1 AĞUSTOS TOPLUMSAL DİRENİŞ BAYRAMIMIZI KUTLARKEN, yine bazı malum çevreler, ısıtıp, ısıtıp Maraş konusunı önümüze koyuyor.
TÜRK MUKAVEMET TEŞTİLATININ kuruluş amacı, Kıbrıs Türk toplumunun güvenliğini sağlamak, Rumlar ve Yunanlılar tarafından 1960 Antlaşmalarına aykırı, gayrı yasal olarak gasp edilen toplumsal ve bireysel haklarımızı savunmak ve geri almak içindi. Kimseler TMT yi karalayarak, itibarsızlaştırmaya çalışmasın. TMT de hepimiz görev aldık, hepimiz Mücahit olarak şerefle görev yaptık.
Şimdilerde esefle izliyorum BİREYSEL HAKLARIMIZI BİZE RUMLAR İADE ETSİNMİŞ ve karşılığında biz de TÜRKİYE’den vaz geçip bağlarımızı koparmalıymışız… Bir de tabii Rumların bireysel hakları varmış. Bu anlam da onlar da evlerine dönme hakkına sahiplermiş diye propaganda yapıyorlar.
İyi güzel da 1975 MÜBADELE ANTLAŞMASINI BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN HUZURUNDA NİYE YAPTIK ? BU ANTLAŞMA ULUSLAR ARASI BİR ANTLAŞMA DEĞİL Mİ?
O GÜN TAKASI KABUL ETTİĞİNİZ GÜN, MAL MÜLK KONUSUNUDA ÇÖZECEKTİNİZ… ŞİMDİ ARTIK 43 YIL SONRA ‘TOO LATE’ der İngiliz. GEÇİKTİK SONRA DA, ARTIK HİÇ ÇÖZÜLMEZ.
RUMLAR KENDİLERİNİ KIBRIS’DA TEK EGEMEN GÖRDÜKLERİ SÜRECE ve 1960 ANTLAŞMALARI NEZDİNDE İKİ TOPLUM TARAFINDAN ORTAK KURULAN CUMHURİYET’DE Kİ HAKLARIMIZI GASP ETMEYE DEVAM EDERKEN HİÇ BİR ANTLAŞMA OLMAZ.
Crans Montana’da Rumların hakimiyet anlayışı ile çöken müzakereler neticesi, yeni yeni tekrardan MARAŞ konusu, ısıtılıp, ısıtılıp önümüze konuyor. Ne imiş efendim Maraş’ı verelimmiş da, onlar da Mağusa Limanını Uluslar arası trafiğe açsınlarmış… O zaman ayni protokolle Ercan’ın da açılmasına  imza atın. Ancak Maraş Evkafın malı ve mali yönetimi ona ait olmalı. Şayet samimi iseniz, alın Maraş’da size verlen koçanları EVKAF’a müracaat ediniz… Bakalım O koçanları nasıl elde ettiniz bir görelim…
DEĞERLİ DOSTUM TANER DERVİŞ BEYİN YAZISINI AŞAĞIDA BİR KEZ YAYINLAMAYI UYGUN GÖRDÜM. BAKINIZ NELER DİYOR… ve Bizi Feto gibi Cemaat ( Tarikat) vakıflarına karşı uyarırken, neden mevcut Evkaf yönetimin sesiz kalıp, etkin ve fiili bir şekilde hareket etmediğini sorguluyor…
 (VAKIFLARA AİT YAVUZ ÇIKARMA PLAJI VE ERENKÖY
KIBRIS TÜRK HALKININ ÇANAKKALESİDİR)
Vakıfların Kıbrıs Türk Halkı için Arz ettiği Ulusal Önem
Ø Vakıflar İdaresi Kıbrıs Türk Halkının Mücadele Tarihinin Odak Noktasında Yer Almıştır
Ø Medeni Hukukun ve Çağdaş Yaşamın Temeli Vakıflar Mücadelesi Kapsamında Gerçekleştirilmiştir
Ø Vakıfların Sahip Olduğu Emlak Kaynakları Kıbrıs Türk Halkı için Hayati Önem Arz etmektedir
Vakıfların arz ettiği toplumsal öneme rağmen, Vakıflar İdaresi Yönetimi Vakıf hükümlerini göz ardı etmekte ve toplumsal haklarımızın heba olmasına neden olmaktadır.
TARİHİ SÜREÇ İÇİNDE VAKIFLARIN ÖNEMİ
Kıbrıs Vakıflar İdaresi özellikle 1915 tarihli ilhak kararından sonra Sömürge İdaresine karşı Toplumsal Varoluş mücadelesinin odak noktasında yer almıştır. 11 Aralık 1949 tarihinde Selimiye  Camii meydanında İngiliz Sömürge İdaresine karşı 20,000 kişi ile en büyük direniş mitingi yapılmıştır; Günümüzde, bu meydanda söz konusu toplumsal direniş yok sayılmakta ve tarihi olay ile alay edercesine günümüzde bu meydanda lokma dağıtılmaktadır.
1974 öncesi kritik dönemde Toplum adına gerçekleştirilen ilk iktisadi atılımlar
1974 öncesi kritik dönemde Toplum adına ilk iktisadi atılımlar Vakıflar İdaresi tarafından gerçekleştirilmiş, bu bağlamda Turizm alanında Saray otel; Tarım alanında ilk Tarımsal
işetme/Piskobu; İlk Sosyal Konut; İlk iş merkezi; Tuğla Fabrikası ile ilk hafif sanayi girişimi Kıbrıs Türk Toplumuna kazandırılmıştır.
2
Vakıf Mücadelesi ile Kıbrıs Türk Halkı adına sağlanan kazanımlar
Toplum mücadelesi 1949 Türk İşleri Ara Raporu isimli Resmi belge ile Sömürge İdaresinin gündemine yerleşmiştir. Türk İşleri Komisyonunun hazırladığı raporda Vakıflar, Müftülük, Eğitim, Aile Kanunu ve Şeri Mahkemeler yer almaktadır. Türk İşleri Komisyonunda, Hakim Mehmet Zeka, Mehmet Dana, Rauf Denktaş, Faiz Kaymak, Suphi Kenan, Fadıl Niyazi Korkut ve Ahmet Pertev görev almıştır.
Buna ilaveten Ulusal Lider Dr. Fazıl Küçük’ün önderliğinde yürütülen Varoluş Mücadelesinde Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına iade edilmesi Kıbrıs Türk tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.
Hazırlanan Türk İşleri Ara Raporu ile Vakıfların Kıbrıs Türk Halkına teslim edilmesi, Şeri Hukuk sisteminin Medeni Kanun ile ikamesi ve Aile Mahkemelerinin kurulması ile Eğitim Kurumlarının Kıbrıs Türk Halkının yönetimine geçmesi sağlanmış oldu. Özetele Sömürge İdaresi Yönetimine sunulan ve zaman içerisinde uygulamaya konan Türk İşleri Raporu, bugünkü çağdaş yaşantımızın temelini oluşturmaktadır.
Türk İşleri Ara Raporu ile sağlanan kazanımlar sayesinde Vakıflar İdaresinin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşması ile Lozan Antlaşmasında özel ve Anayasal statüde yer alması da sağlanmış oldu.
VAKIFLAR YÖNETİMİ KIBRIS TÜRK HALKININ ULUSAL HAKLARINI KORUMA KAPASİTESİNİ KAYBETMİŞ OLUP, TARİHİ KAZANIMLAR HEBA EDİLMEKTEDİR
Tarihi süreç içinde sağlanmış ulusal kazanımlar günümüzde Vakıflar İdaresi Yönetemi tarafından heba edilmektedir.
1-Tarihi Mücadelenin önderleri yok sayılmıştır
Vakıflar Genel Müdürü İbrahim Benter 15 Ağustos 2013 tarihli “Kıbrıs Vakıflarını Araştırma ve Değerlendirme Projesi” kapsamındaki beyanatı ile Vakıfları Kıbrıs Türk halkına kazandıran tarihi mücadelenin ana önderleri Dr. Fazıl Küçük ve RR Denktaş ile Türk İşleri Komisyonunun hizmetlerini yok saymaktadır.
2-Vakıflar İdaresi Rum Tezinin ve Ortodoks Kilisesinin Kontrolü altına girmiştir
A-21 Kasım 2015 tarihli Cyprus Mail gazetesinde yer alan haberlere göre Vakıflara ait Buğday Camiinde Rumların Maraş tezine hizmet eden etkinlik düzenlenmiştir. Maraşın asli
sahibi Kıbrıs Vakıflar İdaresi Yönetimi ise bu etkinliğe seyirci kalmak ve yataklık etmek suretiyle Rum tezinin kontrolu altına girmiştir.
3
B-Din İşleri Başkanlarının Barış yemeklerinin ertesi gününde Ortodoks Kilisesinin “İşgalci Türkiye” “İşgal altında Kıbrıs” söylemlerine Vakıflar Yönetimi sessiz kalmak suretiyle Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesinin kontrolu altına girmiştir.
C-Karşılıklılık ve eşitlik mutabakatı çerçevesinde Hala Sultan restorasyon projesinin Vakıfların onayı ile Kıbrıs Rum Eski Eserler Dairesi tarafından; Apostolos Andreas restorasyon projesinin ise Kıbrıs Rum tarafının onayı ile Vakıflar İdaresi tarafından gerçekleştirilmesi öngörülmüştü. Hala Sultan restorasyon projesinde bu mutabakata uyulmuş, ancak Apostolos Andreas projesinde Vakıflar İdaresi Yönetiminin ihmali ve onayı sonucunda Kıbrıslı Türk mimarlar ve müteahhitler Apostolos Andreas Restorasyon projesinden dışlanmıştır. Sonuçta, projelendirme Yunanistanda yapılmış, uygulama projesi ise ağırlıklı olarak Kıbrıslı Rum müteahhitler tarafından gerçekleştirilmektedir.
3-Tarihi Vakıflar Arşivi yağmalatılmış, Özel Arşivcilerin rehberliğinde Güney Kıbrısta bulunan Vakıf taşınmaz malların hileli yöntemlerle satışı gündeme gelmiştir.
Kurumsal yöntemler ve devlet kurallarına uyulmadan özel çalışma grupları ile yapılan paralı çalışmalar vahim sonuçlar doğurmaya başlamıştır. Son yıllarda, özel arşivcilerin rehberliğinde Kıbrıs Rum kesimine gidip mütevelli veya gallehar olduğunu iddia eden ve Güney Kıbrıs’ta bulunan Vakıf taşınmaz malları satmaya çalışan kişiler olmuştur. Örneğin, 31 Ağustos 2014 tarihli Cyprus Mail gazetesinde Bekir Paşa Vakfına ait 2420 dönüm tutarındaki arazinin satışı için Güney Kıbrıs’ta girişimler yapıldığı haberi yer almıştır. Bu girişimlerin arkasında Vakıflar İdaresi Yönetimi tarafından görevlendirilmiş özel arşivcilerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
4-Vakıflar İdaresi Anayasal suç işlemek suretiyle ve Kıbrıs Yasalarına rağmen Kıbrıslı Rumlara ait Vakıfların kurulmasına zemin hazırlamıştır.
Vakıflar İdaresi adına hazırlanan TEPAV Raporu vahim ötesi bir tespit hatası yaparak Kıbrıs’ta gayrımüslim Vakıflardan söz etmektedir. Ancak, ada genelinde geçerli Anayasal ve yasal hükümler Ahkamü’l Evkaf’ı tanımakta ve sadece Müslüman Kıbrıslı Türklerin Vakıf tesis edebileceğini vurgulamaktadır.
Vakıflar Yönetimi Kıbrıs Yasalarına göre Kıbrıslı Rumların Vakıf tesis edemeyeceğini, yalnız Kıbrıslı Müslüman Türklerin Vakıf tesis edebileceğini göz ardı etmektedir. Bu bağlamda, TEPAV Raporunda Güney Kıbrıs’ta bulunan Kıbrıslı Rumlara ait sözde Vakıflara, Vakıfları düzenleyen kurallara ve Vakıf türlerine yer verilmektedir. Yapılan bu vahim hata ile Kıbrıslı Rumlara ait tröstler, hayırsever dernekler, yardım dernekleri ve cemiyetler Vakıf statüsünde kabul edilmektedir. Vakıflar İdaresi adına TEPAV tarafından yapılan bu hatalı
tespit ada genelinde geçerli anayasal ve yasal hükümlere aykırı olup, Kıbrıslı Rumlara ait yardım derneklerinin statüsünü yükseltmeye hizmet etmektedir.
5-Vakıflar İdaresi Yönetimi Anayasal suç işlemek suretiyle ve KKTC ile TC Yasalarına aykırı olarak Cemaat (Tarikat) Vakıflarına kapı açmaktadır.
Vakıflar İdaresi Yönetimi tarafından yapılan çalışmalarda, 1949 Tarihli Türk İşleri ara Raporunda öngörülen çağdaş medeni kanun hükümleri ve Atatürk ilkeleri göz ardı edilmektedir. Vakıflar idaresi adına hazırlanan TEPAV Raporunda KKTC ve TC Yasalarına aykırı olarak Cemaat/(Tarikat) Vakıflarına kapı açılmaktadır. Bu bağlamda Anayasal suç işlemek suretiyle iptidai bir toplum yaratma faaliyetleri kurumsal çağdaş yapının yerini almıştır.
Sonuç
Yukardaki anlatım temelinde Barış Harekatının başlatıldığı alan olan Yavuz Çıkarma Plajı, Kıbrıs Türk Halkının mücadele Tarihinin ve Kıbrıs Türk Halkının Varoluş Mücadelesinin odak noktasında olan Vakıflar Tarihini yansıtan bir merkez olarak yapılandırılmalıdır. Bu merkezde Mücadele Tarihinin belgeleri, Mücadele tarihinin önderleri ve icraatları ile basın-yayın organlarında yer alan mücadele haber ve yorumları düzenlenip halka açılmalıdır. Yavuz Çıkarma Plajının sahibi olan ve Sosyal–Kültürel-Siyasal-Ekonomik-Medeni Hukuk ve Din alanlarında tarihi görevlerini ifa edemeyen Vakıflar İdaresi Yönetimi ise görevden alınmalıdır.
Kamuoyunun bilgi ve tezekkürlerine saygı ile sunulur.
Taner Derviş
Kıbrıs Vakıflar İdaresi Eski Genel Müdürü
7 Mayıs 2017; Lefkoşa