Kralı kral yapan anası değil tebasıdır, der İngiliz atasözü.

Her halkın lisanında da eş anlamlısı mutlaka vardır.

İngiltere de ve az saydıdaki diğer birkaç ülkede devam etse de krallık, padişahlık, imparatorluk dönemi aşılmış bitmiştir…

Velâkin yukardaki ata sözü aşılmamış tam tersine yaygınlaşmış, gündelik hayata girmiştir.

Kraliçeden beter değil miydi Demir Leydi.

Ve Doğu Perinçek ile Kemal Okuyan kendi partilerinin kralları değil midir.

Zor iştir demokrat olmak.

Demokrasi partilerin varlığını gerekli görür.

Görsün de ve fakat parti üyeleri teba olmayı ellerinin tersi ile itmeden demokratik bir sistem olası mıdır diye sormak, sorgulamak iktiza eder.

Tebanın, krala kraliçeye sorgusuz sualsiz sorgulamadan itaati, boyun eğmesi o dönemlerin alışkanlığıydı.

Bu gün parti üyesinin itaatkâr olması hem partinin hem hayatın zararına işlerken, itaat eden, sorgulamadan biat eden üyeyi de alır kendinden de Taliban eyler. Birey olur da çakılır kalır sustalı misali.

Uyum içinde olmak elbette önemlidir.

İnsanların uyumu fikirlerin de uyumunu gerektirir mi ille de.

Uyumsuz fikirlerdir uyumlu fikirlerin eskidiğini sezmenize yol açacak olan birincil şey, tabii ki sezgi gücünüz varsa ve sezgisel akla evrildiyseniz.

Kralı olan bireyin, teba olması kaçınılmazdır ve buna bağlı bir diğer kaçınılmazlık da, kralı olan bireyin kendi kralına hakaret eden bireylerin krallarına ve bireylerin kendilerine,  ana avrat, dümdüz, dam dingil saydırmalarıdır.

Birey, ki topluluğu oluşturanlardan her biri diye de tanımlanabilir. Dikkat, dikkat ki yaman çünkü burada topluluğun homojenliği söz konusu.

Homojen topluluklar tehliklelidir,  aynı şeyi söylerler, hatırlayın kalabalıklara hep bir ağızdan şarkı söyletemezsiniz ve fakat marşa bir başladılar mı çoştukça çoşarlar sloganlara devrililer.

Slogana devrilen kalabalık anında kitle olur, artık o tebadır sloganı attıran da şah, padişah kral, en yaygını da BAŞKANIM demeniz.

Tanrı sizi kralına bağışlasın.

Bireyliği sevdiniz, oysa yurttaş ve insan olmak zor