Kimsesizlerin kimsesidir diye de tanımlanabilir cumhuriyet.
Ve bir bakın bu güne kadar KKTC yi yönetenler, dönüp bir bakın arkanıza.
Baktınız mı. Ne gördüğünüz beni hiç ilgilendirmiyor. Sizin ne gördüğünüz arkanızda beni ilgilendirmiyor çünkü gerçekleri görmek istemediğinizi, görmeyceğinizi biliyorum
Benim ne gördüğüm sizi ilgilendirecek mi bilmem. İster ilgilenirsiniz, öz eleştirinizi yaparsınız ve isterseniz, zaten bu yazar bozguncunun teki deyip yolunuza tam gaz devam edersiniz.
Benim gördüğüm  cumhuriyeti kimsesiz bırakmak üzere olduğunuz.
Kimsesizlerin kimsesi diye tanımlanan cumhuriyet sayenizde bırakın kimsesizlerin kimsesi olmayı, kendisi kimsesiz kalıyor.
Çeki düzen vermezseniz kendinize, kimsesiz kalacak cumhuriyet ve siz batağa sürüklediğiniz bu cumhuriyetin nesi olacaksınız acaba.
Hatırlayın bir, 15 Kasım 1983 deki çoşkuyu ve araştırın sebebini o çoşkudan bu neme lazımcılığa nasıl gerilettiniz bu halkı.
Taaa en başa dönsek mi ne dersiniz.
İskan politikalarınızı üstünden yıllar geçse de irdelediniz mi. Kimi nereye ne amaçla iskan ettiydiniz ve eğer bir amacınız varsaydı o amaca ulaşabildi mi politikalarınız. Ulaşamdıysa ders çıkardınız mı. Çıkramış olsaydınız kırsal kesim arsası diye gündemlediğiniz ne idüğü belirsiz politikaları yine ve yine gündeme getirir miydiniz.
Öyle ya da böyle bir sosyal konut politikanız vardı ve yaptığınız en başarılı belki de tek başarılı icraat oydu. Niye vaz geçtiniz, hangi  kıramıyacağınız, (neden kıramıyacağınızı da söylerseniz ( gerçi biliyoruz ) iyi olur ) müteahhitler  çok para daha çok para kazansın diye mi yoksa. Sosyal konuttan vaz geçmenin yarattığı betonlaşmadan memun musunuz şimdi, çıkarmadığınız imar planlarından belli memnun olduğunuz.
Eğitim politikalarınızı hiç konuşmasak daha iyi olur, ilk-orta-lise düzeyinde eğitimimizin 1950 li 60 lı yıllarda bile bu günkünden çok daha iyi olduğuna tanıklık etmiyecek kimse yok.
1974 öncesi yapılmış olan Burhan Nalbantoğlu hastahanesinin yanına o kapsamda bir hastahane ekleyemediniz neden. Oysa 1974 öncesi çok daha kötü ekonomik ve sosyal konumdaydık biliyorsunuz. Cevabınız var mı. Dönüp bakıyor musunuz 40 yıllık hükümetlerinize.
İskan, sağlık ve eğtim politikalarınız şöyle bir göz attık, karanlığa battık.
Neyinizi azıcık da olsa savunabilirsiniz, birleşik faiz kepazeliğini mi, iki dudak arasına aldığınız vatandaşlık politikasını mı, kuruyan narenciye bahçelerini mi, tuzlanan yer altı sularını mı, sürekli kıldığınız kuraklık parasını mı, doğrudan destek primlerini mi, okulsuzlaştırdığınız köyleri mi 50 yılı bu halkın müzakere süreci adı altında, sizin elle tutulur hiç bişey yapamamanızla geçip gitmedi mi, evet müzakere sürsündü ama evimizin işleri de haline yoluna konulsundu. Niye bunu düşünemediniz ki.
Dağları denizi aşıp Geçitköy barajına gelen su Bostancıya gidemedi niye. Ve niye ey spor severler 82 çim sahası olan şu KKTC de 82 adet futbolcu yok.