Kıymeti harbiyesi nedir kişinin en iyi kendi bilir.

Bilir de hem kabullenmez hem de kondurmaz.

Kurnazlığa yatır.

Mağrurdur aslında, kıl aldırmaz burnundan, kibirlinin önde gideni olduğunu çok iyi bilir, bilir bilmesine de ahali ile seçmenin arasındaki ilişkiyi de iyi bilir.

Hiç umursamadığı ahalinin seçim sathı mealine girildiğinde seçmen sıfatı ile işine yarayacağından hareketle gönlünü çalmaya çalışır.

Öyle ki şu kadar yıllık ömründe gitmeyi aklına bile getirmediği köylerin, mahallelerin sokakların, evlerin yollarına düşer.

Mağrurdur,  o cihetle yapacağı ilk ve neredeyse tek şey mağduru oynamaktır.

Mağduru oynamakta mağrur kadar başarılı başka hiçbir Shekespeare oyuncusu yoktur.

Ne demişti ,  William Shekespeare, seçim bir sahne, aday olan ben de bir oyuncu.

Oynar hem de nasıl oynar.

İşinde gücünde, aş peşinde, kendi ilgi alanlarıyla meşgul insanlar mağrur olmak derdinde olmadıkları gibi mağdur pozlar da vermezler.

Halktan biri olmanın eşsiz bir keyfi var onu yaşar caka peşinde, makamdan, maaştan mütevellit itibar peşinde koşmayanlar.

Birbirlerinin derdine derman olan insanlar topluluğuna halk, millet denebilir ve halk birbirine minnet duyguları ile de bağlıdır.

Minnet duygusu,  kendi içine kendi derinine yolculuk yapmayanlar için ağır bir duygudur, mağrurlar bunu  kaldıramazlar, düşkünlük sanırlar ve işte bu nedenle mağduru oynamaya heves ederler.

Yakın coğrafyalarda yıllar var ki mağrurların mağdur rolü oynadıklarına tanıklık ettik.

Benzeri bizde de oldurulmaya mı çalışılıyor