Birleşmiş Milletler’in 72’nci Genel Kurul Görüşmeleri, 120’den fazla devlet başkan ve temsilcileri ile başladı.   Başladı ama, umutsuz başladı.
Başta ABD Başkanı Trump olmak üzere, BM Genel Sekreteri Antoni Guterres, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve daha nice ülke temsilcisi konuşmalarında “dünya barışına” değinirlerken, o temenninin bile tehlikede olduğu mesajını vermişler.
Bence bu Genel Kurul’a damgasını vuran en önemli olay, Kuzey Kore’nin yapmış olduğu nükleer silah tehditleridir.
Hani “Dünyada en büyük güç benim” dercesine bir çılgın kahramanlık sergiler gibi...
Bu çılgın deneyin sonrasını düşünüyor bütün dünya ülke ve liderleri.
“Kuzey Kore bir çılgınlık yapar ve bu çılgınlığa devam ederse, dünyadaki savaşların boyutunun değişeceği” mesajı veriliyor ayrıca.
Bakınız ABD Başkanı Donald Trump ne demiş bu konuda Genel Kurulda...
“Kuzey Kore, nükleer silah programıyla tüm insanlığı tehdit etmektedir ama biz de bu ülkeye karşı tedbirleri almaya ABD olarak hazırız.”
Trump’ın bu sözleri insanlık için iyi sözler olsa da, dünyada olabilecek bir nükleer silahlar savaşı ve sonrasının, dünyanın da sonunu getirebilecek niteliğe dönüşebileceği mesajı verilmiş oluyor.
Trump, resmen Kuzey Kore’yi bu sözleri ile tehdit ediyor.  “Aklını başına al, atacağın her yanlış adımın karşısında biz olacağız” diyor bir yerde.  Daha da açıkçası bir dünya savaşının sinyalleri verilmiş oluyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in konuşması da hayli ilginç ama ilginç olduğu kadar da endişe ve acı vericiydi.
Bakınız Guterres’in kullandığı sözlere...  Onun da yapmış olduğu konuşmada parmak bastığı en önemli nokta Kuzey Kore’nin nikleer silah denemesidir.
“Nükleer silahlara yönelik endişe, soğuk savaştan beri en yüksek seviyelere ulaşarak soyut bir korku olmaktan çıkmış ve milyonlarca kişinin Kuzey Kore, kışkırtıcı nükleer ve füze denemeleri nedeniyle korku içinde yaşamaya başlamıştır.”
Gerçekten Kuzey Kore’nin nükleer silah denemesi insanlık için hem tehdit, hem de büyük bir çılgınılıktır.  
Şayet geçmişi düşünerek geleceği tahlil edersek, bu endişelerin boyutunu da anlamış oluruz.
Hatırlayın bakalım...  Bir zamanlar Hiroşima ve Nakazaki’ye atılan atom bombalarından binlerce insanın nasıl öldüğü ve izlerinin de ne kadar derin oluğu bilinen bir durum.
Ondan sonra bir daha atom bombası denenmedi ama, pek çok da kimyasal silahlar üretildi.  Genel anlamda silah sanayii, en gelişmiş noktaya ulaştı ve insan hayatı da o silahların piminin ucunda kaldı.
Nükleer silahlar bir tarafa...  Bütün dünyayı ve dünya barışını tehdit eden şeylerin başında terör geliyor. 
BM Genel Kurulu’nda en önemli hususlardan birisi de dünyayı tehdit eden terördü.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan çok güzel değindi bu duruma.  Bakınız ne demiş Erdoğan...
“Çatışma ortamlarından beslenen teröristler, faaliyetlerini muhtelif bölgere yayarak sürdürmektedirler.  Yabancı düşmanlığı, kültürel ırkçılık ve İslam karşıtlığı etrafında bulunan radikal akımlar, şiddet dolu eylemler takip edilmektedir.”
Erdoğan’ın kullandığı şu ifadeler de insanlık için güzeldi.
“İnsana odaklanmak, sürdürülebilir bir dünyada herkes için barış ve insanca yaşama mücadelesi temenni ediyorum...”
Genel Kurul’un özü buydu açılışta.  Kuzey Kore’nin nükleer silah denemesi ve tehdidi, terör ve insanlık...
Bütün bu sözler gerçek anlamda insanlık için söylenmiş güzel sözlerdi.  Önemli olan hayatı kurtarmak ve oluşabilecek en ufak tehlikelere karşı uyanık ve tedbirli olmak.
Peki bundan sonra ne değişecek?
Bence bundan sonra, yani yeni yılda insanlığın başına neler gelecek?  Hiç bunu düşündünüz mü?
Bence bütün dünya daha da silahlanmaya ve nükleer silah gelişimini körüklemeye devam edecektir.  Güçler dengesi ve güçler çatışması her zaman olduğu gibi, yeni dönemde de olacaktır.
Belki insanlığı tehdit eden soğuk ve soyut savaşlar, sıcak savaşları daha da tetikleyecektir.
Demek oluyor ki insanı var eden insanoğlu, bir gün gelecek yine insanlığı yok edecek ve dünya haritasından silecektir.
Atalarımız ne demiş?
“Tüfek icad oldu mertlik bozuldu” diye!
İşte geleceğimiz ve tehdit altındaki dünya barışı sevgili okurlarım...