Leymosun’da çok büyük bir kumarhanenin açılmış açılması, turizm ekonomisine büyük oranda bağımlı olan güney Kıbrısın turizm gelirlerinde, artışlar sağlayacağı çoktan hesaplanmıştır. Bu devasa kumarhanenin müşterilerinin çoğunluğunun turistler olması da beklenmekte ve istenmektedir.
Kumarın eğlence sektörünün bir parçası olarak değişiklik ve heyecan arayan turistler için çok cazip ve ışıklı egzotik ortamlarda sunulması, onun cazibesini daha da artırdığı bilinmektedir.
Leymosun kumarhanesinin güneydeki yerlilere açık olup olmadığını henüz bilmiyorum. Ancak yıllardır kuzey Kıbrıs’taki kumarhanelerin müdavimleri olan Rum adadaşların, serbest girişe sahip olmaları halinde, bir bölümünün de olsa Leymosun kumarhanesini tercih edecekleri düşünülebilir.
Kuzey Kıbrıs’taki kumarhanelere girmeleri “yasak” olmasına karşın, buralardaki kumar eğlencesi ve heyecanına kendilerini kaptıranların, bundan sonra Leymosundaki kumarhaneye de dadanabileklerini  söyleyebiliriz. Bu nedenle hem güney Kıbrıs’tan gelen kumarhane müşterilerin sayılarının azalabilecek olması, hem de kuzeyden güneye gidip şans oyunlarına kendilerini vuracak olanların olması, buralardaki kumarhanelerin gelirlerini  azaltacak gibi duruyor.
Ne var ki yıllardır müşterisi oldukları kumarhanelerde aldıkları “ekstra” hizmetlerin ve özel muamelenin de tiryakiliğine alışmış olanların öyle kısa zamanda kumarhane kapılarını değiştirmeleri de beklenmemelidir. Yine de Leymosun’un yeni açılan devasa kumarhanesi ile bizdekiler isteseler de istemeseler de bir rekabete gireceklerdir. Yakında kumarhaneler arasındaki rekabetin yeni uygulamalarını görebiliriz
Ulaşım, yeme içme ve geceleme giderleri üzerinden bir yarış olmasını bekliyorum doğrusu. Kumarclara verilen “bonus”la zaten biliniyor. “Oyna da gorkma” cinsinden.. Bu kumarhane muhabbetine de nereden girdim doğrusu?
Geçen günkü hükümet basın toplantısında, Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın, KKTC vatandaşlarının kuzey Kıbrıs’taki kumarhanelere girebilmesinde yeni  serbestleştirici düzenlemelerden söz etmesi ve bunun diğer bakanlar tarafından yersiz bulunmasının ötesinde alenen eleştirilmesi sadece bende değil, kamuoyunda da bazı zilleri çaldırdı.
Dünkü sosyal paylaşım mecralarında ülkemizdeki kumar olayı; traji-komik ve finansal boyutlarıyla, sosyal etkileri ve tepkileriyle tam gün gündem yaptı durdu. Bu gündem içerisinde Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay’ın hükümet olarak, “serbestleştirme” plan ve çalışmalarından habersiz olduklarını duyurması, kumar oynatılan yerlerden vergilerin daha etkin toplanılmasının altını çizmesi anlamlıydı doğrusu. 
Leymosundaki kumarhaneye gidecekler varsa gideceklerdir. Oraya dadanacaklar varsa da dadanacaklardır. Bundan yola çıkarak, kuzeydeki kumarhanelerin “yerli müşteri” kayıplarının başka yerlilerle nasıl ikame edileceğinin peşine düşülmesini doğrusu yadırgamamak elde değil.
Zaten döviz dalgalanmaları ile satın alma gücü son aylar ve haftalarda bayağı gerilemiş olan yurttaşlarımız için “çare” olarak kumarhane kapılarının sonuna kadar açılması mı kalmıştı yapılmayan.
Maliye Bakanı söylemiş zaten, Türkiye Cumhuriyeti başkanı Erdoğan’a , “ T.C’deki para dalgalanmalar buralarda tsunamiler yaratır” diye..
Yasak da olsa kaçak da olsa Kıbrıs Türklerinin bünyesinde, kumar bağımlılığının yarattığı tsunamilerden de Sayın Denktaş’ın haberi vardır mutlaka.
Yasal olmayan ve kaçak olan kumarı önlemek. Yasal olan kumardan devletin hakkı olan vergileri toplamak Maliye Bakanlığının görevidir. Olası yerli kumar müşterileri kayıplarının gailesini çekmek, hem de halen toplumun yaşamakta olduğu kumar alışkanlığı  ve bağımlılığının yarattığı sosyal tsunamileri de es geçmek çok “yaman bir sorun annem”.
Sayın Maliye Bakanı dilerse hukukçularımıza sorsun KKTC mahkemelerindeki kumar davaları ve kayıplarını ve kumar yüzünden dağılan yıkılan evlilikleri. Yaşanılan perişanlıkları! Kendisi isterse birkaç psikiyatriste sorsun yaşanılan dramları.
Kumarhaneler üzerinden siyaset yapmak doğrusu çok da kolay değildir. Biliyoruz ki Leymosundaki gumarhane de komşumuzda yıllarca tartışıldıktan sonra açılabildi. Kumarhane olayının denetimi ve denetim boyutları çok geniştir ve çok ciddi bir devlet anlayışı gerektirir.
Böyledir diye kumarhanelerimizi mi kapatalım? Hayır kapatmayalım ama ciddi ciddi denetleyelim ve de bu elimizde galan Kıbrıs Türk toplumcuğunun son numunelerini de rulet masalarında kurban etmeyelim; derim.
Yoksa halimizi Gadriyaba’ya da anlatamayız bu gidişle.