Ol alem içimizden ibarettir.
Ne ki vardır içimizdedir 
ve her ne ki içimizde yoktur o zaten var değildir.
Kâinatı sarıp sarmalayıp paket yapıp bir dolaba koyamaz USA teknolojisi bile.
O kadar kocamandır ve fakat bütün kâinatı hatta erişemediğimiz uzaklıklarda olsalar da komşumuz kâinatlar da dahil olmak üzere gözümüze gönlümüze içimize sığdırdığımız tartışılamaz hakikattir.
Ha tartışma tiryakisiyseniz hele de tartışmalarınızı mutlaka kazanacak kadar çağdaş uzlaşmacı demokratlardansanız tartışınız.
Zamanlar bile akıp geçmiş nehirler gibi içimizdedir.
Fırat nehri ve Kızılırmak Nil dahi Amazon içinizde akmıyor mu akmıyorsa küresel ısınma dışınızdadır ki tüketmeye kendinizi devam edin, hiçbir vaveylanız sahici değildir.
Köroğlu kıratı ile eşginden dörtnala alıp yatırmıyorsa içinizin yalçın dağlarında,  rüzgâr hiç yalamıyacaktır saçlarınızı, konserve bir esinti ile şakaklarınıza düşecektir aklar geçip uzaklarınızdan giden uzaklarınıza transatlantikler gibi.
İçinizdeki coğrafya değilse bombalanan Irak adı altında, ‘desene ki güzelim siz hiç yaşamamışsınız’.
Kalkıp konduğu bütün dallar Zümrüd-ü ankanın içiniz değilse, muhabbet kuşlarıdır kafesinde mutlu özgürlük sizin için.
Çıplaktır doğa ve ayıpsızdır, günahsızdır ve suçsuz, 
her ne ki suçtur, içimizin karanlık dehlizlerinde, pusularında beslenmektedir azgın ve kuduz doyumsuz toplumsal benliğimizle.
Toplu yaşamak eylemi insanın, ille de ve mutlaka ayıpları amanları suçları lânetleri geliştirmemeliydi ve fakat toplu yaşamanın olası erdemleri - bencilik-bencillik ve ben merkezcilik -  ruhsal bozuklukları hastalıkları ile tahribata uğramasaydı hayat ve dünya, başka türlü olurdu.
yine de başka bir hayat mümkündür ruhumuzu arındırırsak eğer.
Armudun tadı içimizde midir.Dışımızdadır tabii, fakat ısırınca ağzımızdan başlayarak yayılan o tad ve reyiha dışımızda olabilemez, tanıdıkdır bildiktir çünkü. Hep içimizdedir de dişleyince armudu çıkar bilince, üşümek duygusu dışımızda olsaydı yanıp kavrulduğumuz bu günlerde hasretle andığımız beklediğimiz o durumu nasıl özlüyor bekliyor olacaktık.
Güzel günler hangi dağın ardındadır diye sormazdık asla eğer içimizde, bir Köroğlu, Dadaloğlu olmasa 
Ve okuyunca bir şiiri aştığımız güzel günler dağları olmasa.
Ne demişti Veysel. Aşık Veysel ‘güzelliğin on para etmez / bu bendeki aşk olmasa’
Güzel ve güzellik içimizde varsa vardır. İçimiz kötüyse, hayat ve dünya çok güzel olsa ne yazar
Ve şey de demişti kör ustam ‘ Koyun kurt ile gezerdi fikir başka başka olmasa’’
Başka fikirlerin varlığı zenginliğimizdir.