Geçen gün Karpaz sularında yakalanan köpekbalığı, insanları hem düşündürdü, hem de korkuttu.
Verilen haberlere göre 4 metre boyundaki köpekbalığı, sırf avlanmak için yakalanmamıştır.  Tesadüfen balıkçıların ağlarına takılan bu canavar balığın durumu, gerçekten ülkede tartışma yarattı.  Balıkçılar birliğinden yapılan açıklama, balıkçıların mineri avlanmak için ağlarını attıklarını ama bu kocaman köpekbalığının ağlara takıldığını söylüyor.
Öte taraftan Hayvancılık Dairesi Müdürünün yaptığı açıklama ise, yakalanan balığın türünün, ülkemizde avlanması yasak olan balıklardan olmadığı yönündedir.
Bana göre bu konuyu daha fazla dallandırıp budaklandırmadan kapatmak lazım.  Tamam...  Alışık olmadığımız bir durumdur, anladık.  Ya turizm sezonunun açıldığı bu zamanda “Kıbrıs sularında köpek balıkları dolanıyor” düşüncesini de bertaraf etmek lazım.
Özellikle turistler bu tür şeylerden çok çekinirler ve bu sularda yıkanıp yıkanmamak için hayli düşünürler.
Ben şahsen bu kocaman köpekbalığının fotoğrafını görünce, hayri ihtiyari aklıma ünlü “Jaws” filmi geldi.  Hani Amerika’nın belli turistik sahillerinde plajda yıkanan insanlara saldırıp parçalandığını gösteren o korkunç film...
Sanırım son beş yıl içinde dört beş tane köpek balığı yakanlandı.  Küçüklü büyüklü balıklar...
O zamanki haber bile hepimizin ürkütmüştü.
Televizyonda izlediğimiz bazı belgesellerde köpekbalıklarının ne kadar saldırgan olduklarını görüyoruz.  Tabii ki, bilim adamları köpekbalıklarının türlerine göre bilimsel açıklamalar yaparlar.
Kimisi “Bu köpekbalığı insanlara saldırmaz” der, kimisi de, “Filan türü en acımasız ve en saldırgan olanıdır” der.
Hiç balıktan anlamayan veya o görüntülerle denize girmekten çekinen insanlar ne bilsinler olası bir köpekbalığı ile denizde karşı karşıya geldiklerinde başlarına gelebilecekleri.
Mesela açık denize sahili olan beş yıldızlı oteller, beliki de düşüneceklerdir plajlarının açığına ağlar germeye.   Bu bir tedbirdir.  Fakat külfetli olacak bazı tedbirler de insanlara huzur vermek için alınmalıdır diye düşünüyorum.
Kimi insanımız da şöyle düşünebilir:
“Hadi canım siz de...  Bir köpekbalığı yakalandı diye şimdi sahilleri ağlarla mı koruyacağız?”
Esasında bu ve buna benzer düşünceler, insanların köpekbalığı yüzünden psikolojilerinin bozulabileceğini gösterir.  Bir yerde bu durum, insanlara göre değişiyor.
Ben şahsen yaz mevsimi geldiğinde ve denize girdiğimizde hep aklıma şu köpekbalığının korkunç resmi gelecek.  Haksız mıyım o görüntüyü hatırlamakta?
Öyle gösteriyor ki, yazın göbeğinde denizden fazla havuzda yüzecek ve sporumuzu da yapacağız.
Bazen de deniz ve deniz hayvanları bilimcileri yorum yaparlar, balık sürülerinin türlerine ve izledikleri rotası üzerine.
Özellikle İstanbul Boğazı, Akdeniz ve Karadeniz bağlantılı deniz akımları, pek çok alışık olmadığımız balıkları bu karasularına sürüklerler.
Hatırlarsanız yunuslar sürüler halinde bir ara sularımıza kadar gelmişler, sonra da çekip gitmişlerdi.  Hatta bazı balıklar yollarını şaşırıp Karadeniz sularına dalınca, artık geri dönemiyorlar.
Daha fazla ne diyelim ki...  Adı üstünde... Köpekbalığı.