçekleştiren Serdar Denktaş’a teşekkür etti ve ekledi: “Atamaya katkı koyan üç kahramanıma minnettarlığımı ifade eder, sonsuz teşekkürlerimi bildiririm” 
Bir taraftan böyle bir teşekkür biçimine hayret ettim, dğer taraftan da bu kahramanların kimler olabileceğini düşündüm. Masallardaki  hayal kahramanlarının içerisinden bu atamaya kimlerin katkı koyabileceklerini düşündüm.
1.Her nekadar sosyal medyada bu işe BATMAN-SPIDERMAN ve SUPERMAN’ in karıştığını yazanlar olduysa da bence bu kahramanlar böyle bir uygulamaya destek vermezler. 
2.Bu işe daha uygun  masal kahramanları bulmak zorundayız. Mesela 
a)80 günde devr-i alem hikayesinde karşılaştığımız MR FIX bunlardan birisi olabilir.
b)Miki Fare Gökyüzünde masalındaki TAHTABACAK Bu işe uygundur
c)The Good, the Bad and the Ugly   filminde Bad karakterini canlandıran kişi (Lee Van Cliff)
Bence bu üçü, sayın Talaykurtun atanmasına katkı koymuş olabilir. Biraz kişisel işlerle uğraşır gibi olduk ama kusura bakmayın. Ülkenin de dünyanın da çivisi çıkmış. Her şey kişiselleştirilmiş.  Bu gibi kalitesi düşük açıklamalarla tekrar karşılaşmamak dileğiyle
TÜRKİYE’DE BMM’DE KIBRIS GÖRÜŞMELERİ (GEÇEN HAFTADAN DEVAM)
Devrin Dışjşleri Rakam Zorlu, 24 aralık 1958 de yaptığı resmi açıklamada diyordu ki; 
" Kati netice elde edilinceye kadar McMillan plânı tatbik mevkiinde bulunmakta ve biz bunun tatbikatını desteklemekteyiz"
Bu açıklamadır ki, Yunan Dışişler bakanı Averof un " Türkiye, taksimden vazgeçti, " sözlerini cevapsız bırakıyor, tekzip edemiyordu.
Kıbrısla ilgili görüşmeler açık şekilde Zürih' te ve sonra da Londra’da devam etmiş ve halen yürürlükte bulunan anlaşmalarla sona ermiştir. Böylece (Taksim ) fikrini bir yana bırakıp ( Bağımsız devlet) fikrini benimseyen anlaşmalar 1959 yılının mart ayında BMM önüne getiriliyordu. Yalnız Büyük Millet Meclisi önüne getirilen bugün yürürlükte olan anlaşmaların anahatlarını ihtiva ediyordu. (Kıbrıs Cumhuriyeti ) ni fiilen kuran anlaşmalara nihai imzalar 15-16 Ağustos 1960 gecesi atılacaktı. O tarihte ise 27 mayıs inkılâbı yapılmış bulunuyordu.
1959 martında  Kıbrıs’a dair anlaşmalar etrafında BMM deki  müzakereler:
BMM’ in 2 Mart 1959 günü toplantısında Menderes hükümetinden gelen ilgili tezkere ve esbabı mucibe (gerekçe) okunuyordu; Devrin Dışişleri Rakam Zorlu, 24 aralık 1958 de yaptığı resmi açıklamada diyordu ki;
" Türkiye Büyük Millet Meclisi Yüksek Reisliğine:
Kıbrıs ihtilâfı mevzuunda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile Adadaki Türk ve Rum cemaatleri temsilcileri arasında son defa Londrada imzalanan Anlaşmalarda hükümetimizin takip ettiği politikanın Yüksek Meclisin tasvibine sunulmak üzere bu hususa ait dokümanların bağlı olarak sunulduğunu saygılarımla arzederim"
Başvekil A. Menderes
Esbabı Mucibe (GEREKÇE)
"Bilindiği gibi, senelerden beri devam edegelen Kıbrıs ihtilâfı Zürih' te Türkiye ve Yunanistan hükümetleri, müteakiben de Londraîda Türkiye, Yunanistan, İngiltere hükümetleri ile Kıbrıstaki Türk ve rum cemaatlerinin temsilcileri arasında yapılan müzakereler sonunda mesut bir hal suretine başlanmıştır.
İhtilâfın zuhurundan beri Türkiye hükümetinin Kıbrıs mevzuunda takip ettiği politika şu gayeleri temine müteveccih olmuştur;
1. - Kıbrısın hiç bir zaman yabancı bir devlete ilhak edilmemesi;
2.- Kıbrıstaki Türk Cemaatinin her hangi bir statüko değişikliği neticesi olarak yabancı bir devletin  veya yabancı bir unsurun  hükümranlığı  altına girmemesi ve binaenalyh cemaatin bir ekalliyet statüsüne tâbi bir hale getirilmemesi;
3.- Adanın Türkiye’nin emniyeti için arzettiği büyük ehemmiyet nazarı itibara alınarak, adanın müdafaasının temini ve bu müdafaaya Türkiyenin iştiraki. Yine aynı emniyet mülâhazasının bir icabı olarak, Adadaki İngiliz üslerinin idamesi.
Zürih ve Londra görüşmelerinde de bu esaslar dairesinde hareket edilmiş ve varılan anlaşmaların bunlara istinad etmesi temin olunmuştur.
Türkiye, Yunanistan, İngiltere hükümetleri ile Kıbrıstaki iki cemaat mümessilleri tarafından imzalanan yukarıda mevzubahis metinler, müstakbel Kıbrıs devletinin anayasasının esaslarını vaz'ettiği gibi, Kıbrısın beynelmilel statüsünü ve Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile olan münasebetlerini de tanzim etmektedir.