Çocukluğumuza dair en önemli anlatılarımızdan biriydi, ıslatılmış ve üstüne şeker serpilmiş, annelerimizin elimize tutuşturduğu bir dilim ekmek.

  1950 sonlarına, 1960’lara dönmeyelim. Şimdi anlatırken çocukluğumuzu güzelleyerek anlatıyoruz ama KKTC’inde doğan, yaşayan çocukların ne Fransız çocuklarından, ne de İngiliz Alman, Rum çocuklarından bir eksiği yok.

  Siyasete soyunmuş her bir kişi ( kendini kişi değil de birey olarak tanımlasa da) öncelikli olarak bilmelidir ki ; kendi çocuğu çukulata, muz, ithal pasta yerken diğer çocukların ıslak ekmeğin üzerine bulursa şeker serperek meyve pasta çukulata niyetine yemesi, siyasetin ve hükümetin, muhalefetin meclisin yüz karasıdır.

  İnsanlığın doğal olarak en değerli kurumu olan aile kurumunun asgari düzeyde beslenmesi ( asgari ücretle değil ha, asgari beslenme) hükümetlerin, siyaset kurumunun en asli sorumluluğu altındadır.

  KOOP süt özel sektöre ait midir ki zararına satış yapmaktan kaçınsın. Eğer devletin / kamunun süt ve süt ürünleri üretim tesisleri varsa, bu tesislerin üretim maksadı kâr etmek değil, halkın, özellikle çocukların sağlıklı beslenmesi olmalıdır.

  Kaldı ki hükümetlerimizin, yıllardır kendi kendileri başta olmak üzere halkı da kandırmaya çalıştıkları ‘ serbest piyasa ekonomisi ’ uyguluyoruz meselesi bir safsatadan ibarettir. Serbest piyasa ekonomisi ancak ve yalnız G 7 diye kümelenen ve dünya halklarının, devletlerinin ümüğüne çökmelerine yarayan bir palavradan ibarettir. Nasıl mı, ABD  serbest piyasa ekonomisinin de Jandarmasıdır ve Amerika Türkiye’ye tekstil ve çelik, Fransa’ya şarap ve peynir, Hindistan’a tekstil kotaları koymakta ve hatta Çin Rusya ve Küba başta olmak üzere hazzetmediği tüm devletlere, halklara düpedüz ambargo uygulamakta ve hatta mallarına mülklerine servetlerine korsan gibi el koymaktadır. Geçelim.

  İş bize gelince, ithalatçılar, tedarikçiler tüccarlar Türk lirasının değer erozyonuna uğramasını fırsat bilerek ve olası 10 tl kilo başına farka 10 - 20 tl de keyfi ekleyerek serbest piyasa ekonomisi var hükümet karışamaz bahanesi ile açıkça kazık atmaktadırlar, stokçuluk da ( özellikle akar yakıt ve gaz ) cabası. Buna dur demek de hükümetlerin görevidir

  Bir ay sonra seçim var ve siz sayın, çok sayın partiler, yağsız  sütsüz şekersiz unsuz, gazsız  ve hatta ekmeksiz bıraktığınız ya da ekmeksiz bırakılmalarına göz yumduğunuz insanlardan / halkımızdan oy talep edeceksiniz hem de güzel günler vaad ederek.

  Çok çok sayınlar,  çocukluklarını yetersiz beslenme ile hatta yarı aç olarak geçiren insanlardan yarınlar da ne olur diye azıcık düşünür müsünüz.

  TEKRARLIYORUM,  ASGARİ ÜCRET İLE HATTA BAREM 14’E KADAR MAAŞLA ÇALIŞAN İNSANLARIN ÇOCUKLARI DA SİZİN ÇOCUKLARINIZ KADAR ÇOCUKTUR VE DEĞERLİDİR.

  Yoksa siz rahat rahat ve bol bol çukulata yerken,  size oy verecek olanların çocuklarına ıslak ekmeğe şeker serpip de  çukulata niyetine yeyip şükran duymaları gerektiğini layık – müstehak görmek için mi siyaset erbabı oldunuz.