‘’Açıl rahim
Açıl rahim
Bismillahi rahmani rahim''
Diye başlarken iki insan, gecenin, günün bir vaktinde, ot, saman, pamuk bir şiltede ya da toprakda, bir ağaç altında, su kenarında şehvetle sevişmeye, günaha mı girilmektedir yeni doğacak olan adına.
Kim, dünyanın en güzel eylemini, yoksulluğa, açlığa, kimsesizliğe yeni bir can getirmek için yapar.
Hangi çocuklar açlığa doğmaktadır, kimlerin çocukları en gelişmiş rafine damak tadı ile.
Hangi çocuklar cefaya...
Ya bu sefanın kaynağı ne
İnsanlık, ilkellik denen dönemlerden küreselleşmye bunun için mi zıpladı.
Küreselleşsin dünya itirazımız yok da küreselleşen dünya kimin sırtında kamburdur.
İnsan yavrusunun dünyaya gelmesi neden suç olsun.
Yoksulluğa doğması, borçlu doğması, okulsuz, hastahanesiz, oyunsuz doğması bir çocuğun, kimin suçudur, kimin günahı.
Tanrısı dindarların, bu suçu günahı yüklenmeyeceğine göre vebal kimin omuzlarına yüklenmelidir
Aynidir kuzeybatı çeyrek kürede doğan çocuklarla diğer bölgelerde doğan çocukların kimyası.
Bütün çocuklar insan olmak için doğarken dünyaya, bazıları niye işgücü olarak kaydolur kütüğe de az sayıdaki kuzeybatı doğumlular, el bebektirler gül bebek.
Acelesi var güneyde doğuda yaşayan insanların ve acele giderler ahir zaman tanrısının alınlarına yazdığı ecele.
Kuzey neresidir dünyanın, batı neresi, kim çekip çizgiyi demiş kii işte bu taraf batıdır, kuzeydir, bizim hayat alanımızdır. Geriye kakan da, deniziyle göküyle, dağı, ovası, madeniyle, ucuz iş gücü dediğimiz ve bundan böyle öyle anılacak olan, canlı türleri ile bizim iş alanımızdır. Oralarda kuracağız fabrikalarımızı, çünkü oralarda hayat yoktur, iş vardır.
İşin olduğu yerde de hava kirliliği çevre kirlenmesi siyanür artığı Çernobil sızıntısı gibi meseleler dert değil meseldir ki masal masal matitas...
İyi de, niye düşüyor şeker suya, kim düşürüyor,yoksul bırakılmışlar çok mu beceriksiz ve yeteneksizdir, yoksa açıkgözler, kurnazlar, pragmatistler, rasyonalistler bile isteye mi atıyorlar kendilerinden çok uzaklardaki topraklardaki şekeri, emip sömürüp bitirdikten sonra, posasını da kasıtlı olarak mı boca ediyorlar suya, hatta arseniğe.
Yoktur biliriz de, hani dünya küreselleşiyordu da, nimetler eşit paylaşılacaktı da, hepimiz kardeştik de, insan hakları evrensel beyannamesi vardı da......
Kaç avroyadır, damak tadı tuzu kuruların,kaç kuruşa doyabilir şekeri suya düşmüşler.
Suya düşen şekeri mümkün müdür kurtarmak.
İMF nin, Dünya Bankasının suya düşen şekeri kurtarmak için acil eylem planları, kriz masaları, vs leri vs leri var mıdır. Geçelim beslenmeyi de doyurması karnını, zeytini en ucuz peyniri katık ederek ekmeğine günde iki öğün bile olsa ağzına atacak iki lokma bulabilmesi ‘az gelişmiş’ devletlerde doğanlarınDalından koparmak için ayvayı elmayı narı, ne kadar emek harcamalı. Kaç liradır elma, emek kaç kuruş.
Lira nedir, kuruş ve emek.
Ya beslenmesi insanın.
Not : Şiir Orbay Deliceırmak.