Cumhurbaşkanı Eroğlu doğru söylüyor, güzel söylüyor.
Kıbrıs Türklerini daha fazla ambargo ve izolasyonlar altında tutmaya kimsenin hakkı yok...karşı tarafın hakkı yok da bizim de hakkımız yok.
Bu anlamda söylendiyse yerden göğe doğru olur bu söylem.
Bir örnekle açayım ne demek istediğimi.
Şu Maraş olayı var ya, konuyu hikayeye çeviren biziz.
Maraş’ın ne menem birşey olduğunu bir türlü anlayamadım.
Gel gör ki bizdeki politikacıların ezberi Maraş’ın kapsamlı bir çözümün bir parçası olduğudur.
Eroğlu böyle söylüyor.
II. Cumhurbaşkanı Talat da böyle söylüyor.
Ortak belgenin oluşmasındaki cesur görüşmeleri ile bilinen Dışişleri Bakanı Nami de böyle söylüyor.
Ve müzakereci Özersay da.
Nedir bu işin esbabı mucibesi bize de bir söyleseler!
Karşı taraf, Maraş’ı bir güven artırıcı önlem olarak görüyor.
Anastasiadis de, bu Maraş’ın açılmasını halkını bir çözüme ikna etmek üzere istediğini söylüyor.
Karşılığında da Kuzey’deki limanların açılmasını öneriliyor.
Mağusa ve Ercan tabii ki.
Böyle olunca alın size ambargo ve izolasyonlar için oldukça etkili bir çözüm.
“Hayır olmaz!”
Diyoruz, reddediyoruz.
Ben bu politikayı anlamıyorum.
Hele hele de iktifarın yani Cumhurbaşkanı, hükümet ve dışişleri olarak birlikte savundukları şu ‘kapsamlı çözümün bir parçası’ politikasını hiç mi hiç anlamıyorum.
Hep düşünüyorum da anlayamıyorum.
Nedir bu Maraş’ın önemi.
Askeri açıdan mı bize çok lazım!
Turizm yapacak başka sahilimiz mi kalmadı!
Ada sahillerinin çoğu bizde; otel konduracak yerimiz mi yok.
Yoksa hala daha şu ‘Maraş Vakıf malıdır’ iddiasına mı taktık kafayı!
Birileri birşeyler söylese de biz de anlayalım.
Sonra Maraş’ın tezelden inşaasının bizim Mağusa bölgesi için faydalarını çeşitli meselelerde yazdık.
Bir kere bölgede 10 yıllık bir inşaat ve yenileme süreci başlayacak.
8-10 binlik ola ki daha fazla işçimiz oralarda çalışacak.
Tarih meraklısı turistler Mağusa’nın suriçine doluşacak.
Ve Maraş’In açılması müzakerelerde elimizi güçlendirecek.
Daha ne yani.
Sakıncası varsa eğer birileri sıksın da rasyonel dilde kamuoyuna da açıklasın.
Bu birileri de II. Cumhurbaşkanı Talat olabilir.
Olayı Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun açıklamasının sakıncalı olacağı iddiası varsa bunu Talat yapmalıdır.

***

Tabii ki nihayi çözüm esastır.
Esastır da bu nihayi çözüme giden yolu şu Maraş olayı açacaksa bundan da kaçınmamak esas olmalıdır.
Sonra Talat’ı anlamak da kolay değildir.
Yakın geçmişte sık sık bir ‘anlaşmanın önünü açmak Türk tarafına düşer’ yollu açıklamalarda bulunmuştu.
İş icraata geldi mi niye ters bir tavır içerisine girmiştir.
Bir taraftan Eroğlu’na muhalefet edeceksin.
Beri yandan da onunla ayni çizgiye düşmekten çekinmeyeceksin!
Garip mi garip!

***

Bir çözüm bize çok şey kazandıracak.
Dünyaya açılacağız.
AB üyesi olacağız.
Gelecek nesiller iş bulma konusunda daracık bir adanın olanaklarının esiri olmayacak.
Okuttuğumuz çocuklar göz nurlarının hakkını Avrupa’da, Amerika’da dünyaya arayıp bulabilecekler.
Adada yaşayanlar ise daha iyi ekonomilk olanaklara kavuşacak.
Çok görmeyelim bunları kendimize.
Çözüm için elimizden geleni yapalım.