Kıbrıs’ta sergilenen çözüm adlı oyun bir türlü bitmek bilmiyor!
  Tam 51 yıl kaldı geride… 
  Kıbrıs’ta çözüm adlı oyun için her müzakere masası kurulduğunda, o oyunla birlikte ne çok umutlar sergilendi…
  Ama bilmiyorlardı ki, bu masanın iki ayağı yoktu! Oyuna dâhil olup da olmayan iki ayağı temsil edenlerin çözüme niyetleri de yoktu! 
  O iki bacaklı masada olsa olsa, aşağıda yaşananlar olurdu; öyle de oldu… 
   Evet, 1968 yılından bugüne çözüm adlı oyun hep o iki ayaklı masa üzerinde oynandı, konuşuldu!
   Son dönemde de öyle oldu…
  Çünkü her defasında o masaya çözüm niyetiyle oturan Türkiye ile KKTC idi… 
  Ya masaya oturup da, çözümü istermiş gibi davranan ama her defasında o masayı deviren, adanın tamamı onların olmadıkça Kıbrıs’ta çözümü istemeyenler kimlerdi?
 Çözüm adına kurulan o masanın iki eksik ayağı nasıl anlatılmalıydı? Masasının olmayan ayakları kimlere aitti?
  1950’den 1974’e, adayı kana bulayan, önce İngiltere’ye isyan bayrağı açan ama aslında Kıbrıs Türk Halkını adadan yok etmek isteyen adalı Rumlarla, onların akıl babası Yunanistan değil miydi?
  Kıbrıs’ta çözümü ister gibi yapıp da, her defasında müzakere masasını iki ayaklı bırakan, müzakereden kaçan daima bu Bizans ikilisiydi…
 Ada tarihi boyunca hiçbir zaman çözüm adına hareket etmeyen, daima Rum tarafı ile Yunanistan oldu…
 Ama ne hazindir ki;
 Dünya onları adanın sahibi olarak tanıdı…
 Onlar hep haklı, Türkler daima haksızdı!
 Adanın sahibi biziz dediler!
 Her çözüm sürecinde türlü ayak oyunları sergilediler…
 Hep mağduru oynadılar!
 Dünyayı böyle kandırdılar!
 Aslında 50’li yıllardan bu yana mağdur olan Kıbrıs Türk tarafıydı,
 Kıbrıs’ta özgürce yaşamak, en az Rumlar kadar onlarında hakkıydı.
 Çünkü 1960 Kıbrıs Cumhuriyetini, Rumlarla birlikte kurmuşlar,
 O Gazi toprakları atalarından devir almışlardı…
 Yıllar boyunca; Kıbrıs Türk’ü adada özgürce yaşamak istedi,
 Hak dedi, hukuk dedi, bu ada benim de vatanım dedi…
 Ama Rumlar hep tersini söyledi, sen ancak azınlık olursun dedi!
 Yıllar yılları kovaladı. Nice müzakereler sonuçsuz kaldı!
 En nihayetinde bir çözüm süreci daha noktalandı…
 Kıbrıs’ta beklenen son yine aynı!
 Bu süreçte de Türk tarafı verdi, Rumlar yetmez dedi…
 AB üyesi olan adada: Türkiye’nin garantisi olamaz; Kıbrıs’ta yabancı asker, hele hele Türk askeri hiç bulunamaz dendi!
 Türlü olumsuzluklar sergilediler.
 Oyun yine aynı oyundu!
 Çözüm masasını, Türkler devirsin istediler;
 Ama oyunları sonuçsuz kaldı, kurdukları tuzağa;
 Ne adanın, Türkleri ne de Türkiye düşmedi.
 Aslında adada oynanan oyun da hiç değişmedi!
 Oyunun adı hep aynı!
 Kimi zaman Annan,
 Kimi zaman Butros Gali,
Şimdi de adı Guterres olan biri!
Ne Rum değişecek,
Ne Yunanistan, ne İngiltere, ne A.B.D;
Ne BM, ne de Avrupa Birliği…
Tıpkı Girit de olduğu gibi bekleyecekler! 
İstediklerini alıncaya kadar bekleyecekler…
Ama daha çok beklerler! 
Çünkü hala göremediler,
Çünkü hala öğrenemediler,
Çünkü hala anlayamadılar,
20 Temmuz 1974’te Kıbrıs’taki oyun çoktan bitti.
Ne Kıbrıs Girit olacak,
Ne göndere çekilen Al Bayrak inecek,
Ne de Mehmetçik gidecek.
Adanın kuzeyinde kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti;
Sonsuza dek yaşayacak…