Çocuktu annem.
Endişeli bir çocuk.
Endişesi, siperde olan babasının bir Rum kurşununa hedef olma ihtimaliydi.
Ve aynı endişe Rum çocuklarda da vardı.
Dedem bir Rum kurşununa kurban gitmedi, annem 16 yaşına varınca gönül düşürdü delikanlının birine.
Katlandı endişesi ikiye. Babası ve sevdiği dönecek miydi sağ salim siperden. Bu endişe yıl 365 gündü ve 15 yıl.
Dedem eceliyle öldü. Evlenmişti annem.
Bitmemişti endişesi korkusu, kocam siperden dönecek mi acaba endişesi, ya vurulursa korkuları içinde gebe kaldı, babamın izinli olduğu bir gecede.
Abim doğdu savaş içinde ve sonra diğer abilerim ve ben.
Babam da eceliyle öldü ve lâkin bitmedi annemin kurşunlanarak öldürülecek bir sevdiği, korkusu.
Evlâtları hep siperlerdeydi, 16 yaşından başlayarak 30'larına hatta 40'larına kadar. Kıbrıs Türk kadınları niye erken yıpranıyor diye merak eden bilim adamları ve kadınları varsa, tanrıları onlara ve halklarına 1950'erde başlayıp da 2017'de sonlanmamış ve önümüzdeki 10 yıllarda da sonlanma ihtimali görünmeyen halklar arası gerilim, çatışma ve savaş ,ateşkes yaşatmasın. Önce babam siperlerden sağ salim dönebilecek mi, sonra sevgilim, dönecek mi, kocam evladım, evlatlarım, damatlarım ve inanması zor ama torunlarım endişesi korkusu da yaşadı Kıbrıs türk kadınları.
Dayanılacak bir korku mu bu?
Tuzu kuru BM ve AB görevlileri ile, siyaseti bir meslek olarak yaşayan siyasetçilerin, bu dehşetli ve yüz yıl süren endişe ve korkuyu anlamasını beklemiyorum.
Onlar, bakıp bakıp anacığımın yüzüne, bir kadın daha 20'inde nasıl yıpranır böyle diye şaşa kalsınlar.
Analarımız, sevgililerimiz, karılarımız, kızlarımız bilir Kıbrıs Türk kadının neler çektiğini.
İki defada göç etmek zorunda kalmıştı annelerimiz ve şimdi üçüncü göçü öneriyor tuzu kuru dünya diplomatları Kıbrıs Türk insanlarına ve yeniden savaş potansiyeli içeren çözüm planları.
Hey durun biraz.
Gelin ve bakın, her kuşaktan erkeklerinin siperlerde olmasından endişe eden ve korkan kadınların yüzüne.
Ve anlayın artık.
Hiçbir Kıbrıs Türkünün ve Kıbrıs Eleninin canı, adına Kıbrıs Cumhuriyeti dediğiniz deli gömleği, savaş potansiyeli devletten değersiz önemsiz değildir...