Oyunu bizim partiye ver.

Hayır bizim partiye ver.

Çünkü biz solcuyuz.

Çünkü biz milliyetçiyiz.

Yıllardır partilerden dinlediğimiz söylemler bunlar.

Her hangi bir partinin evdeki çeşmelerden içilebilecek kalitede su akıtacağım, işte şunları şunları yaparak bunu başaracağım dediğine şahit oldunuz mu.

Limit üstü kalıntıları, kimyasal kalıntıları tespit edip imha etmek yerine, biz tarımda canlılara zararlı olan kimyasalların kullanılmasını engelleyerek, doğal şartlarda tarım yapılmasını teşvik edeceğiz, bunu da şöyle yapmayı planladık, konu hakkında partimizin tarımla ilgilenen komiteleri,  köylülerimiz ve tarım, ziraat mühendisleri ile sürekli temas ve toplantı halindedir demeyi hayal eden her hangi bir parti var mı şu KKTC de.

Siz sağcısınız anladık da narenciye bahçeleri nasıl anlasın sizin milliyetçiliğinizi ki, bayrak gösterdiğinizde şaha kalkıp bire bin ürün vermeye başlasın.

Siz solcusunuz anladık da, çav bela diye marşa durduğunuzda sizi duyan ineklerde süt verimi kat be kat artacak mı.

Bircik bircik hepimizin halk olmanın ve halkı devlet olarak örgütlemenin, lafazanlıkla ya da ben yaptım oldu kolaycılığı ile olmadığını, olamayacağını anlamamız gereken günlerden geçiyoruz.

Örgütlenmek ancak ve yalnız aklı, bilgisi donanımı ile çalışanların bir araya gelmesi ile olası olabileceğini kavramalıyız.

Biz aynı kafada, aynı boş vermişlikte, aynı küfürbazlıkta birleştik biz artık örgütüz demekle olmuyor.

Ne demekse kadın kolları ya da kadın örgütüne sahip olan partilerimiz, ev kadınlarının sigortalanmasını yasal zorunluluk, şu ve bu nedenle yani hangi nedenlerle gerekli gördüğüne dair bir çalışması ve çalışmayı sonlandırarak yasallaşması için meclise sunduğuna tanıklık ettik mi.

Hangi yerleşim yerlerinde nasıl bir tarım yaparsak birim çabadan en yüksek verimi elde edebiliriz diye bir çabası var mı kendilerini parti diye konumlandıranların.