Mütemadi bir adet haline gelen cinayetlerin sonuncusu, Gasfi Döviz Bürosu sahibi Gökhan Naim oldu.
Neredeyse gündüz sayılacak bir saatte cinayete kurban giden kurbanın soyadının “Naim” olduğunu duyunca, bir şimşek gibi kafamda gazeteci dostum, çok değerli silah arkadaşım Erdoğan Naim geldi birden aklıma.
“Herhalde cinayete kurban giden genç iş adamı Gökhan Naim, gazeteci, çok değerli insan Erdoğan Naim’in oğludur” diye kafamdan geçirmiştim.
Nitekim teşhisimde yanılmadım...
İnsanlar idealleri ve hayalleri ile yaşarlar.  Çocuğunu dünyaya getireceksin, onun en mükemmel şekilde okumasını ve yetişmesini sağlayacaksın, hayata atırılrken de ona yön vererek üretken hale getireceksin.
Rahmetlik Erdoğan Naim de öyle yapmıştı.  Bir gün kendisi ile gazetede buluştuğumuzda bana şöyle demişti, kendisine çocuklarını sorduğumda.
O bana aynen şu yanıtı vermişti:
“Ne yaşacaksın Osman kardeş...  Çocuklara yeni bir gelecek hazırlamak için küçücük bir döviz bürosu açtık.  Tabii ki herşeyin bir başlangıcı vardır.  Biz işi başlatır, onlar da geliştirirler.  Ben çocuklarıma güveniyorum.  Mutlaka zaman içinde kendi işlerini rayına oturtup, yollarını bulacaklardır.”
Cinayete kurban giden, hatta zamansız hayattan kopartılan oğlu Gökhan Naim’in bu acı haberi bana o anlamlı sözleri hatırlattı nedense.
Hangi baba, hangi anne böyle bir acıyı hak eder?  Veya hangi genç ve başarılı iş adamı böyle bir ölümü hak eder?
Buna resmen canilik demezler de ne derler?
Bu cinayeti işleyenler, ille de para uğruna Gökhan’ın canını almak için bir plan yapmışlar, sonra da içi para dolu çantayı almak için onu kurşun yağmuruna tutup öldürmüşler ve para çantasını alıp kaçmışlardır.
Bu acıyı ben de, en az aile efradı kadar yüreğimde hissettim diyebilirim.  Çünkü Gökhan’la kardeşinin Atatürk İlkokula gidişini hatırlarım.  Rahmetlik kayınvalidemin mahallesinde otururlar ve hemen hemen her gün onları mahallede görürdüm.  Çok efendi ve çok temiz çocuklardı.
Sanırım Gökhan’ın oğlu da tıp fakültesinin son sınıfında veya fakülteyi bitirmek üzeredir.  O da istemez miydi oğlunun başarısını görmek?
Ama gelin görün ki, gözlerini para hırsı bürümüş birkaç cani onu hayattan koparmış ve o aileyi ve eşi ile çocuklarını büyük acılara gark etmiştir.
Bu cinayeti işleyenler ve o paraları alanlar paraya doyacaklar mı? Ben şahsen doyacaklarını sanmıyorum.
Hani “Alışan can paraya ve cinayete doymaz” diye bir söz vardır.  Ne malum bu canilerin bir başka dövizcinin kapısını çalmayacağı?
Bu vakada polisin mutlaka ama mutlaka bu katilleri yakalayacağını ve adalet önüne koyacağını düşünüyorum.  Polisimiz bu konuda çok başarılıdır.  Bugüne kadar kaç tane cinayet işlenmişse, mutlaka iz sürerek katilleri yakalayıp adalet önüne çıkarmıştır.  Bu vakada da suçluların yakasına yapışıp, yargı önüne çıkaracaktır diye düşünüyorum.
Gazfi Döviz Bürosu’na yapılan bundan önceki saldırı,14 Eylül 2018 taihinde gerçekleşmiş, sonra da 14 bin TL parayı alarak oradan uzaklaşmış..  O kabul edilmez saldırı gerçekleşince rahmetlik Gökhan şöyle bir yorum yapmış:
“Bu ülkede ne can, ne de mal güvenliğimiz kaldı.  Artık birşey yapılmalıdır.”
Rahmetlik Gökhan doğru söylemiş.
Gerçekten bu ülkede ne can, ne de mal güvenliğimiz kaldı.  Peki bu işin sonu ne olacak?  Cinayetler daha da artacak mı?  Masum insanlarımız, gözünü para hırsı bürümüş katiller tarafından kurşunlanarak sokak ortasında can mı verecek?
Şu anda şu soru geliyor akla:
“Her dövizcinin kapısına bekçi veya polis mi koyalım?”
Bilemiyorum...
Kaç tane dövizcinin işyerine silahlı saldırı oldu bugüne kadar onun hesabını kitabını tutmadık ama, pek çok vaka meydana gelmiştir.  O halde bütün vövizciler tedbirlerini çoğaltsınlar
Bu olayda dövizci Gökhan Naim’in hayatını riske attığını bile düşünüyoruz bir an için.  O riske atma, “Gökhan’ın saflığına ve ard düşüncesi olmamasına” bağlıyorum.
Neden kendini riske atmış?
O kadar parayı neden taşıyordu ve neden hırsızlara hedef oldu?
Bunun için belki bir başka tedbir düşünmeliydi diye düşünüyorum.  Mesai saatinde katiller neden ofise saldırmamışlar?  Saldırmamışlar, çünkü her gün onun çıkış saatlerini ve içi para dolu çanta ile evinin yolunu tuttuğunu biliyorlardı.  O nedenle onu tuzağa düşürüp hem parasını, hem de hayatını almıştır şu caniler.
Ne desek boş.  Bir hayat daha bazı gözü dönmüş kişiler tarafından bitmiş ve dünyadan kopmuştur.
Allah’tan ona gani ani rahmet, yaslı ailesine başsağlığı dilerim.