Yere basmalı siyasetçinin ayağı. Sanat uçabilir ve fakat siyaset gerçekçi olmalıdır.

Yolsuzluklara son vermek de yolsuzlukların hesabını sormak kadar önceliklidir.

1974 sonrasını pertavsız altına alalım.

Evet alalım.

Ve fakat yeni baştan bir hayatı kurmak için de davranalım.

KKTC devleti nerdeyse yeni baştan kurulmayı gerektirecek kadar çürümüştür.

1975 iskan dairesi ve memurları ile başlayan çürüme bu günkü noktaya gelmiştir ve bu günkü durum, hepimizin ortak suçu günahı ayıbıdır.

Balık her yerinden kokar ve balıktan şikayeti olanlar balığı baştan kokladığı içindir ki baştan kokar derler.

Okullar kokuyor mu, evet kokuyor, öğretmenlerin koktuğu kadar kokuyor öğrenciler de ve öğrencilik, öğretmenlik kokunca kokar okul da eğitim de.

Kokuyor mu tarım bakanlığı, kokuyor, ya köyler, köylüler ve arpa buğday, fasulye, domates, patates kokmuyor mu.

Gümrükler kokuyor mu, kokuyor ithaltıyla ihracatıyla, ithalatçısı ve ihracatçısıyla kokuyor, gümrükten mal çekenleriyle kokuyor, ilgili bakanlığıyla ve memurlarıyla kokuyor.

İnşaat sektörü kokuyor, anadan atadan kalan çocukluklarını yaşadıkları evleri hiç düşünmeden satan mirasyedi hovardaları ile, satın alan yap satçılarıyla kokuyor, master plân yoksa biz de bu mimarlığı mühendisliğ yapmıyoruz artık diyemiyen, teknik elemanları, inşaat ustaları, inşaat ırgatları, belediyeleri, şehir planlama dairesi ilgili bakanlık olarak kokuyor.

Sokaklar kokuyor, dükkanlar evler, kaldırımlar parkeler, pencereler kapılar, ne varsa gözün gördüğü, tuttuğu elin ne varsa kokuyor.

Durup, dikkatlice bakıp, anlayıp öğrenip yeni baştan başlamak günlerindeyiz.

Yüz yılı aşkın bir sorun olarak benliğimizi esir alan Kıbrıs Sorunu denen bu masgaralık koktu ve her şeyi , hepimizi kokuttu kendisiyle beraber.

1878 de başlayan bu sorunu biz 1963 de fiilen başlayan elle tutulur direnişimizle sonlandırmıştık.

Önce bizi kokuttular Confilict resulations ile ve bizden yayılan koku sardı memleketi.

Biz başaramayız, biz bişey yapamayız kokusudur bu ve leşten beterdir.

Kokuşmuşluktan kurtulmak bilgi ve dürüstükle vicdan ve adaletle donanıp işlere dört elle sarılmakla olasıdır.

Aksı halde ikisinden biri bizi yutacaktır