Yaklaşık iki yıla geldiğimiz koronavirüs belası, günlük hayatımızda üretilen bazı kelime ve ifadelere nefretlik getirdi diyebilirim.  Bugün günlük hayatımıza giren ve psikolojimizin bozulmasına sebep olan o kelime ve ifadeleri köşeme taşımaya karar verdim.   Taşırken de şöyle düşündüm:

            “Herhalde bazı kişiler bu mesajı alacaklardır.”

            Bakınız günlük hayatımıza giren ve bir türlü kurtulamadığımız şu ifadelere...

            -Kokronavüs dünyayı sardı...

            -Koronavirüs’ten günde şu kadar insan ölüyor...

            -Virüs mutasyona uğradı...

            -Virüsün yeni varyantları görüldü.

            -Üretilen aşılar insanlara yetmiyor veya yetişemiyor.

            -Mutlaka aşı olunuz....

            -Aşı olmayan şu kadar insan entübe oldu ve hayatını kaybetti.

            Bunlar direk insan hayatını etkileyen ve insanlarda psikolojik bozukluk yaratan açıklamalar ve bilgilerdir.  İsterseniz daha da bu listeyi uzatabiliriz şu belanın uzaması nedeniyle.  Bakınız günlük hayatımızda kullandığımız ifadelere:

            -Mutlaka maske takınız...

            -Mutlaka hijyen kurallarına uyunuz...

            -Kalabalık yerlere girmekten kaçınınız...

            -Restorant ve diğer işletmeler mutlaka ADAPAS talep etmelidir.

            -PCR testinizi yaptırınız.

            -Antijeninizi yaptırdınız mı?

            -Hala aşı olmayan insanlar vardır...

            -Koronavirüs’ten filan adam da öldü...

            Hala düşünüyorum şu pandemi döneminde direk veya endirek bizleri etkileyen ifadeleri.  Düşündükçe de durmaksızın su yüzüne çıkıyor o kelime ve ifadeler.

            Bakınız aklıma gelen diğer ifadelere:

            -Aşılanmak hayat kurtarır...

            -Aşı ve antijen kuyrukları insanları bezdirdi...

            -PCR kuyrukları yeni PCR merkezlerinin gerekliliği mesajını veriyor.

            -Memlekete Türkiye’den şu kadar aşı geldi...

            -Güneyden kuzeye şu kadar aşı geldi.

            -Sınır geçişlerinde mutlaka PCR testi ve ADAKART talebi...

            -Hariçten gelenler mutlaka bir hafta garantinada kalacak...

            -Okullarda şu kadar öğrenci ve şu kadar öğretmen pozitif çıktı.

            -Aşılanmaya mecburiyet getirilmelidir...

            -Covid-19 mutasyonu Omicron Afrika kıtasındaki 6 ülkede görüldü...

            -Güneydeki ilkokullarda dünden itibaren maske zorunluluğu getirildi...

            -Lütfen daha dikkatli olalım...

            -Son bir haftada vaka sayısı %54 arttı.

            -Koronavirüs ekonomiyi çökertti.

            Bütün bunları tek tek okuduğunuzda sizde psikolojik baskı ve psikolojik bozukluk yaratmıyor mu?  Yaratıyor elbette.

            Bütün bunların toplamı, direk insan hayatı ile ilgilidir ve dünya, çok büyük bir tehlike ile cebelleşip duruyor ve soruyor:

            “Şu Koronavirüs belasından ne zaman kurtulacağız?”

            İşte işin özü buradadır.

            Bu beladan kurtulmanın yolları da, elbette ki kurallara uymamıza bağlıdır.

            Bütün bu başlıklar insan hayatının açmazları ve zorluklarıdır, içinde yaşadıımız süreçte.

            Bizim elimizdeki silah nedir?

            İnsanların elindeki silah, aşı, maske, hijyen ve sosyal mesafedir.  Bunlardan kurtulmanın veya “beraber yaşarken” korunmanın yollarıdır.

            Yani nefret ettiğimiz şu ifadeler...