Dün dünya devletlerinin SSCB hariç Türkiye’ye DARBE karşısında itidalli davran çağrısı yaptığı noktasında kalmıştık. Hiçbir devlet darbeye karşı çıkmamış ve durumu kabul edilemez bulmamıştı.


"İTİDALLİ" davransaydı Türkiye…..

Temmuz ayı başından itibaren "darbe" söylentileri ve haberleri hem basında hem diplomatlar arasında hem de fısıltı gazetelerinde sürekli günceldi.

Darbe Pazartesi günü kuşluk vaktinde yapılmıştır, Makarios "darbeden" önceki Cuma günü, mesai bitiminde Lefkoşa’yı, başkanlık makamını terk ederek hafta sonu tatili için Trodos’daki yazlık malikânesine gitmiş ve huzur içinde tatil yapıp, Pazartesi Trodos’dan lefkoşa’ya doğru hem de korumasız olarak yola çıkmıştır. Darbeciler Makarios’un Trodos'da olduğunu ve dönüş yoluna çıktığını bilmektedir. En ufak bir suikast ya da tutsak etme girişiminde bulunmamışlar ve sadece birkaç saat sonra küçük kalibreli top atışları ve makineli tüfeklerle sarayına taarruz ederek canına "kast" edecekleri hazretlerinin, sağ salim sarayına avdet etmesine seyirci kalmışlardır.

Bu kadarla da bitmedi...

Bay Makarios, o gün sarayında Mısır’dan gelen 40 Ortodoks öğrenciyi ağırlamaktadır ve saraya saldırı gerçekleştirilir, makineli tüfekler tarrakalarla (gümbürtü) işlemekte, saraya top atışı yapılmaktadır. Ne Makarios’un ne de misafir öğrencilerin burnu bile kanamaz. Makarios sarayının arka kapısından elini kolunu sallaya sallaya çıkar. (Aptal darbeciler Makarios’un tek kaçış yolunda tedbir almayı aptallıklarından dolayı düşünememişlerdir!) Yoldan çevirdiği bir arabaya biner ve arabanın benzini az olduğu için benzinciye girerler benzin alırlar, Baf’a doğru yola çıkarlar. Darbeciler o kadar ahmaktırlar ki, Başkanlık Sarayının tek kaçış yolunu kapatmadıkları gibi, Lefkoşa- Baf yolunda da yine tertibat almazlar ve avı ellerinden kaçırırlar.Bütün bunlar ayniyle vakidir.

Ve dönelim yine Hz Hristofyas yoldaşın Sessizleştirilen Tarih kitabına, sayfa 71 paragraf 1:

"Makarios’a sadık subaylar anlatılarında, ona (Makarios’a. C.D ) bu cesur telgrafından sonra Yunanlı subayları gece vakti ordugahlarından toplayıp Kıbrıs Hava Yollarıyla Atina’ya geri göndermelerini önerdiklerini yazıyorlar. – Madem bu hareketi yapıp bu ültimatom mektubu Gizikis’e gönderdiniz Başpiskopos hazretleri Biz Kıbrıslı subaylar verdiğiniz ültimatom süresi dolmadan kışlalardaki tüm Yunan subayları toplayarak uçaklara bindirip Yunanistan’a geri göndermeye hazırız. Limanlar ve havalimanlarında da Kıbrıs Cumhuriyeti’ni korumak üzere önlemlerimizi almalıyız."

Evet 1974 Temmuzunda AKEL’in çömez üyesi olan Hristofyas yoldaşın ta Prag'da 13 Temmuz'da duyduğu darbeye Makarios’un hazırlıksız yakalandığına halâ daha inanıyorsanız 1974 Temmuz başlarında ordudaki subayların "Yunan subaylarını derdest edip gönderelim" teklifini Hz. Makarios niye kale almadı sizce?

Benim cevabım şu: 15 Temmuz darbesini organize eden Makarios’un ta kendisidir. 2 Temmuz 1974'de Gizikis’e yazdığı mektupdaki, "Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Enosis olacaksa son verilebilir, Enosis olmazsa cumhuriyet güçlendirilmelidir" bunun itirafıdır. Enosis gerçekleştirilemedi ve şimdi Kıbrıs Elen Cumhuriyeti güçlendirilmeye çalışılmaktadır...

İtidalli davransaydı Türkiye bu gün bayram günü olacaktı Kıbrıs Hellenizmi için ve ANAVATANLARI Yunanistan’la birlikte kutlayacaklardı.