26 Nisan 20020’de yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı  seçimi için 5 tane aday, er meydanına çıkmaya hazırlanıyor.  Bir diğer anlamda “Meydanlar ateşli nutuklara gebe” de diyebiliriz.

                Şu ana kadar şu siyasiler kesin adaylıklarını açıkladılar:

                Halen görev başında olan 4’ncü KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar, Halkın Partisi kurucusu ve eski başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, CTP Genel Başkanı ve eski Başbakan Tufan Erhürman ve YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı...

                Altıncı aday olarak eski Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber’in de aday olacağı yönünde haberler basında dolaşsa da, bugüne kadar Sibel Hanım’ın kesin aday olacağına dair birşey duymadık.  Lakin Sibel Hanım’ın pek çok toplum birimlerini gezmesi, halkla içiçe olmadı ve sık sık basın yayında yer alması, onun aday olabileceği mesajını veriyor.

                Dr. Sibel Siber, geçmişte CTP-BG’den Cumhurbaşkanlığı’na aday olmuş ve bayağı da adaylığı kabul görmüştü.  Lakin bu kez CTP, Sibel Hanım’ın dışında Tufan Erhürman’ı aday gösterdi.

                Kabul etmek lazım...  Arkanızda güçlü bir parti desteği olmazsa, ağzınızla kuş kapsanız seçilemezsiniz.

                Bunu bir de diğer şekli içinde yorumlamak lazım.

                Örneğin Mustafa Akıncı ile Dr. Sibel Siber, her kesimden oy alabilecek vasıfta adaylardır.  Arkalarında güçlü ve büyük bir parti desteği olmasa da bu iki adayı seven ve kucaklayan sessiz bir çoğunluk vardır.

                Bence Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yeniden aday olması, buna dayanmaktadır.  Kaldı ki kendisinin çok büyük bir siyasi birikimi ve kişilikli davranışları vardır.  Kıbrıs konususndaki ikili görüşmelerde Rum görüşmeci Anastasiadis’i pek çok kez köşeye sıkıştırdığı da bir gerçek.  Akıncı’nın görkemli bir kalabalıkla adaylığını açlıklaması ve verdiği mesajlar, “Bu koşuda ben de varım, bunu da unutmayınız” dercesineydi.

                 UBP Genel Başkanı ve Başbakan Ersin Tatar’ın, bu koşunun en güçlü adayı olduğunu gösteriyor.  Özellikle çok geniş tabanlı UBP’nin adayı olması onun şansının çok yüksek olduğu mesajını da veriyor.

                Ersin Tatar, İngiltere’nin en ünlü üniversitesinden mezun olmuş bir ekonomist ve “Charter Accounttan”dır.  Süper İngilizcesi ile halka güven veriyor ve Kıbrıs sorununa da mühiş vakıftır.

                Ersin Tatar, çok köklü bir aileden gelmektedir ve hep siyasetin içinde büyümüştür.  Rahmetlik dedesi Cemal Müftüzade, Dr. Fazıl Küçük’ün uzun zaman müsteşarlığını yapmış ve Zürih ve Londra Konferansları’nda bizzat hazır bulunmuş çok değerli bir bürokrattı.  Babası Rüstem Tatar da Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Baş Murakıp olarak ve 21 Aralık 1963 olaylarından sonra Genel Komite’de Yürütme Kurulu Maliye Bakan olarak çalışmıştır.  Ersin Tatar, Çok büyük hayallerle milletvekiliğine atılması ve seçilmesi, onun en büyük şansı olmuştur.  UBP’nin son Genel Kurulu’nda UBP Genel Başkanı olarak seçilmiş ve teamüller gereği  Başbakan olmuştur.  Tabii ki Başkanlık seçimlerine girecek adaylardan en büyük şansa sahip, Mustafa Akıncı ile Ersin Tatar’dır.  Halen bu süreçte tuttukları makamlar, kim nasıl yorumlarsa yorumlasın, onlara bir artı avantaj olarak katkı koyuyor.

                HP eski Genel Başkanı ve halen Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı görevlerini yürüten Kudret Özesay da çok değerli bir siyasetçi ve üniversite öğretim görevlerinde bulunmuş birisidir.  Akademik kariyeti, onu buralara kadar taşımıştır. Esasında onu, Kıbrıs ikili görüşmelerinden tanımış ve çok takdir etmiştik.   Onun vermiş olduğu beyanatlar, “Kudret Özersay dürüst ve ahlaklı bir politikacıdır” mesajı veriyordu ve hala veriyor.  Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı yarışında bayağı yüksek oy almış ve siyasi kariyetini pekiştirme şansını yakalamıştı.  O güven değil mi HP’nin kurulmasını ve mecliste partisinin bir temsiliyet hakkı kazanmasını sağlayan?

                YDP Genel Başkanı ve Lefkoşa Milletvekili Erhan Arıklı da çok değerli bir siyasetçidir bana göre.  Akademik kariyeti yanında kendini topluma kabul ettirmiş TC kökenli kardeşlerimizdendir.

                Onun ve arkadaşlarının kurmuş olduğu Yeniden Doğuş Partisi, bana rahmetllik Aytaç Beşeşleri hatırlattı.  Hasbel kader benim Devlet ve Sosyal Yardım Bakanlık Müdürlüğü’ne atandığım dönemin hemen sonrasında benim bakanım olmuştu rahmetlik Aytaç Bey.  Aytaç Beşeşler’i UBP’nin DOKUZLAR HAREKETİ” içinde gördük.  Ondan sonraki Kurucu Meclis sürecinde Turizm ve Sosyal Yardım Bakanlığı koltuğuna oturmuş ve kendisi ile çok güzel ve muhabbetli günler geçirmiş, pek çok da önemli işlere birlikte imza atmıştık..  Bana olan güveni de sonsuzdu, nur içinde yatsın.

                Kurucu Meclis sonrasında yeni genel seçimler gündeme gelince Aytaç Bey, bir pari kurmayı kafasına koymuş ve yeni kurulacak partinin adının “Yeniden Doğuş Partisi” olmasını söylemiş, hatta benden de bir fikir almıştı partinin ismi konusunda.  Hem de benim UBP’ci bir bürokrat olduğumu bile bile.

                O soruyu bana sorduğunda ben de kendisine “Partinizin ismini Yeniden Doğuş Partisi değil de, Yeni Doğuş Partisi koysanız daha bir doyurucu ve daha bir güçlü mesaj verici özelliği olabileceğini” söylemiş, o da kabul ederek partisini “Yeni Doğuş Partisi” adı altında seçime sokmuştu.  İşte bu süreçte bana da adaylık teklif etmiş ama politikayı düşünmediğimi söylemiştim.  Nitekim o da mecliste bir grup oluşturmuş ve meclise girmeyi başarmıştı.

                Rahmetlik Aytaç Beşeşler çok mükemmel ve çok da demokrat bir insandı.  Hiçbir zaman Kıbrıslı-Türkiyeli ayırımı yapmamıştı.  Parti tabanının TC’lerden oluşmasına rağmen hep o dengeleri korumasını bilmişti.  O bağlamda Erhan Arıklı’nın partisi birden bana geçmiş günleri ve sevgili Aytaç Beşeşleri hatırlatmıştır.

                Erhan Arıklı, TC’li göçmen çocuklarındandır.  Onun gibi nice özel göçmen çocuğu vardır ki, bunların kimisi doktor, kimisi ekonomist, kimisi mimar mühendis ve kimisi de başarılı iş adamı olmuşlardır.  Hatta devletin en üst kademelerine kadar yükselen TC’li kardeşlerimiz vardır.  Ben o yönü ile Erhan Arıklı’yı büyük bir yüreklilikle takdir ediyor ve mükemmel ve kusursuz Türkçesi ile insanları etkilediğini söyleyebilirim.  Tabii ki yukarıda ifade ettiğim gibi, “Arkanızda büyük ve güçlü bir parti yoksa seçilemezsiniz” ifademin, Erhan Arılı için de geçerli olduğunu söyleyebilirim.

                Siyaset yolunda bu tür seçimlere katılmak da bir erdemdir ve sesinizi kamuoyuna duyurduğunuz gibi, medeni cesaretinizle de büyük takdir toparsınız.

                Bu kadar değerli insanın seçim meydanlarına çıkması, bende o çağrışımı yaptı.

                “Meydanlar ateşli nutuklara gebe” adını koydum yazımın başlığını.

                Tüm adaylara başarılar dilerim.