7 yaşından beri resim ile uğraşan Salih Mustafa Çizel, “insanların resimlerimde gördükleri farklı renk ve çizgiler, yaşanmışlıklarına göre farklı yorumlamalar yapmalarını sağlıyor. Böylece eserlerimde herkes kendince bir anlam ve heyecan bulabiliyor.” dedi.  

Soru: Kendinizden bahseder misiniz?
Salih Mustafa Çizel: “1946 yılında Kıbrıs'ın kasabasında  doğdum ve bu Kasabanın İlkokulu'nda okudum. Sonra da sırasıyla Bekir Paşa Ortaokulu Amerikan Akademi ve Bekirpaşa Ticaret Koleji'nde öğrenim gördüm.
Okul sonrasında kendi azmim ve resim öğretmenlerinin katkılarıyla resim sanatını öğrenmeye çalıştım. 
1970- 1974 yılları arasında ticari hayata başladım fakat resimden hiç kopmadım araştırmacı kimliğim sayesinde ahşap, kağıt, deri, çeşitli madenler ve materyaller üzerinde boyama-çizim tekniklerini kullanarak farklı deneyimler edindim.”

Soru: Resim yapmaya ne zaman başladınız? Sizi resim yapma sanatına yönlendiren ne olmuştu?
Salih Mustafa Çizel:
ilkokuldayken resim yapmayı sevmeye başladım. Öğretmenlerim bana çalışma zevkini aşıladıktan sonra  bir yandan da boya ve çizim zevkini tattırdı.
Aşağı yukarı 7 yaşından beri resim sanatı ile uğraşıyorum.

Soru: Bir ressam olarak etkilendiğiniz bir sanatçı var mı?
Salih Mustafa Çizel: Benim okuduğum okullarda özellikleri resim sanatı dersi yoktu resim dersi vardı.
İlk etkilendiğim sanatçı Van Gogh oldu. Daha sonra Edgar Degas gibi  ressamlar da  etkili oldu. 
Bazen birebir kopyalamalar yaptım. 
Daha sonra dış dünyaya çıkıp müzeleri, galerileri gezdim. Böylelikle bilgimi arttırdım ve her zaman da bilgimi arttırmaya devam edeceğim. Amacım sürekli bilgilerimi yenilemek. Dolasıyla gezdiğim gördüğüm bütün eserlerden bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
Şu anki eserlerinde tamamı ile değişime uğradım. 
Etkilendiğim bir şey kalmadı artık kendi ruhumdan bir şeyler etkilenmeye başladım. Bu da demek oluyor ki 30-40 seneden sonra değişimi uğradım. 
Sebebine gelince konularda daha fazla zenginliğe ulaştım. Renklerle çizgilerle desenlerle birlikte ruhumda daha fazla tatmin oluyorum. 
İlk zamanlarda eserlerimde başka bir şeylerden etkilendim doğrudur ama şu an kendi yolumu buldum.

Soru: Felsefi olarak ne tür resimlerden etkileniyorsunuz?
Salih Mustafa Çizel:
genellikle Kıbrıs'ın varoşlarında ki eski tarihi kalıntıları çizerdim. Eski evleri yandırırdım. Gemiler, takalar,eski tarihi eser kalıntılarını çizmekten keyif alıyordum.
Genellikle maviyi çok kullanırdım. Birçok zamanlarda çiçek çizdiğim çok olmuştur. Hatta birkaç sergim de Kıbrıs'ın çiçeklerini sergiledim. 
Kıbrıs'ın çiçekleri dediğim zaman, bilhassa  kendi çiçekleri  olabilir ama bütün bu tabiat örtüsüne sahip Akdeniz ülkelerinin ve bilhassa Türkiye'nin de aynı çiçeklere sahip olduğunu öğrendim . 
Hem çiçek resmi yapardım hem de inceleme yapardım. Çünkü çiçekler de renk armonisi vardır. Bunlar resim çizmem de çok etkili olmuştur. Dolayısıyla manzaralar da kendi renklerimi kullanırdım. Uzun zaman spatula ile çalıştım. Daha sonra fırça ve spatula ondan sonra da parmaklarımı dahil ettim. 
Şu anda spatulayı zaman zaman da serpme boyayı kullanıyorum. Tüm bunlar kendi buluşlarımdır. 

Soru: Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz ve çalışmalarınızda vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Salih Mustafa Çizel:
şu anda soyut ağırlıklı çalışmalar yapıyorum. Soyut resimde duygu ve düşüncelerimi daha rahat aktarıyorum ve konuları daha kapsamlı işleyebiliyorum. İnsanların resimlerimde gördükleri farklı renk ve çizgiler, yaşanmışlıklarına göre farklı yorumlamalar yapmalarını sağlıyor. Böylece eserlerinde herkes kendince bir anlam ve heyecan bulabiliyor. Benim yarattığım eserlerde İnsanlar kendilerini buluyor. Bu değişimi sürekli devam ettiriyorum ve bu durumdan da büyük bir haz duyuyorum 

Soru: Eserlerinizi yaparken hangi malzeme ve boya çeşitlerini kullanıyorsunuz?
Salih Mustafa Çizel: Eserlerimde bir değişiklik yaptığım gibi boyada da bir değişikliğe gittim. 
Yağlı boyadan akriliğe döndüm. Akriliğe dönmemiz sebebi boyanın erken kurumasıdır. Bundan hoşlanmıyordum ama şimdi hoşlanıyorum çünkü kendi tekniğime daha yakın buluyorum.
Erken korumasından ziyade sağlık açısından diğer boyalara göre daha sağlıklı buluyorum. 
Bütün bu değişimlerle birlikte malzemede de değişiklikler oldu. Aldığım sonuçlarda beni tatmin ediyor.

Soru: İlk resim yapmaya başladığımızdan bu yana ne kadar bir değişiminiz oldu?
Salih Mustafa Çizel: Geçmişte objeye baktığımız zaman objenin aynı olmasa bile temelde bu  gözle görülebilirdi. Daha sonra o temele  kendimden de bir şeyler ilave  etmeye başladım. 
Beğenmediğim, kendimce tatmin olmadığım renkleri ve çizimleri kendi renklerime dönüştürmeye başladım.
Fakat zamanla bu da beni mutlu etmedi. Dediğim gibi soyut sanata geçiş yaptım.
Geçmiş yıllarda birgün somuttan soyuta geçiş fikrim vardı. "Bir gün soyut resim yapacağım ama şimdi değil" derdim. 
Bu fikrimi ertelemiyordum sadece içten bir fikrin gelmesini bekliyordum. Seneler sonra o arzunun içimde doğduğunu hissettim.
Doğrudan doğruya soyuta girmememin sebebi belki de hazır değildim. Yani o doygunluğu sahip değildim. İnsanın hem beyninin  hem de  ruhen bir doygunluğa ulaşması gerekiyor. Ben bunu bu şekilde yorulmuyorum. 
Çok kıymetli bir öğretmenim vardı. Bana şöyle dedi "Sakın ola şu an soyut resim yapmaya kalkışma yoksa içinden çıkamazsın." Çünkü bütün resimlerde bir felsefe bir kaynak vardır. 
Geçmişte daha basit fikirler ile yaratılan eserlerden ziyade şu an daha derin manalar ve renkler taşıyan çizgiler vardır. Demek ki zamanı geldi ki ben bu değişimi yaşadım.

Soru: İnsanlar eline kalemi ancak can sıkıntısı içerisinde olduğu zamanlarda alıyor. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz.
Salih Mustafa Çizel: Eskiden resimlerimi sürekli  çizerdim çizerdim çizerdim... Şu an kalem kullanmadan  sadece boya yaparak resimlerimi çiziyorum.
Boya yaptığım zaman hayal dünyam daha genişliyor.
Resim yapmaya başladığım zamanlarda boya ve çizgiler bana neler yapmam gerektiğini anlatıyor.
Haber ve Röportaj: Esengül Aykaç
VATAN ÖZEL

Editör: Mehmet Kasimoglu